(Bölümün numarası 10; Page No. 396) (18502) Numaralı fetva:
Soru : İlk önce: Hacılardan biri hicri 1415'te Zilhicce'nin yirmisinde bana geldi, bu hacının üzerine temettü haccının kanı vacip olmuştu, bu haccı beni bu hediy kurbanın alınmasında, kesilmesinde, ve Mekketü'l Mükerreme'deki fakirler arasında bölüştürmem için beni vekil yaptı. Ben de bütün bu görevleri en iyi şekilde yaptım, Bu vekalet görevini hicri 1416'da muharrem ayının evvelinde yerine getirdim. Bu hacının beni bu işe vekil kılması caiz mi? Bu hedy kurban günlerinde kesilmedi. Bunun yerine getirilmesi hicri 1416'da muharrem ayının başında gerçekleşti. Bu hacının zimmeti bu hediy kurbanından beri oldu mu? Yüce Allah size mükafat versin. Bize bu konudaki şer'i şerifin hükmünü bildirmenizi istiyorum. Bu soruyu size sormaya beni sevk eden babamdır. Çünkü kurban günlerinde, hatta eyyamı teşrik günleri dışında meydana geldi. Bundan dolay bazı arkadaşlarım bu vekaleti kabul etmemektedirler. İkinci olarak: Bu durum Mekke-i Mükerrem'e halkı için senelerce ve çokça tekrarlanan bir durumdur. Çünkü hacılar hemen vekalet verip yola çıkmak için acele ediyorlar.
(Bölümün numarası 10; Page No. 397)
Cevap : Temettü ve kıran haccının hediy kurbanı haccın vaciplerinden bir vaciptir. Şer'an bunun vakti belirlenmiştir. Bu vakit te kurban bayramı günü ve üç teşrik günleridir. Eğer bu vakitte kesmese ve bu vakit kaçsa o zaman vakit çıksa da bu hediy kurbanının kesilmesi vaciptir. Ancak özürsüz bunu terk eden ve erteleyen kişi günahkar olur. Bundan dolayı tövbe etmesi ve bağışlanma dilemesi gerekir. Bu vekaletin sahih olduğu mali ibadetlerdendir. Bu kurbanın kesim vaktinde veya bu vakit çıktıktan sonra bunun vekaletini vermek caizdir. Vekil olan kişinin bu görevi yerine getirirken Yüce Allah'tan sakınması ve bu görevi en iyi şekilde yapması gerekir. Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Muhammed'e, âline ve ashâbına salât ve selâm etsin.