(Bölümün numarası 6; Page No. 61)
Sabah namazında "Essalatü hayrun mine' n-nevm" ilave edilmesi
(1396) no'lu fetvanın birinci sorusu:
Soru 1: "Essalâtu hayrun mine'n-nevm" cümlesi birinci ezanda mı, ikinci ezanda mı? Bu soruyu şu sebeple soruyorum: Bazı kardeşler
Hartum'da,
Sübülü's-Selâm müellifinin şu ifadelerine muttali olmuşlar: "Esselalâu hayrun mine'n-nevm" cümlesi, bugün müslümanların özellikle de
Kitab'a ve sünnete bağlılık konusunda müslümanların kıblesi olan Krallık'ta yaptıklarının hilafına,
birinci ezanda söylenir.
Cevap 1: Bu babda gelen hadislerden bir kısmı cerh ve ta'dîl âlimlerince illetli oldukları söylenmiştir. Kimisi bazı âlimlerce sahih kabul edilmiştir. Bu bir yönden.. Diğer yönden tesvîb yapmanın ilk ezanda olduğuna delalet eden rivayet de, ikinci ezanda olduğuna delalet eden rivayet de varid olmuştur.
Meselâ
es-Serrac,
et-Tabarani
ve el-Beyhaki'nin rivayetine göre
İbn
'Aclan
Nafi'
İbn-i Ömer tarikinden gelen hadiste, İbn Ömer şöyle demiştir:
İlk ezan "Hayye ala's-salâh" ve "Hayye ala'l-felâh"'tan sonra iki kere "es-Salâtu hayrun mine'n-nevm" şeklinde idi.
İbn
Hacer
hadisin senedinin hasen olduğunu söylemiştir. Ayrıca
Ya'muri de
"Bu, sahih bir isnaddır" demiştir.
İbn
Huzeyme,
Darakutni
Beyhaki'nin
Enes'den
rivayetine göre
şöyle demiştir:
(Bölümün numarası 6; Page No. 62) Müezzinin sabah namazında "hayye alal felah" dediği zaman, "essalatü hayrun minennevm" demesi sünnettendir.
Ya'muri
bu hadisle ilgili olarak:
"O sahih bir isnaddır" demiştir. İmam
Bakiy b. Mahled de şöyle söylemiştir:
Bize
Yahya b. Abdülhamid şöyle tahdis etti:
Bize
Ebu Bekir b. Ayyaş şöyle tahdis etti:
Bana
Abdülaziz b. Rafii' şöyle tahdis etti:
Ebû Mahzûra'nın
şöyle dediğini
işitmiştim:
Ben küçük bir çocuktum, Huneyn günü Resûlüllah'ın (s.a.v.) huzurunda sabah ezanını okudum. Ben "hayye alalfelah"ı bitirince, "essalâtu hayrun mine'n-nevm"i ona ilave et!" buyurdu.
Bu hadisi
Nesai,
bir başka vecihten
Ebu Cafer
Ebu Süleyman
Ebu Mahzura tarikinden rivayet etmiştir.
Bu hadisi
İbn Hazm sahih olarak değerlendirmiştir.
Şöyle denilebilir: Tesvîbin birinci ezanda söyleneceğine delalet eden rivayet de, ikinci ezanda söyleneceğine delalet eden rivayet de ilk önce birinci ezanda vaki olmuş, daha sonra bu konuya ilişkin her birinin kendi vaktiyle ilgili tüm delillerin işletilmesiyle ikinci ezanda söylenmesi istikrar bulmuştur. Tesvîbin zikredildiği birinci ezanla kastedilenin bu cümlenin kamette değil ezanda söyleneceğine delalet etmek olduğu da muhtemeldir. Çünkü kamet, ikinci ezan olarak da adlandırılır. Kamete ezanla birlikte ikinci ezan da denir. Şu hadiste olduğu gibi:
Her iki ezan (ezan ve kamet) arasında namaz vardır.
Bu manaya
Aişe'nin
Ebû
Davud'da yer alan hadisi de yönlendirmektedir.
O hadisin ilk ezanla murad edilenin son sabah ezanı olduğuna dair delaleti açıktır. Birinci ezan diye adlandırılması, kametle ikisini birbirinden ayırt etmek içindir.
(Bölümün numarası 6; Page No. 63) Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.