(16895) no'lu fetvanın ikinci sorusu:
Soru 2:
Bir kimsenin, evlilik nafakası, daire, cinsi kudret ve maddi güce sahip olduğu halde kendi isteği ile evliliği terk etmesi caiz midir? Benim bu durumda olan bir arkadaşım var ve bazen yaşlı olmasını öne sürerek, bu dünyada eziyet görecek çocukları olmasını istemediğini iddia ediyor. Zira annesi onun evlenmesini istiyor.
Cevap 2: Evlilik İslam'da meşru kılınmıştır. Ümmet-i Muhammed'in çokluğu İslam'da teşvik edilen bir durumdur. Evliliğin meşruluğu, durumların değişmesine göre farklılık arz eder. Evlenmediği takdirde nefsinin mahzura düşeceğinden korkarsa, bütün islam fakihlerinin görüşüne göre nafakaya gücü yetiyorsa evlilik ona vacip olur. Çünkü nefsin haramdan korunması, vaciptir ve bunun yolu da evliliktir. Bundan dolayı, bu durumda hacca tercih edilir. Mahzura düşmekten nefsinden emin olursa, evlenmesi müstehap olur. Bundan dolayı, durum sorunda zikredildiği gibi ise, nefsini ve onu muhafaza etmek için Allah'tan yardım dilemesi ve saliha bir eş talep etmesi gerekir. Bunda çok hayırlar ve büyük mükafatlar vardır. Bu dünyada eziyet görecek çocukları olmaması için evliliği terk ediyor şeklindeki ta'liline gelince, bu fasit bir delillendirmedir. Onun üzerine bir hüküm bina etmenin yanında, böyle bir şeyi bir müslümanın aklından geçirmesi caiz değildir.Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.