(18057) no'lu fetvanın beşinci sorusu:
Soru 5: Bir kişi, hazırlanması ve dikilmesi imalatçının yanında devam eden bir yatakta bir çatı altında bir araya gelmeyeceğine dair Allah adına yemin etti. Adam bunu, eşinin ısrarından kurtulmak için yapmıştır. Bu yeminin kefaretini ödemek için de bir lokantacıya fakirlere yemek vermek üzere elli riyal verdi. Çünkü lokantacı, bir kişinin yemeğinin beş riyal olduğunu söyledi. Fakat bu on kişi aynı anda gelip yemeklerini yemiyor. Bu durumda dinin hükmü ne olur?
Cevap 5: Soruda da olduğu üzere kim yatağı terk etmek gibi bir mübah şey üzerine yemin ederse yemin kefareti öder. Yemin kefareti de şu şekildedir: Her birine yarım sa' yani bir buçuk kilo gıda on fakire vermek veya on fakiri giydirmek veya bir mü'min köle azat etmek. Bunlardan birine güç yetirilmediği takdirde üç gün oruç tutmaktır. Eğer lokantacı on fakiri doyurmak için, söz konusu kişi yerine vekil kılınmışsa caizdir. Bununla birlikte kefareti ödeyecek kişi, kefaret ile ilgili bir kişinin on defa doyurulması veya iki kişinin beş defa doyurulmasının caiz olmadığını bilmesi gerekir. Çünkü Allah Te'âlâ on fakirin doyurulması ile ilgili ayette şöyle hükmetmiştir:
Allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerle sizi sorumlu tutmaz. Ama bile bile yaptığınız yeminlerle sizi sorumlu tutar. Bu durumda yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin orta hâllisinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Kim (bu imkânı) bulamazsa, onun keffareti üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin keffareti budur. Yeminlerinizi tutun. Allah, size âyetlerini işte böyle açıklıyor ki şükredesiniz.
Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.