(18958) no'lu fetva:
Soru: Vasiyet konusunda şeriatın hükmü nedir? Bir başka ifade ile; kişinin ölmeden önce vasiyet ettiği şeyin şer'i hükmü nedir? Ve hangi durumda vasiyeti yerine getirmek gerekli olmaktadır?
Cevap: Bir kimse malından vasiyet etmek isterse ecel gelip çatmadan önce vasiyetini yazılı olarak yapması gerekir. Vasiyetini belgelendirmeye ve şahit tutmaya koyulması gerekir. Vasiyet iki kısma ayrılır. (Bölümün numarası 16; Page No. 264) Birincisi vacip olan vasiyettir. Kişinin alacakları ve borçlarını vasiyet etmesi buna örnektir. Alacak, borç, satın alınan malların bedelleri, yanında emanet bırakılan mallar, başkaları üzerindeki alacakları buna örnektir. Bu durumda vasiyeti yerine getirmek vaciptir. Kişinin kendi mallarını koruması ve zimmetini temize çıkarması gerekir. Sonra öldükten sonra varisleri ile hak sahipleri arasında çekişme çıkmaması için bu vaciptir. Hz. Peygamber bu konuda şöyle buyurmuştur:
Hakkında vasiyet edebileceği bir malı bulunan Müslüman bir kimsenin, vasiyeti yanında yazılı olmaksızın iki gece geçirmeye hakkı yoktur.
Bu hadisi Buhari ve Müslim
Sahih
isimli eserlerinde
rivayet etmişlerdir.
Buraya aldığımız hadis metni
Buhari'ye aittir. ( III, 186)
(Bölümün numarası 16; Page No. 265) İkincisi müstehap vasiyettir: Bu sırf teberrudur. İnsanın ölümünden sonra malının üçte birini vasiyet etmesi buna örnektir.
Halid b. Ubeyd es-Sülemi'nin nakline göre
Resulullah (s.a.v.) şöyle demiştir:
Allah, sevaplarınızı artırmak için, vefatınız anında mallarınızın üçte birini sizin yetkinize bıraktı.
el-Heysemî
Mecmau'z-
zevâid isimli eserinde şöyle der: Bu hadisi
Taberani
rivayet
etmiştir. İsnadı hasendir.
Hadisi İmam Ahmed
Müsned isimli eserinde
Ebu'd-Derdâ'dan
benzer lafızlarla rivayet etmiştir.
Bir diğer rivayet Sa'd b. Ebi Vakkas hadisidir. Bu hadis Buhari ve Müslim'in Sahih'lerinde şöyle
yer almıştır.
Ben Mekke'de iken Peygamber (s.a.v.) hasta ziyaretinde bulunmak üzere geldi. O, oradan hicret ettiği yerde ölmekten korkuyordu. Hz. Peygamber: İbn Afra'ya Allah merhamet etsin. buyurdu. Ben dedim ki: Ya Resûlellah, ben malımın hepsini vasiyet edeyim mi? "Hayır" buyurdu. "Yarısını?" dedim. "Hayır" buyurdu. "Peki üçte birini?" dedim. Buyurdu ki: "Üçte bir mi? Üçte bir de çok. Muhakkak mirasçılarını zengin olarak bırakman, onları insanlara el açan bir fakir olarak bırakmandan daha iyidir.
Hadisin bu lafzı
Buhârî'ye aittir.
Yine
Buhari'de
yer alan bir başka rivayete göre Sa'd şöyle anlatır:
(Bölümün numarası 16; Page No. 266) Dedim ki: Ben vasiyette bulunmak istiyorum ve benim sadece bir kızım var. Malımın yarısını vasiyet edeyim mi? dedim. Hz.Peygamber: "Yarısı çok", buyurdu. "Üçte birini?" dedim. Hz. Peygamber: "Üçte biri, üçte biri de çoktur, buyurdu.
Buhari der ki: İnsanlar mallarının üçte birini vasiyet ettiler ve bu hareket onlar için caiz oldu. Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.