( 13 ) no'lu fetva:
Hamd yalnız Allah'a mahsustur. Salât ve selam, kendisinden sonra peygamber gelmeyecek olan Hz. Muhammed'in üzerine olsun. (Bölümün numarası 16; Page No. 155) Bilimsel araştırma ve fetva daimi komisyonu, vakıflar, fetva, davet ve irşat idaresinin başkanına 26/10/1391 h. tarihinde ve 4830 sayı ile sayın evkaf ve hac bakanından gelen ve komisyona yüksek alimler konseyi genel sekreterliğinde 2/31 sayı ile ve 13/1/1392 h. tarihinde havale edilen fetva talebine muttali olmuştur. Komisyon soruyu ve ekteki belgeleri inceledikten sonra sorunun bakandan geldiğini görmüştür. Sayın bakanın sorusu şudur: Bakan Abdullah b. Suud b. Faysal 18/10/1391 h. tarihindeki hitabında şuna işaret etmektedir. Harik beldesinde bir arazi var. Oruç tutanlara vakfedilmiştir. Evkaf bakanlığının Harik temsilciliğinden yirmi sene önce kiralamıştır. Ücreti yıllık 15 sa' buğday olarak. Konuşmasına şer'i vesikayı da eklemiştir. Temsilciliğin vekili ile olan ittifakını teyit etmektedir. Bakanlıktan burayı tek defada ödenecek belli bir meblağ ile satın almayı ve Harik beldesinde bakanlığa verilecek bir dükkan teklif etmektedir. Amacı bu takas yoluyla bu araziyi muhafaza etmektir. Vakıfları şiddetle korumamızdan dolayı bu sadetteki görüşlerinizi talep ediyoruz. ( mektup burada bitmiştir)
Vesikada şu yazılmaktadır :
(Bölümün numarası 16; Page No. 156) Vekil İbrahim ed-Duheymi Abdullah b. Suud'a şunu şart koşmuştur. Mezkur mülkün tüm masrafları ve giderleri vakfa değil Abdullah'a aittir. Abdullah buna rıza göstermiştir. Mülk eli altında olduğu müddetçe ve ekme vb. olarak kullandıkça Abdullah'ın buna itirazı yoktur. Mezkur cari olan ödeme her sene vaktinde teslim edilir. Mülk ekilsin ekilmesin fark etmez.Eğer bu ücret oruç tutanların vekiline ödenmezse, mülkte Abdullah b. Suud olsun başkası olsun ona el çektirilir. Ekim, imar vb. neyse yetkisi elinden alınır. Ancak fiilen mevcut olana dokunulmaz. Mülkte bulunan ağaç, bina ve diğer şeyler değerlendirilmez. (Ederi hesaplanıp nakde çevrilmez) Direk vakfa tabi olur. Amaçlanan sona ermiştir.
Bu belgeyi Harik hakimi Abdülaziz b. İbrahim b. Abdullatif 10/8/1368 h. tarihinde onaylamış ve tespit etmiştir.
Komisyon soruyu ve belgeyi inceledikten sonra aşağıdaki cevabı yazmıştır: Belgede yazdığına göre vakfın mülk üzerinde bir zararı yoktur. Bu Abdullah el-Huzaniye aittir. Eğer ücret, oruç tutanların vekiline teslim edilmezse mülkte bulunan Abdullah b. Suud veya başkası mülkten ve orada bulunan ağaç, bina ve diğer her şeyden el çektirilir. Ancak şu an mevcut olan hariçtir. Ve yine mülkte bulunan ağaç, bina ve diğer her şey değerlendirilip ederi hesaplanmaz. Direk vakfa devredilir. Buna binaen vakfı satmak caiz değildir. Çünkü vakfın bu halde kalması daha iyi ve vakıf için daha doğrudur. Vakfın satılıp yerine vakfa verilen para ile örneğin dükkan alınması durumunda, vakfın telefi söz konusu olabilir. (Bölümün numarası 16; Page No. 157) Bunun üzerine imzalandı.Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.