Ölüye telkın vermek, cenazeyi sesli olarak takip etmek, kabirlere basmak ve üzerine oturmak

(Bölümün numarası 8; Page No. 340) (7408) no'lu fetvanın birinci, üçüncü ve sekizinci soruları: Soru 1: İnsanlardan bir çoğu telkın haramdır diyorlar. Çünkü Peygamber (s.a.v.) onu yapmamıştır. Bu sahih midir?


Cevap 1: Evet, definden sonra ölüye telkın vermek bid'attır. Çünkü Resûlüllah (s.a.v.), Hulafa-i Raşidin ve diğer sahabe (r.a.) onu yapmamışlardır. Bu konuda varid olan hadisler sahih değildir. Ancak meşru olan telkın, ölümünden önce, muhtezar'a kelime-i tevhid olan "la ilahe illellah" sözünü telkın etmektir. Zira Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Ölülerinize "la ilahe illellah" sözünü telkın ediniz. Hadisi Müslim Sahih'inde rivayet etmiştir. Buradaki ölülerden kasıt, âlimlerin bu hadisin şerhinde açıkladıkları gibi, muhtezarlardır. (ölümü yaklaşan kimselerdir.) Soru 3: Cenazeyi takip edenlerin, "Onu birleyiniz, Allah'ı zikrediniz" yahut benzeri şekilde söylemek suretiyle cenazeyi sesli olarak takip etmek caiz midir? Cevap 3: Caiz değildir, bilakis o bid'attır. Çünkü kitap ve sünnetten buna delalet eden bir şey varid olmamıştır. Peygamber (s.a.v.) de şöyle buyurmuştur: Her kim işimiz (dînimiz) üzere olmayan bir iş işlerse, o işlediği şey reddolunmuştur. Hadisi Müslim Sahih'inde rivayet etmiştir. (Bölümün numarası 8; Page No. 341)  Soru 8: Ölünün defnine katılan insanların bir çoğu, onu defnettikten sonra kabirler üzerindeki ağaçtan kesiyorlar, bazıları ayaklarıyla kabirlere vuruyorlar ve bazıları da onun üzerine oturuyorlar. Bu caiz midir? Onların Allah katındaki hükmü nedir? Cevap 8: Kabirlere basmak ve onun üzerine oturmak caiz değildir. Çünkü Resûlüllah (s.a.v.) bundan nehyetmiştir ve bunda onu küçük düşürme vardır. Onu yapan günahkar olur. Onu men etmek ve ona nasihat etmek gerekir. Eğer buna ihtiyaç varsa, ağacın kesilmesinde bir mahzur yoktur.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.


Tags: