(15091) Sayılı fetva:
Soru: El-İttihat dergisi, 22 sayılı Ramazan'a özel "Kur'ân'ın ebedi kıldığı isimler" adlı dosyasında şöyle bir soru yer almaktadır: Bir sahabi Hz. Peygamber'den (s.a.v.) Allah kendisine mal vermesi için dua etmesini istedi. Zengin olduğunda Hz. Peygamber (s.a.v.) malının zekatını vermesi için birini gönderdi, o ise vermek istemedi. Daha sonra Hz. Peygamber (s.a.v.) vefat ettiğinde bu sefer bu sahabi malının zekatını Ebu Bekir'e gönderdi, fakat Ebu Bekir kabul etmedi. Ebu Bekir öldüğünde, Ömer'e gönderdi o da kabul etmedi. Ondan sonra Hz. Osman'a gönderdi, o da kabul etmedi. Sonra bu sahabi Osman zamanında vefat etti. Bu sahabinin kıssası nedir. Son olarak kıssanın aslı var mıdır? Eğer böyle bir durum söz konusu ise bunun bir fetva olarak herkese yayınlayabilir misiniz?
Cevap: Sa'lebe b. Hatip, İbn Ebi Hatip el-Evsi el-Ensarî olarak da bilinir. Hz. Peygamber'in Bedr'e ve Uhud'a katılmış sahabilerinden biridir. Allah ondan razıdır ve söz konusu kendisine nispet edilen, kendisinin Hz. Peygamber'den Allah'ın ona mal vermesi için dua istemesi ve sonrasında da malının zekatını vermekten kaçınması ve bunun üzerine tevbe ayetin inmesi şeklinde anlatılanlardan da beridir.
(Bölümün numarası 3; Page No. 161) Bu kıssayı Taberani "el-Mu'cemu'l-Kebir"inde, Muan b. Rifa'e Ali b. Yezid el-Anhani ve el-Kasım b. Abdurrahman, Ebi Ümame şeklinde gelen tarik ile nakletmiştir ve "Sa'lebe b. Hâtıb" diyerek başlamış kıssayı anlatmaya.. İbn Cerir de "Tefsir"inde ve "Tarih"inde bu tariki kullanarak şu ayetin sebebi nüzulunu aktarırken bu kıssayı anlatmıştır:
Onlardan kimi de, Eğer Allah lütuf ve kereminden bize verirse..
Ayet.
Bazıları da İbn-i Kesir 'Tefsir'inde olduğu gibi bu tarik ile naklederken senedi ile ilgili bir görüş beyan etmemiştir. Bazıları da Kurtubi'nin 'Tefsir'inde (8/209) olduğu gibi bu tariki kullanırken senedin sıhhatli olmadığını söylemiştir. Kendisi Sa'lebe için şöyle demiştir: O Bedir ashabındandır, Allah' ve Resulüne iman edenlerdendir. Onun ile ilgili anlatılanlar ise sahih değildir. İbn Abdilberr'den de senedin sahih olmadığında dair nakilde bulunmuştur. Beyhaki ise 'Delailu'n-Nebeviyye' de şöyle demiştir: Bu hadisin senedi ile ilgili görüşler vardır ve bu hadis tefsirciler arasında meşhurdur. İbn Hacer de 'İsabe'sinde bu kıssanın sahibi ile ilgili şöyle demiştir: Bu haberin doğru olduğunu zannetmiyorum, çünkü Sa'lebe Bedir ashabındandır ve Bedir ashabı ile Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
(Bölümün numarası 3; Page No. 162)
Bedir ve Hudeybiye'ye katılan kimse ateşe girmeyecektir.
Kutsi hadiste de onlar için şöyle denmiştir:
Ne yaparsanız yapın, ben sizleri bağışladım, demiştir.
Bu durum da Allah onu kalbinde nifak olduğundan dolayı nasıl cezalandırabilir ve onun ile ilgili ayet inebilir? Muhtemelen ayette kastedilen kişi farklıdır. (1/ 198)Sonra 'Tahric-i Ehadisi'l-Keşşaf'da ve 'el-Fetih'de bu hadisin senedinin zayıf olduğunu söylemiştir. Cezm b. Esir (Tarih) zekat ilk defa dokuzuncu yılda farz kılınmıştır. Bazıları da Sa'lebe'nin uzun kıssası ile ilgili İbn Esir'in görüşünü desteklemiştir... Fakat bu hadis zayıftır ve kendisi ile delil olarak görülemez. İbn Hazm el-Muhallas'ında (s.11/217-218) hadisin batıl olduğuna hükmetmiştir.Zehebi de Tecrid-i Esmai's-Sehabe'sinde (1/66) Sal'le'nin biyografik bilgilerini aktarırken bu kıssaya da yer vermiş ve şöyle demiştir: Bu hadisin münker olduğu söylenmiştir. Sonra Taberi et-Tarih'inde (s.3/124) Afeviyyin ailesi yolu ile Muhammed b. Sait el-Afev'den o da banasından, o da amcasından, o da babasında o da amcasından o da Atiyye bi Sait'ten gelen bir silsile senedi ile aktarmış ve Atiyye'nin zayıf olduğunu söylemiştir. Sonuç olarak ise, bu kıssa doğru değildir. Hadisin metni de doğru değildir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) zekatını vermeyenlerden zekatını kuvvet kullanarak almıştır. Nitekim bu konuda Behz b. Hakim'in babasından, o da dedesinden sahih olarak nakletmiş oldukları bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
(Bölümün numarası 3; Page No. 163)
Otlakta olan her kırk devede üç yaşında bir dişi deve zekât vardır. Develer (zayıf da olsa kuvvetli de olsa) hesabından ayrılmaz. Kim malının zekâtını sevab umarak verirse, ona sevap verilir. Kim de zekâtını vermezse biz zekâtı ve malın yarısını (cezâlı olarak, zorla) alırız. Bu, Rabbimizin kesin kararlarından biridir.Muhammed'in ailesine bundan bir şey yoktur.
Bu hadisi Ahmed, Ebu Davud ve Nesai rivayet etti.
Dolayısı ile söz konusu kıssa, bu hadisteki hedy'e muhalefet ettiğinden sened itibariyle olduğu gibi, metin yönünden de batıldır. Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Muhammed'e, âline ve ashabına salât ve selam etsin.