(11419) no'lu fetva:
Soru: Arkadaşım bana bir bröşür gönderdi. Ondan bir nüsha size gönderiyorum. Aşağıdakilere cevap rica ediyorum:
Mezkur misyoner şöyle diyor: Kur'ân açık olarak İncil ve Hıristiyanlara işaret
ediyor.
Kur'ân, İncil'de hidayet ve nur olduğunu zikrediyor. (Maide: 5/46) Kur'ân şöyle diyor: Muhakkak İncil, bütün insanlık için hidayettir. (Ali İmran: 3/34) Kur'ân şöyle diyor: Muhakkak
Yahudiler
ve Hıristiyanlar
semavi kitapları okuyorlar. (Bakara: 2/113) Kur'dan şöyle diyor: Muhakkak
Hıristiyanlar hakkında
İncil'e göre hükmedilir. (Maide: 5/47) Muhammed Kur'an'da şüpheye düştüğü zaman Kur'an şöyle diyor: Ehl-i Kitab'a (Hıristiyan ve Yahudilere) (Bölümün numarası 3; Page No. 336)
müracaat
etmesi gerekir.
(Yunus: 10/94) Kur'ân, İncil'in tahrif edildiğini yahut güvenilmeye değer olmadığını söylemiyor. Müslümanların çoğunun iddia ettikleri gibi İncil tahrif edilmiş olsaydı, Kur'ân şöyle demezdi: Muhakkak
Hıristiyanlar,
Ehl-i Kitaptır ve semavi kitabı okuyorlar. Çoğu müslümanın söylediği gibi, İncil muharref olsaydı yahut semaya kaldırılmış olsaydı, Kur'an nasihat etmez ve Hıristiyanların İncil'le hükmetmelerine
işaret
etmezdi. Çünkü Kur'ân'ın, tahrif olmuş yahut semaya yükseltilmiş bir İncil'le hıristiyanların hükmetmesine işaret etmesi
makul
değildir. Eğer Ehl-i Kitab'ın kitabı muharref olsaydı, Ku'rân, Muhammed'in Ehl-i Kitab'a müracaat etmesine de işaret etmezdi. Muhammed'in Kur'ân hakkında bir şüphesi mi vardı?
Komisyon fıkralar halinde aşağıdaki şekilde cevap verdi: -Fıkra 1: Kur'ân, bütün açıklığıyla İncil'e ve Hıristiyanlara işaret
ediyor.
İncil'in hidayet ve nur olduğunu (5/46) ve bütün beşeriyet için hidayet olduğunu (3/34) söylüyor.Cevap: Allah Te'âlâ, Kur'ân'da İncil'i zikretti ve onlara, onda Allah'ın indirdiğiyle hükmetmelerini emretti. İncil'de Allah'ın indirdiği şeylerden birisi de, Muhammed'in (s.a.v.) gönderilmesiyle ilgili müjde ve ona imanın gerekliliğiydi. Bilakis Allah, kendinden sonra gönderilen her peygambere inanmaları konusunda her nebiden misak almıştır. Dolayısıyla İsa (a.s.) ve ümmetinin, onun risaleti umumi olduğu için peygamber olarak gönderildiği zaman Muhammed'e (s.a.v.) ve o'nun getirdiklerine iman etmeleri gerekir. Allah Te'âlâ bu konuda şöyle buyuruyor:
Sana da, daha önceki kitabı doğrulamak ve onu korumak üzere hak olarak Kitab'ı (Kur'ân'ı) gönderdik. Artık aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet; sana gelen gerçeği bırakıp da onların arzularına uyma.
(Bölümün numarası 3; Page No. 337) Allah Teala, Kur'an'ı daha önceki semavi kitapları doğrulayıcı ve onları koruyucu olarak indirdiğini haber verdi. Allah ondan dilediğini sabit tutar dilediğini de nesheder. Allah, ehl-i kitaptan (yahudi ve hristiyan)
iman edenleri
övmüş
ve onlardan iman etmeyip aldığı ahid ve misakı bozanları ve Rabbinin emrinden çıkanları da kınamıştır. Allah Te'âlâ şöyle buyurmuştur:
Ehl-i kitap da inansaydı, elbet bu, kendileri için çok iyi olurdu. (Gerçi) içlerinde iman edenler var; (fakat) çoğu yoldan çıkmışlardır.(110)Onlar (ehl-i kitap) size, incitmekten başka bir zarar veremezler. Sizinle savaşa girecek olsalar, size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez.
Allah Te'âlâ devamla şöyle buyurdu:
Hepsi bir değildir; ehl-i kitap içinde istikamet sahibi bir topluluk vardır ki, gece saatlerinde secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okurlar.(113)Onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar; iyiliği emreder, kötülükten menederler; hayırlı işlere koşuşurlar. İşte bunlar iyi insanlardandır.(114)Onların yaptıkları hiçbir hayır karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah, takvâ sahiplerini çok iyi bilir.
Allah Teala şöyle buyurmuştur:
Onlar içinde iman edenlere sevgi bakımından en yakın olarak da «Biz hıristiyanlarız» diyenleri bulacaksın. Çünkü onların içinde keşişler ve râhipler vardır ve onlar büyüklük taslamazlar.(82)Resûle indirileni duydukları zaman, tanış çıktıkları gerçekten dolayı gözlerinden yaşlar boşandığını görürsün. Derler ki: "Rabbimiz! İman ettik, bizi (hakka) şahit olanlarla beraber yaz."(83)"Rabbimizin bizi iyiler arasına katmasını umup dururken niçin Allah'a ve bize gelen gerçeğe iman etmeyelim?"(84)Söyledikleri (bu) sözden dolayı Allah onlara, içinde devamlı kalmak üzere, zemininden ırmaklar akan cennetleri mükâfat olarak verdi. İyi hareket edenlerin mükâfatı işte budur.
(Bölümün numarası 3; Page No. 338) Allah Te'âlâ şöyle buyurdu:
Kendilerine Kitap verilenlerden Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini kendine din edinmeyen kimselerle, küçülerek elleriyle cizye verinceye kadar savaşın.
Devamla şöyle buyurdu:
(Yahudiler) Allah'ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını); (hıristiyanlar) da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesîh'i (İsa'yı) rabler edindiler. Halbuki onlara ancak tek ilâha kulluk etmeleri emrolundu. O'ndan başka tanrı yoktur. O, bunların ortak koştuklarından münezzehtir.
Onlardan Muhammed'e (s.a.v.) iman edenleri öven ve ona inanmayanları kınayan başka ayetler de vardır.Allah Te'âlâ'nın İsa (a.s.)'a indirdiği İncil, Muhammed'in (s.a.v.) peygamberliğini müjdelemesine rağmen, onun peygamberliğine iman etmemişlerdir. Bununla birlikte siz, Allah'ın ona indirdiği Kur'ân'dan delil getirdiniz, ve Meryem oğlu İsa'nın
(a.s.)'ı
ve onun öldürülmesini kabul ettiniz. Ve bunun İncil'de olduğunu iddia ettiniz.
Allah bu konuda yahudileri yalanladığı gibi
sizi de yalanladı. Bu konuda Allah kitabında şöyle buyurmuştur:
Ve "Allah elçisi Meryem oğlu İsa'yı öldürdük" demeleri yüzünden (onları lânetledik). Halbuki onu ne öldürdüler, ne de astılar; fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi.
(Bölümün numarası 3; Page No. 339) Yine Mesih Meryem oğlu İsa'yı Allah'ın oğlu olduğunu iddia ettiniz. Allah oğul edinmekten münezzehtir. Bu konuda da Allah sizi yalanladı, bilakis şu ayetiyle sizi tekfir etti:
"Şüphesiz Allah, Meryem oğlu Mesîh'tir" diyenler andolsun ki kafir olmuşlardır.
Yine onun Allah'la beraber ilah olduğunu iddia ettiniz. Allah şu ayetiyle sizi yine tekfir etmiştir:
Andolsun "Allah, üçün üçüncüsüdür" diyenler de kafir olmuşlardır. Halbuki bir tek Allah'tan başka hiçbir tanrı yoktur. Eğer diyegeldiklerinden vazgeçmezlerse, içlerinden kafir olanlara acı bir azap isabet edecektir.
Yine domuzun helal olduğunu iddia ettiniz ve ruhbanlıkla ibadet ettiniz. Bütün bunlar İncil'de bulunmamaktadır. Bilakis bu, ne Allah'ın izin verdiği bir din ve ne de şeriatıdır. Bu ve benzeri iftiranızdan sonra, İncil'in tahrif edilmediğini, ondan bir şey gizlenmediğini ve ona bir şey ilave edilmediğini iddia ediyorsunuz. Sonra iddialarınızı ve bidatlarınızı ispat etmek için Kur'ân'dan delil getirmeye çalışıyorsunuz. Fitne çıkarmak, onu te'vil etmek ve dini yaralamak için, Kur'ân'dan müteşabih olanlara tabi olup, muhkem olanlarını terk ediyorsunuz. Allah Te'âlâ şöyle buyurmuştur:
Ey ehl-i kitap! Resûlümüz size Kitap'tan gizlemekte olduğunuz birçok şeyi açıklamak üzere geldi; birçok (kusurunuzu) da affediyor.
Devamla şöyle buyurmuştur:
Ey ehl-i kitap! Peygamberlerin arası kesildiği bir sırada size elçimiz geldi. Gerçekleri size açıklıyor ki (kıyamette): "Bize bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmedi" demiyesiniz.
Yine şöyle buyurmuştur:
Ey ehl-i kitap! Dininizde aşırı gitmeyin
Devamla şöyle buyurmuştur:
Mesîh Allah'ın kulu olmaktan geri durmaz.
(Bölümün numarası 3; Page No. 340) Bunu yapmazsanız Allah Te'âlâ'nın kendileri hakkında şöyle dediği kimselerden olursunuz:
Allah'ı ve peygamberlerini inkar edenler ve (inanma hususunda) Allah ile peygamberlerini birbirinden ayırmak isteyip "Bir kısmına iman ederiz ama bir kısmına inanmayız" diyenler ve bunlar (iman ile küfür) arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu;(150)İşte gerçekten kafirler bunlardır. Ve biz kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.