Peygamberler arasında ayrım yapmak ve hangi Peygamber daha faziletlidir?

(1000) Numaralı fetvanın altıncı sorusu: Soru 6 : Peygamberler arasında ayırım yapma hakkında bilgi istiyorum, makam bakımından hangi peygamber daha üst derecededir?


Cevap 6 : Peygamberliği Kur'ân ve Sünnet'le sabit olan bütün peygamberlere iman etmek vaciptir. Onlardan bazılarına inanıp diğerlerini inkar eden kafir olur. Bununla ilgili Allah Te'âlâ: Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. "Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız." (Bölümün numarası 3; Page No. 261) buyurmuştur. Ve Bakara Suresi'nde Allah Te'âlâ şöyle buyuruyor ki: Allah'ı ve peygamberlerini inkar edenler ve (inanma hususunda) Allah ile peygamberlerini birbirinden ayırmak isteyip "Bir kısmına iman ederiz ama bir kısmına inanmayız" diyenler ve bunlar (iman ile küfür) arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu;(150)İşte gerçekten kafirler bunlardır. Ve biz kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.(151)Allah'a ve peygamberlerine iman eden ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırmayanlara (gelince) işte Allah onlara bir gün mükâfatlarını verecektir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir. Peygamberler arasında derece, fazilet ayrımı yapma konusuna gelince, bu konuda gelen ayetlerden dolayı bunu yapmak şer'an caizdir. Allah Te'âlâ şöyle buyuruyor: O peygamberlerin bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmı ile konuşmuş, bazılarını da derece derece yükseltmiştir. ' Derece bakımından en üstün olanlar Azim sahibi (Ulul azm ) olanlardır. Bunlar da Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed ( s.a.v. )'dir. Bu beş peygamber arasında en faziletli olan, bazı hususiyetlerden - sevginin onlarda temayüz etmesi gibi - dolayı Hz.İbrahim ve Hz. Muhammed'tir. Ama mutlak olarak en üstünleri, sabit olan hadis'ten anlaşıldığına göre son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.)'dir. Ben kıyamet gününde Âdem oğlunun efendisiyim. Kabir yarıldığında ilk çıkacak olan benim. İlk şefaat eden ve ilk şefaatı kabul olan ben olacağım. Bu hadisi Müslim Sahihinde, Ebu Davut da süneninde rivayet etti. Başka bir hadiste: (Bölümün numarası 3; Page No. 262) Ben peygamberlerin önderiyim, övünme yok. Ben peygamberlerin sonuncusuyum, övünme yok... Bu hadisi Darimi süneninde rivayet etti. Başka bir hadiste de: Kıyamet gününde tabisi en çok olan peygamber ben olacağım. Cennetin kapısını ilk çalan da ben olacağım. Bu hadisi Müslim sahihinde rivayet etti. Bir de Peygamberimiz (s.a.v)'in şefaati uzma (Büyük şefaat)'ya sahip olması, diğer Peygamberlerin şefaatlerinin olmadığı, mazeretlerini beyan etmelerinden sonra, peygamberimizin şefaat etmek için Rabbine yalvarması, zorda kalmış insanları şefaatiyle oradan kurtarması gibi hadislerden gelen bilgilerden ve Ümmetin bu konudaki icma'sından dolayı en üstün Peygamber olmuştur. Ancak müsluman ilim meclisi, irşat maksadı dışında bu konuya tartışma, kınama ve büyüklenme vesilesi olur endşesiyle girmekten haya etmelidir. Buhari ve Müslim bu hadisi Ebu Hureyre'den şöyle rivayet ettiler: Müslümanlardan biri ile yahudilerden biri aralarında münakaşa edip küfürleştiler. Yahudi: "Musa'yı alemler üzerine seçkin kılan Zat-ı Zülcelal'e kasem olsun!" diye yemin etti. Hemen müslüman elini kaldırıp yahudi'ye bir tokat vurdu. Yahudi de doğruca Peygambere (s.a.v.) gidip müslümanı (Bölümün numarası 3; Page No. 263)  şikayet etti. Peygamber (s.a.v.): "Beni peygamberlere... üstün tutmayın" buyurdu. Her ne kadar üstünlüğü Kur'an ve sünnette açıkça sabit olmuşsa da, Peygamberimiz netice olarak istenilmeyen durumlara sebebiyet vereceğinden dolayı bu konuya dalmayı yasaklamıştır,Başarı Allah'tandır! Allah, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.


Tags: