(Bölümün numarası 2; Page No. 459)
Sahabe
(Bölümün numarası 2; Page No. 460) (19378) Numaralı fetvanın ikinci sorusu:
Soru 2: Bizim burada değişik görüşleri ve çeşitli inançları olan ve Hz. Peygamber'in (s.a.v.) ashabına söven bir grup ortaya çıktı. Bunlar, ashabı (r.a.) ayıplıyorlar ve onlar içerisinde fasıkların olduğunu iddia ediyorlar. Rivayetleri ile onları nefret ettirmeye çalışıyorlar. Örneğin güzide sahabi Muğire b. Şu'be'nin fasıklardan biri olduğunu iddia ediyorlar. Allah muhafaza, bu sahabenin zina yaptığına dair Hz. Ömer'in (r.a.) önünde dört kişinin şahitlik yaptığını iddia ediyorlar. İşte bu, söylemiş oldukları en çirkin sözlerden biridir.
Cevap 2: Öncelikle: Hz. Peygamber'in ashabı mü'minlerin en hayırlı olanlarıdır. Nitekim, Allah kıyamete kadar okunan kitabı olan Kur'ân-ı Kerim'de onları methedip övmüştür. Kitabındaki ayetlerin birinde şöyle övmüştür:
(İslâm dinine girme hususunda) öne geçen ilk muhacirler ve ensar ile onlara güzellikle tabi olanlar var ya, işte Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. Allah onlara, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük kurtuluştur.
ve Subhanehu ve Te'âlâ'nın şöyle buyurduğu: (Bölümün numarası 2; Page No. 461)
Muhammed, Allah'ın Resûlüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde hâlinde, Allah'tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat'ta ve İncil'de anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler. Allah, kendileri sebebiyle inkârcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden iman edip salih amel işleyenlere bir bağışlama ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir.
Aynı şekilde Resulullah (s.a.v.) onları övmüş ve onların insanların en hayırlı olduğunu bildirmiştir. Nitekim bir hadisinde şöyle demiştir:
En hayırlı insanlar benim çağımdakilerdir, sonra onların ardından gelenler, sonra onların ardından gelenlerdir.
Üzerinde ittifak edilmiştir.
Yine Müslim'in naklettiği bir rivayete göre Hz. Aişe şöyle demiştir:
Bir adam Nebi (s.a.v.)'e: "insanların en hayırlısı hangisidir" diye sordu. Nebi (s.a.v.) şöyle buyurdu: "İçinde bulunduğum asır, sonra ikincisi, sonra üçüncüsüdür"
İkinci olarak: Allah'a ve ahirete inan bir müslümanın ashaba lanet etmesi ve sövmesi helal değildir. Çünkü bu konuda Buhari'nin Sahih'inde Ebu Said'den nakledilen bir rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
(Bölümün numarası 2; Page No. 462) Ashabım hakkında uygunsuz sözler söylemeyin! Eğer, sizden birinin Uhud Dağı kadar altını olsa ve bunun tamamını Allah yolunda infak etse, bu, onların bir-iki avuçluk infakına, hatta yarısına bile mukabil gelmez.
Müslim bu hadisi Sahih'inde rivayet etmiştir. Ebu Hureyre'den nakledilen bir rivayete göre,
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Ashabım hakkında uygunsuz sözler söylemeyin! Ashabım hakkında uygunsuz sözler söylemeyin! Eğer, sizden birinin Uhud Dağı kadar altını olsa ve bunun tamamını Allah yolunda infak etse, bu, onların bir-iki avuçluk infakına, hatta yarısına bile mukabil gelmez.
Sahih olan bir rivayete göre Ömer (r.a.) şöyle demiştir: Ashaba sövemeyin, onların Hz. Peygamber (s.a.v.) ile olan bir saatlik anı, sizin kırk sene ibadetinden daha hayırlıdır. Vaki'in rivayetine göre ise, 'Bir ömür ibadetinizden daha hayırlıdır.' demiştir. Kim Ashaptan birine lanet ederse, bu kişi müslümanların ittifakı ile ağır bir cezaya müstehak olur. Hatta bu kişinin katlinin vacip olup olmadığını müslümanlar, tartışmıştır. Üçüncü olarak: Resulullah'ın (s.a.v.) ashabı, Allah'ın ta'dili ve övgüsü; Hz. Peygamber'in (s.a.v.) en büyük methi ve tezkiyesi ile adil görülmüştür. Hatip el-Bağdadi bu konuda şöyle der: "Hz. Peygamber'den (s.a.v.) muttasıl bir senetle gelen her hadisin ravilerinin adaletinin tesbit edilmesi gerekiyor. Ayrıca direk Peygamber'den (s.a.v.) rivayet eden sahabe dışında bütün ravilerin hallerinin araştırılması gerekiyor. Çünkü sahabenin adaleti, Allah'ın Kur'an'da onları ta'dil ederek onların pak olduğunu ve seçilmiş olduğunu Kur'ân'da bildirmiştir. Yine bazı ayet ve hadisler onların faziletlerinden bahsetmiştir. Bununla birlikte bu bahsettiğimiz yani, Allah'ın ve Peygamber'in onu övmesi olmasa bile kendilerinin Hz. Peygamber ile birlikte hicret etmeleri, cihada katılmaları, ona mallar ve canları ile yardım etmeleri, bu uğurda babalarını ve çocuklarını feda etmeleri ve birbirlerine nasihatte bulunmaları gibi meziyetleri ve onların kuvvetli imanları, adil olmalarına ve pak olmalarına inanmamız için yeterlidir. Onlar adiller ve tezkiye edilmişler arasında en faziletlisidirler. Onlardan sonra daha faziletlisi gelmeyecektir. Ebu Zer'â şöyle demiştir: Eğer sahabeye söven birini gördüğünde bil ki o zındıktır. Bize göre Resulullah ve Kur'an haktır. Bizlere bu Kur'ân'ı ve Sünneti taşıyan Hz. Peygamber'in (s.a.v.) ashabıdır. Bunlar ashaba söverek Kur'an'ın ve Sünnet'in hakikatı ile ilgili şüphe uyandırmaya çalışıyorlar. Bununla ilgili ilk şüphe uyandırmaya çalışanlar zındıklardır. "Bütün bunların yanında sahabenin adaleti, doğruluğu ve bir çok ilim ehlinin onlardan rivayet ettiğine dair icma oluşmuştur. Allah'a hamdu senalar olsun ki, onların bir kısmı şunlardır: Hatip el-Bağdadî, İbn Abdilber, İbn Salah, en-Nevevi, İbn Kesir, el-İ'raki ve İbn Hacer es-Sehavi Allah onlara rahmet etsin.
(Bölümün numarası 2; Page No. 463)
(Bölümün numarası 2; Page No. 464)
Dördüncü olarak: Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, el-Akidetü'l-Vasitiyye'de şöyle demiştir: Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat'in usullerin biri de şudur: Hz. Peygamber'in (s.a.v.) ashabına karşı kalpleri ile ve dilleri ile saygılı olmak. Nitekim Allah Te'âlâ onları şöyle nitelendirmiştir. dedi
Şeyhü'l-İslam İbn Teymiyye
Bunların arkasından gelenler şöyle derler: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin!
Hz. Peygamber'in (s.a.v.) şu sözüne itaat ederler:
Ashabım hakkında uygunsuz sözler söylemeyin!
(Bölümün numarası 2; Page No. 465) Hadis
İbn Teymiyye şöyle devam ediyor: "Onlar, kitapta ve sünnette ashabın fazileti ve mertebeleri ilgili gelen haberleri kabul ediyorlar ve ashaba buğzeden ve onlara söven Rafizilerin ve sözleri veya fiilleri ile Ehl-i Beyt'e eziyet eden Nasibilerin yolundan da kaçınıyorlar. Sahabe arasında meydana gelen olaylar hakkında ise görüş beyan etmekten kaçınıp şöyle diyorlar: Bu konu ile ilgili rivayetlerin bir kısmı yalan bir kısmı ilave edilmiş ve bir kısmı da değiştirilmiştir. Bu konuda sahih olan tutum şudur: İçtihat edip isabet etseler de veya içtihat edip hata etseler de mazurdurlar ve hataları bağışlanmıştır. Ayrıca onlar ashabın büyük ve küçük işlemekten beri olduklarına inanmıyorlar. Bilakis olanlar günah işlemeleri mümkündür. Onların içerisinde faziletlilerin olduğu gibi, bağışlanmayı gerektiren günah işleyenler de olmuştur. Bununla birlikte onlar işledikleri günahtan dolayı, onlardan sonra kimsenin bağışlanmadığı bir bağışlanma ile affedilmiştir. Çünkü onlar, kendilerinden sonra kimsenin yapamayacağı hasenatı ile bütün günahlarının bağışlanmalarına nail olmuşlardır. Nitekim Hz. Peygamber'in (s.a.v.) sözü ile onları, asırların en hayırlısı oldukları sabit olmuştur. Yine Hz. Peygamberin onlar için şöyle övgüleri vardır: Onlar yapmış olduklar bir tasadduk, kendilerinden sonrakilerin uhut dağı kadar yaptıkları altın sadakadan daha hayırlıdır. Sonra onlar bir günah işlediklerinde, tevbe ederler veya o günahı silecek hasenat yaparlar. Veya daha önceki sevaplar ile ya da Hz. Peygamber'in (s.a.v.) şefaati bağışlanırlar. Yine bu günahları başlarına gelen bir belada dolayı bağışlanır ki bu sahabe şefaate en layık olan kişilerdir. Yoksa bu günahlar ile birlikte, nasıl içtihat ederek isabet ettiklerinde iki sevap, hata işlediklerinde iki sevap alacaklar. Sonra sahabenin işlediği günahlar, faziletleri, iyilikleri, Allah'a ve Resulüne imanları, Allah yolunda cihatları, hicretleri, yardımlar, faydalı ilimleri ve salih amelleri yanında çok az ve önemsizdir. Sahabenin hayatlarına ve onlara Allah tarafından verilen ayrıcalıklarına ibret gözü ile bakan herkes, onların, peygamberlerden sonra, bütün kulların en hayırlı olduklarını göreceklerdir. Onlar gibisi olmayacaktır. Onlar, bütün ümmetler içerisinde en hayırlı olan bu ümmetin özüdür. " Beşinci olarak, bunlar bilindikten sonra bütün Müslümanların tamamı, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) ashabının faziletine ve onların diğer insanlardan üstünlüğüne inanmaları, onlardan razı olmaları ve onları sevmeleri, onları güzellikle anmaları, onlara buğzedenlere ve kötü söz söyleyenlere düşman olmaları gerekmektedir. Bu dinin sıhhati için itikadi bir vecibedir. İmam Ebu Cafer et-Tahavî, Ehli Sünnet ve'l-Cemaat akidesini açıklarken şöyle demiştir: "Rasulullah'ın (s.a.v.) ashabını seviyoruz, bu sevgimizde aşırıya kaçmıyoruz ve onlardan birinden bile beri olmuyoruz. Onlara buğzedenlere ve onları hayırla anmayanlara buğzediyoruz. Bizler onlar ancak hayırla anıyoruz. Onları sevmek dindir, imandır ve ihsandır; onlara buğzetmek ise küfürdür, nifaktır ve tuğyandır." Bitti. (Bölümün numarası 2; Page No. 466)
(Bölümün numarası 2; Page No. 467) Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Muhammed'e, âline ve ashâbına salât ve selam etsin.