Vacip olmayan meşru namaz
Vacip olmayan meşru namaz
1. Nafile namazı, Allah’ın kulu sevmesine vesiledir. Hadisi kudside rivayet edildiğine göre Allah şöyle buyurur: “Kulum bana nafile ibâdetlerle de yaklaşmaya devam eder. Nihayet ben onu severim. Ben kulumu sevince de artık onun işitir kulağı, görür gözü, tutar eli, yürür ayağı mesabesinde olurum (ve bu organlarıyle meydana gelmesini arzu ettiği bütün dileklerini veririm). Diliyle de her ne isterse muhakkak onları da kendisine ihsan ederim. Bana sığınmak isteyince de muhakkak kulumu sığındırır, korurum.” [Buhari rivayet etti]
2. Nafile namazı, eksik kalan farz namazlarının tamamlayıcısıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Şüphesiz ki insanların kıyâmet günü amellerinden hesaba çekileceği ilk şey, namazdır. Rabbimiz celle ve azze -bildiği halde- meleklerine şöyle buyurur: ‘Kulumun farz namazına bakın!’ Tam ve doğru olarak mı, yoksa noksan olarak mı kılmıştır? Eğer tam ve doğru olarak kılmışsa, kendisi için tam kılmış olarak yazılır. Yok eğer namazından bir şeyi noksan olarak kılmışsa, (Allah -azze ve celle-) şöyle buyurur: ‘Kulumun nâfile namazları var mı ona bakın!’ Eğer nâfile namazları varsa, (Allah -azze ve celle-) şöyle buyurur: ‘Kulumun noksan olan farz namazını, nâfile olan namazıyla tamamlayın!’ Sonra diğer amelleri de noksan olarak yapmışsa, o ameller de nâfile amellerle tamamlanır.” [Ebu Davud rivayet etti]
3. Evde nafile namaz kılma daha faziletlidir:
Evde nafile namazlarını kılmak mescitte kılmaktan daha faziletlidir. Ancak içinde cemaat meşru kılınmışsa hariç. Örneğin; Ramazan’da kılınan Teravih namazları gibi.
Bu konuda Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Kişinin kılacağı namazın en üstünü evinde kıldığıdır. Ancak farz namazlar hariç.” [Buhari rivayet etti]
Nafile namazlarının çeşitleri çoktur. En önemlileri şunlardır:
Farzlardan sonra kılınan sünnetler olup müekked sünnettir.
Revatib sünnetler
toplam on rekat veya on iki rekattır. Bunlar:
- Sabah farzından önce iki rekat.
- Öğle farzından önce iki veya dört rekat ve sonrasında iki rekat.
- Akşam farzından sonra iki rekat.
- Yatsı farzından sonra iki rekat. İbn ömer (radıyellahu anh) şöyle buyurur: “ Resülullah (sallallahu aleyhi vesellem)’den on rekat öğrendim: öğle farzından önce ve sonra ikişer rekat, akşam farzından sonra evinde iki rekat, yatsı farzından sonra evinde iki rekat ve sabah farzından önce iki rekattır.” [Buhari ve Müslim rivayet ettiler]
Aynı hadisi şerifi Aişe (radıyellahu anha) nakletmiştir. Ancak “öğle farzından önce dört rekat” [Müslim rivayet etti] diye zikretmiştir.
Önceki sünnet | Farz edilen namaz | Sonraki sünnet |
İki rekat | Fecir (Sabah) | ----- |
4 rekat | Öğle. | İki rekat |
----- | İkindi. | ----- |
----- | Akşam. | İki rekat |
----- | Yatsı. | İki rekat |
Revatib sünetlerin en faziletlisi Peygamberimizin hazırda ve yolculukta muhafaza ettiği sabah namazının iki rekat sünnetidir.
Aişe (radıyellahu anha) şöyle dedi: “peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) nafile namazlar içerisinde en çok sabah namazının iki rekat sünnetine değer verirdi.” [Buhari ve Müslim rivayet ettiler]
Sünnet olan bu namazda hafif bir şekilde kılınmasıdır. Bu konuda Aişe (radıyellahu anha) şöyle buyurmaktadır: “Resülullah (sallallahu aleyhi vesellem) sabah namazının sünnetini kılarken hafif kılardı. Hatta ben acaba Fatiha süresini okudu mu diye söylenirim.” [Buhari rivayet etti]
1. Sabah namazı farzından sonra sünnetini kılmamışsa kılabilir. Nitekim Kays bin Ömer’in rivayetine göre dedi ki: “Resülullah (sallallahu aleyhi vesellem) bir gün bir adamın sabah namazı farzından sonra iki rekat namaz kıldığını görür. Bunun üzerine şöyle buyurdu: “Sabah namazı iki rekattır.”” [Ebu Davud rivayet etti]
Adam: Farzdan önce kılınacak iki rekatı kılmamıştım, şimdi kıldım, dedi. Bunun üzerine Resülullah (sallallahu aleyhi vesellem) sustu.
2. Güneş doğduktan sonra: nitekim Resülullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Kim sabah namazının iki sünnetini kılamazsa, güneş doğduktan sonra kılsın.” [Tirmizi rivayet etti]
- Öğle namazı farzından sonra dört rekat sünnet kılma sabit oldu. Nitekim Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Kim öğle namazının farzından önce dört rekat ve sonra dört rekat kılarsa Allah bedenini Cehennem’e haram kılar.” [Ebu Davud rivayet etti]
- Müstehap olan ve müekked olmayan sünnetlerden; 4 rekat ikindi namazı farzından önce; Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurur: “Allah ikindi namazı farından önce dört rekat namaz kılana merhamet etsin.” [Ebu Davud rivayet etti]
- Gayri müekked sünnetler; ikindi, akşam ve yatsı namazı farzlarından önce meşru kılınmıştır. Bu konuda Resülullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “her iki ezan arasında namaz vardır. –üç kere söyledi- üçüncüsünde ise; isteyen kimse” [Buhari ve Müslim rivayet ettiler] iki ezandan maksat; ezan ve kamet arasıdır.
- Uyku ve unutkanlıktan dolayı meşgul olursa kaza edilmesi caizdir. Velev ki mekruh vakitlerde olsa; Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem), öğle namazının farzından sonraki sünnetini bir işten dolayı kılmadığı için ikindi namazından sonra kıldı.
Vitir namazı sünnet-i müekkede’dir. Rasülullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: “Allah vitirdir (tektir), vitri sever, öyleyse sizde Ey Kur’an Ehli vitir kılınız.” [Ebu Davud rivayet etti]
Ayrıca Rasülullah (sallallahu aleyhi vesellem) gerek seferde gerekse ikamet halinde vitir namazını kılar hiç kaçırmazdı.
1. Vitir namazının en azı bir rekat, en çoğu ise on bir rekat veya on üç rekattır. Eğer birden fazla kılınacaksa ikişer ikişer kılınıp ve sonuncusu bir rekat olacak şekilde tamamlanır.
2. Kemalin en azı ise üç rekattır. İki rekat kılınır ve selam verilir sonra bir rekat daha kılınır ve selam verilir. Bu üç rekat birleştirilip bir teşehhütle de kılanabilir.
Fatihadan sonra birinci rekatta A’la suresini, ikinci rekatta Kafirun suresini, üçüncü rekatta ise İhlas suresini okumak müstehaptır.
Zira Ebu Ka’b şöyle rivayet etmektedir: “Rasülullah vitir namazının birinci rekatında “Sebbih isme rabbikel a’la”yı ikinci rekatında “Kul ya eyyuhel kafirun”u, üçüncüde ise “Kul huvellahu ehad”ı okurdu.” [Nesei rivayet etti]
Yatsı namazından sonra başlar imsak vaktine kadar devam eder. Gecenin son üçte birinde kılınması daha faziletlidir.
Cabirin rivayet ettiği bir hadiste Rasülullah şöyle buyurmaktadır: “Kim gece kalkamayacağından korkarsa vitri ilk vaktinde kılsın.” [Müslim rivayet etti]
Böyle bir durumda gece kalkılırsa ikinci defa vitir kılınmaz. Çünkü Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem: “Bir gecede iki vitir yoktur” [Ebu davud rivayet etti]
buyurmuş ayrıca “Kim gecenin sonunda kalkıp vitir kılmak isterse öyle yapsın, çünkü gecenin sonunda kılınan namazlara melekler şehadet ederler böylece bu namaz onun hakkında daha faziletli olur.” [Müslim rivayet etti] buyurmuştur.
Vitir nammazının son rekatında rükudan önce veya sonra dua etmek meşrudur. Eller kaldırılır ve rivayet edilmiş duaları okur.
Bu dualardan biri de: “Allahummehdini fimen hedeyte, ve afıni fimen afeyte, ve tevelleni fimen tevelleyte, ve barik li fima atayte, ve kini şerre ma kadeyte, fe inneke takdi ve la yukda aleyke, innehu la yezillu men valeyte, ve la yeizzu men adeyte, tebarekte rebbena ve tealeyte” [Tirmizi rivayet etti]
Cemaatle kılınırken imam dua eder, arkasındakiler ise “amin” der. Sena ve övgü kısımlarında ise susar ve sadece dinler.
1. Vitir namazında sonra üç defa: “Sübhane’l meliki’l küddüs” [Ahmed rivayet etti] demek ve üçüncüsünde sesini yükseltip uzatmak sünnettir.
2. Gerek namaz içinde gerekse namaz dışında dua bittiğinde eller ile yüzü meshetmek, Rasülullah’tan sahih bir haber gelmediğinden dolayı meşru değildir.
Ramazan gecelerinde kılınan bir namazdır.
Teravih olarak isimlendirilmesinin sebebi her dört rekatta bir dinlenildiğinden dolayıdır.
Teravih namazı sünneti müekkededir. Rasülullah (sallallahu aleyhi vesellem) onu mübarek ramazan ayına meşru kılmıştır.
Şöyle ki; O ve ashabı bir kaç gece boyunca onu mescitte kılmışlardır. Sonra onlara farz olur düşüncesiyle terk etmiştir.
Sahabiler ise Rasülullah (sallallahu aleyhi vesellem)’tan sonra yapmaya devam etmişlerdir. [Müslim rivayet etti]
En faziletlisi onu on bir rekat şeklinde kılmaktır. Çünkü Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) çoğu zaman öyle kılmıştır. “Aişe’ye Ramazanda Rasülullah nasıl namaz kılardı şeklinde bir soru sorulduğu zaman O, Rasülullah ne Ramazanda ne de başka bir ayda hiçbir zaman on bir rekatı geçmezdi, ” [Buhari ve Müslim rivayet etti] şeklinde cevap vermiştir.
1. Gece namazını kılmak yıl boyunca sünneti müekkededir. Bu gece namazlarını terk etmek ise mekruhtur. Abdullah bin Mesud Rasülullah (sallallahu aleyhi vesellem)’ın yanında bir adam hakkında söz edildiğinden bahseder.
Efendimize denildi ki; “bu adam sabah oluncaya kadar uyuyakaldı ve namaza uyanmadı”.[Buhari ve Müslim rivayet etti]
Bunun üzerine Rasülullah buyurdu ki: “Onun kulaklarına Şeytan bevletti.” Bir kişinin kılmayı adet haline getirdiği gece namazını terketmesi de mekruhtur. Abdullah bin Amr bin As, Rasülullah’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: “Ey Abdullah, gece namazlarına kalkıp sonra terkedenlerden olma.”
2. Uyumadan önce gece namazına kalkmaya niyet etmesi de müstehaptır. Allah’ı zikretmek için uyanan birisinin varid olmuş zikirlerle O’nu anması, yüzünden uykuyu atması ve misvak kullanması sünnettir.
Ebu Huzeyfe, Rasülullah’ın uykudan uyandığında dişlerini misvakladığını, gök yüzüne baktığını ve Al-i İmran suresinin son on ayetini okuduğunu rivayet etmektedir.
İbni Abbas: “Bir gece Meymune’nin (onun teyzesidir) yanında kaldım. Ben halıda enlemesine doğru, Rasülullah (sallallahu aleyhi vesellem) ise ailesiyle birlikte boylamasına doğru uzandık yattık, gece yarısı veya ona yakın bir zamanda Rasülullah (sallallahu aleyhi vesellem) uyandı, yüzünden uykuyu attı, oturup gökyüzünü seyretti sonra Al-i İmran suresinin son on ayetini okudu” [Buhari ve Müslim rivayet etti] şeklinde bir rivayette bulunmuştur.
Gece uyanan bir kişinin eşini namaza kaldırması ise müstehaptır. Çünkü Rasülullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmaktadır: “Her kim gece namaza uyandığında eşini kaldırır beraberce iki rekat namaz kılarlarsa zikredenler zümresine isimleri yazılır.” [Ebu Davud rivayet etti]
3. Kimin gece namaz kılarken uykusu onu bastırırsa, namazı bıraksın ve koşsun ta ki uykusu kaçana kadar.
Aişe Rasülullahın şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: “Birisinin namazda uykusu gelirse namazını bıraksın ve uykusu kaçana kadar koşsun. Çünkü uykulu bir şekilde namaz kılan birisi tövbe etmek istediği zaman farkında olmadan kendine sövebilir.” [Buhari ve Müslim rivayet etti]
4. Allah gecenin son üçte birinde dünya semasına iner, “yok mu bana dua eden duasına icabet edeyim, yok mu benden birşeyler isteyen istediğini vereyim, yok mu tövbe eden tövbesini kabul edeyim” [Buhari ve Müslim rivayet etti] şeklinde nida buyurur.
Bu namazın vakti duha vaktidir.
güneşin doğuşundan sonraki kerahat vakti geçtikten sonra başlar –bu yaklaşık 20 dk.- güneşin zevalinden yaklaşık 20 dk. öncesine kadar devam eder. En faziletli vakti ise sıcaklık şiddetinin artmaya başladığı zamandır.
Zira Rasülullah (sallallahu aleyhi vesellem), “Çokça ibadet edenlerin namaz vakti deve yavrularının ayaklarının güneş ısısından yanmaya başladığı zamandır.” [Müslim rivayet etti]
Allahu Teala hadisi kudside şöyle buyurmuştur: “Ey ademoğlu, gündüzün başında bana dört rekat namaz kıl ki seni gündüzün sonuna kadar kurtarayım.” [Müslim rivayet etti]
İki, dört, altı veya sekiz rekat şeklinde kılınabilir. Doğrusu her iki rekatta bir selam vererek kılmaktır. Zira Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) öyle kılmıştır.
- Ayrıca bu namaz, insanın her bir uzvunun sadakası yerine geçer.
Zira Rasülullah (sallallahu aleyhi vesellem), şöyle buyurmaktadır: “Her sabah uyandığınızda her bir kemik parçasından şerri def etmek için bir sadaka yükümlülüğü gelir, her bir tesbih bir sadakadır, her bir tahmid bir sadakadır, her bir tehlil bir sadakadır, her bir tekbir bir sadakadır, her bir iyilik bir sadakadır, her bir kötüğün önüne geçme bir sadakadır, iki rekatlık bir duha namazı ise bütün bunların hepsine yeter.” [Müslim rivayet etti]
- Bu namazı kim dört rekat kılarsa tüm gün Allah’ın muafazası altındadır.
Zira Nuaym bin Hammar el-Gatafani peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’den, O da Rabbinden şöyle rivayet etmiştir: “Ey ademoğlu gündüzün başında bana dört rekat namaz kıl, sonuna kadar seni koruyayım.” [İmam ahmed; Müsned]
- Kim sabah namazını cemaatle kıldıktan sonra Allah’ı zikreder, güneş doğduktan sonra bu namazı kılarsa bir hac ve bir umre sevabı tam olarak verilir.
Rasülullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmaktadır: “Kim sabah namazını cemaatle kılar , güneş doğana kadar Allah’ı zikreder sonra iki rekat namaz kılarsa, ona tam bir hac ve tam bir umre sevabı verilir.” Sonra Rasülullah (sallallahu aleyhi vesellem) bunu üç defa tekrar ederek “Tam olarak, tam olarak, tam olarak.” [Tirmizi rivayet etti ve Elbani Sahih-ül cami’(6346) adlı eserinde sahih dedi]
Bu namaz camiye girerken oturmadan önce kılınan iki rekatlık bir namazdır.
Bu namazı kılmak sünneti müekkededir. Delili ise peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’in şu hadisi şerifidir: “Sizden biriniz camiye girdiği zaman, oturmadan önce iki rekat namaz kılsın.” [Buhari ve Müslim rivayet etti]
Camiye girer girmez kılınan ratibe sünnet veya farz namaz onun yerine geçer. Mesela; birisi camiye girer ve oturmadan öğlenin ilk sünnetini kılarsa bu namaz tahiyyatı mescit namazı yerine de geçer mescit namazını kılması ayrıca gerekmez.
Bu namaz iki rekattır ki, ne yapacağına karar veremeyen bir kişi için meşru kılınmıştır. İki rekatlık olan bu namaz kılındıktan sonra dua edilir.
Allah rasulü şöyle buyurmaktadır: “Biriniz birşey yapmak istediğinde, farzın dışında iki rekat namaz kılsın, son şöyle desin: Allah’ım yapmayı düşündüğüm şu işin işlenmesinden yahut terkinden hangisinin hayırlı olduğunu bana ilminle kolaylaştır. Kudretinle senden güç istiyorum. Senin devasa fazlından hibe buyurmanı dilerim. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter; benim gücüm yetmez. Sen bilirsin, ben bilemem. Sen şeyi çok iyi bilensin, Allah’ım. Eğer bu işi dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahretimin sonucu bakımından benim için hayırlı olduğunu bilirsen o işi bana takdir et, kolaylaştır ve onu bana mukaddes kıl. Eğer bu işi dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahretimin sonucu bakımından benim için fenalık olarak bilirsen, onu benden, beni de ondan uzak eyle. Nerede olursa olsun benim için iyilik olanı takdir et. Sonra da beni bu hayırla hoşnut eyle.” [Buhari rivayet etti]
Ebu Hureyre (radıyellahu anh) Rasülullah (sallallahu aleyhi vesellem)’ın Bilal (radıyellahu anh)’e sabah namazında şöyle dediğini rivayet etmektedir: “Ey bilal İslama girdikten sonra işlediğin ve çok menfaat ümid ettiğin ameli bana söyler misin? Çünkü ben, bu gece (rüyamda), cenette ön tarafımda senin ayakkabılarının sesini işittim!”
Bilal şu cevabı verdi: “Ben İslam’da, nazarımda, daha çok menfaat umduğum şu amelden başkasını işlemedim: Gece olsun gündüz olsun tam bir temizlik yaptığım (abdest aldığım) zaman, mutlaka bana kılmam yazılan bir namaz kılarım.” [Buhari rivayet etti]
Bir sebebe veya bir vakte bağlı olmayan namazlardır. Bu namazlar yasak vekitler dışında her zaman kılanabilir.
Rasülullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: “Farz namazlarından sonra kılanan en faziletli namaz gece namazıdır.” [Müslim rivayet etii]
Ayrıca Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem): “Cennete içinden dışlarıları ve dışlarından içleri görülen odalar vardır.” Buyurdu. Çölden gelen biri kalkıp şöyle dedi: “Bu odalar kimin için ey Allah’ın Rasulü?” Ona cevaben: “güzel konuşanlar, yemek yedirenler, çokça oruç tutanlar ve gece insanlar uykudayken kalkıp namaz kılanlar için.” [Tirmizi rivayet etti]
1. Sabah namazından sonra, güneşin doğup bir mızrak boyu yükselmesine(yaklaşık 20dk.) kadar.
2. Güneş tam tepe noktasındayken batıya doğru meyledinceye kadar.
3. İkindi namazından sonra, güneş batıncaya kadar.
Bunların delili Ukbe bin Amir’in rivayet ettiği şu hadistir: “Üç vakit vardır ki, Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) bizi o vakitlerde namaz kılmaktan veya ölülerimizi mezara gömmekten nehyetti: Güneş doğmaya başladığı andan yükselinceye kadar. Öğleyin güneş tepe noktasına gelince, meyledinceye kadar. Güneş batmaya meyledip batıncaya kadar.” [Müslim rivayet etti]