(6216) no'lu fetva:
(Bölümün numarası 1; Page No. 788) Soru: İki kişi kavga yapsalar ve bu kavgalarını yerel (örfi) mahkemeye taşısalar hüküm nedir? Her ikisi de kendi isimlendirdikleri bir ölçü koyuyor ve aralarında hükmedecek olan kabile şeyhinin hükmüne razı oluyorlar. Şeyhin önüne oturup her birisi diğeri aleyhine meseleyi anlatıyor. Mesele kolay bir mesele ise hatalı kimsenin davacıya bir kurban kesmesi üzere hükmeder. Eğer mesele büyük bir mesele ise cenbiye, yani eskiden uygulanan başına keskin bir alet ile kanayıncaya kadar vurmakla hükmetmektedir. Fakat bugün cenbiye cezası dirhem (yani para) olarak uygulanmaktadır. Ve bunu da barış olarak isimlendirmektedirler. Bu uygulama kabileler arasında yaygın olup, aynı zamanda bunu mezhep olarak isimlendirmektedirler. Eğer onların bu uygulamasına razı olmazsan senden mezhepten çıkmış kişi olarak bahsederler. Bu durumda hüküm nedir sayın hocam?
Cevap: Müslümanların ne örfi hükümler ne de beşeri hükümlerle değil, İslam şeriatının hükümleriyle hükmetmeleri gerekir. Bu bahsettiğin husus hakikatte barış değildir. Bu uygulama sadece yerel kaide ve prensiplerle hükmetmektir. Bu sebeple bunu mezhep olarak isimlendiriyorlar. Hükmün içeriğine razı olmayanlara mezhepten çıktı, diyorlar. Bu durumun barış olarak isimlendirilmesi olayın tağutlarla hükmetmek olduğu gerçeğini değiştirmez. Sonra belirlenen kurban ve keskin bir aletle kanatıncaya kadar kafasına vurma şeklindeki hüküm de şer'î bir hüküm değildir. (Bölümün numarası 1; Page No. 789) Bu durumda kabile şeyhlerinin insanlar arasında bu yolla hüküm vermemeleri gerekir. Müslümaların da bu şeyhler şer'î hükümlere dönmedikçe onlara mesele götürmemeleri gerekmektedir. Hamd olsun bugün devlet yöneticimiz insanlar arasında Allah'ın kitabı ve Resulünün (s.a.v.) sünneti ile hükmederek davaları çözüp sorunları Allah'ın şeriatına uygun bir şekilde halleden hakimler tayin etmiştir. Allah'ın hükmüyle hükmeden İslam âlimleri tayin edildiği ve var olduğu sürece herhangi bir konuda tağutlara meseleyi götürmek hiç kimse için asla ma'zur görülmez.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.