Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v. ) kabrinde berzah hayatı yaşam çerçevesinde diridir

(Bölümün numarası 1; Page No. 470) (4283) no'lu fetva: Soru 1: Hz. Peygamberin (s.a.v.) yaşamına dair, Hz. Peygamber, ruhunun bedenine iadesiyle kabrinde dünyada yaşadığı gibi algısı açık şekilde diri midir? Veya A'la'l-illiyin'de mükellef olmadan uhrevi barzah hayatı mı yaşamaktadır. Hz. Peygamber ölmeden önce söylediği gibi: Ya Allah! Yüce zümreye yoldaş eyle! Nurlu cesedi, kabire konulduğu gibi ruhundan ayrı durumdadır. Ruhu A'la illiyin'dedir. Ruhun mübarek bedeniyle birleşmesi kıyamet gününde olacaktır. Allah tealanın buyurduğu gibi Ruhlar (bedenlerle) birleştirildiğinde,


Cevap 1: Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) kabrinde berzah hayatı yaşamaktadır. Orada, dünyadayken yaptığı muazzam güzel işlerinin karşılığında Allah'ın (c.c.) kendisine hazırladığı nimetlerle nimetlenmektedir. Ona rabbinden en güzelinden salât selam olsun. Ruhu ona verilmedi ki, dünya hayatındaymış gibi diri olsun. Kabirdeyken ruhuyla bağlantısı olmadı ki, kıyametteki hayatına da kavuşsun. Onun şu andaki hayatı, dünyayla ahiret hayatları arasındaki barzah hayatıdır. Bundan da, onun ölmüş olduğu durumu anlaşılır. Kendinden önceki peygamber olan olmayan herkesin öldüğü gibi. Allah te'âlânın şu dediği gibi: Biz, senden önce de hiçbir beşere ebedilik vermedik. Şimdi sen ölürsen, sanki onlar ebedi mi kalacaklar? ve dedi ki: Yer yüzünde bulunan her canlı yok olacak.(26)Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacak. (Bölümün numarası 1; Page No. 471) ve dedi ki: Muhakkak sen de öleceksin, onlar da ölecekler. Bu ve bunun dışındaki ayetlerde Allah'ın onu vefat ettirdiği delaleti vardır. Yine sahabe (r.a.) onu yıkayıp, kefenleyip namazını kıldıktan sonra defnetmişlerdir. Şayet o dünya yaşamı gibi yaşıyor olsaydı, ölülere yapılan bu mu'âmele yapılmazdı. Çünkü Fatıma ( r.a.) babasının öldüğüne inandığı için, miras hakkını istemiştir. Onun bu düşüncesine karşı, sahabeden hiçbir kimse itiraz etmemiştir. Bilakis Hz. Ebu Bekir (r.a.) bu isteğine karşı -Allah onların hepsinden razı olsun- Peygamberler miras bırakmaz, diye cevap vermiştir. Ve yine sahabe (r.a.), onun ardından gelecek müslümanların başına geçecek halifeyi seçmek için toplanmışlardır. Sonucunda Hz. Ebu Bekir'in (r.a.) halife seçilmesiyle sonuçlanmıştır. Dünyadaki gibi yaşıyor olsaydı, bunu yapmazlardı. Bu Hz. Peygamberin ölümü üzerinde onların oybirliğini ifade eder. Hz. Osman ve Hz. Ali (r.a.) zanamnında fitne ve problemler arttığında, öncesinde ve sonrasında, danışma veya problemleri halletme, fitnelerden kurtulma yolunu öğrenmek için kabrine gitmediler. Şayet efendimiz (s.a.v.) dünya hayatı gibi bir hayat yaşıyor olsaydı, bunu ihmal etmezlerdi. Çünkü yaşadıkları beladan kurtulmak için bir kurtarıcı şarttı. Ruhu ise (s.a.v.) A'la İlliyin'dedir. Çünkü o, beşerin en hayırlısıdır. Allah (a.c.) ona vesile'yi vermiştir. Orası cennetteki en yüksek mertebedir. Salât ve selam ona olsun. Başarı Allah'tandır!Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.),âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.



Tags: