(Bölümün numarası 3; Page No. 26) (3783) no'lu fetva:
Soru: Fetva komisyonu başkanı ve üyeleri olarak vazifeli kardeşlerim.. Bizim burada Ürdün'ün kırsal köylerinde ve özellikle de benim memleketim olan
(Harca)
Harca'da Hz. Peygamber'in (s.a.v.) mevlidiyle ilgili olarak sürekli siyeri şöyle okuyorlar:(a): Bir grup yetişkin erkek, zaman zaman aralarında bazı kadınlar da bulunuyor, bir araya toplanıp mevlid-i şerifin (kutlu doğumun) kıssasını okumaktadırlar. Bu kıssada şu sözler yer almaktadır: İsmi Muhammed olan kimseye kıyamet gününde Allah tarafından görevli biri "Kalk ve Muhammed'e (s.a.v.) verilen değerden ötürü cennete gir!" diye seslenecek. Yine bu kıssada yer alanlardan bir diğer ifade de şöyledir: Kim Muhammed'e (s.a.v.) bin defa salavât okursa Allah, o kişinin bedenini cehenneme haram kılar. Bir başka ifade de şöyledir: Hz. Peygamber'in (s.a.v.) babası
Abdullah
Âmine ile evlenince
Mekke'de
yüz kadın
Abdullah
kendileriyle evlenmediği için
öldü.
Yine o kıssada şu ifadeler yer almaktadır: Okuyan kişi Hz. Peymaber'in annesi tarafından dünyaya getirildiği kısma geldiğinde grup ayağa kalkar. Muhammed'e (s.a.v) hürmeten mevlidin okunması ayakta yapılır. Bundan daha fazlası ve abartılısı el-Urvâ mevlidi olarak adlandırılan
mevlidde görülmektedir.
(b): Bir miktar arpa getirip meclisin ortasına koyuyorlar. Bir de buhur getirip yakıyorlar. Okumadan sonra herkes, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) mevlidi üzerine okunmuş olduğu için o arpadan biraz alıyor. Bu okunmuş arpa herhangi bir hastalık için ilaç kabul ediliyor. (Bölümün numarası 3; Page No. 27) (c): Bazı mevlitlerde kadınlar, mevlidin okunduğu odanın kapısında, okumadan dolayı duydukları sevinçle gösteriyorlar. Böyle yapılmasına hiç kimse de karşı çıkmamaktadır. Hatta muvafakat etmektedirler. Ben kendim, sizin radyodaki fetvalarınızdan duyduğum şekilde karşı çıkmakta, kabul etmemekteyim. Fakat o kimseler beni dinlemediler.
Cevap: Öncelikle; Hz. Peygamber'in (s.a.v.) siyerini, söz ve amel bakımından üzerinde bulunduğu ibadet ve kulluk halini, sahip olduğu güzel ahlakı öğrenmek amacıyla okumak, meşru ve arzu edilen bir şeydir. Özellikle (doğumuyla ilgili) mevlid kıssasını okumak, bunun için bir araya toplanmak ve bunu devam ettirmek, mevlidin okunması için özel bir vakit tayin etmek.. bunların tamamı, Hz. Peygamber (s.a.v.) döneminde de Hz. Peygamber'in (s.a.v.) nesillerin en hayırlısı diye şahitlikte bulunduğu ilk nesillerde de görülmemiş, yapılmamış kesin bir bidattir. Peygamber (s.a.v.)'in şöyle dediği sabit olmuştur:
Her kim işimiz (dînimiz) üzere olmayan bir iş işlerse, o işlediği şey reddolunmuştur.
Ayrıca şöyle buyurmuştur:
Kim bizim dinimizde olmayan bir şeyi ortaya çıkarırsa, o merduttur, makbul değildir.
Mevlid kıssası ile ilgili olarak uhrevi mükafat,
Mekke'de
Abdullah
Âmine ile
evlendiği zaman kendileriyle evlenmediği için
yüz kadının ölmesi, ne tarihi olarak ne de Hz. Peygamber'den (s.a.v.) rivayetle sabit değildir. Tarihi olarak sabit olsa dahi Hz. Peygamber'in (s.a.v.) mevlidinin kutlanmasına dair şerî bir delil taşımaz.İkinci olarak; Meclisin ortasına arpa vb. şeyler konulması, buhur getirilmesi, yakılması ve anılan şeylerin, üzerinde mevlid okunduğu için ve şifa bulma amacıyla bereketini umarak insanlar arasında dağıtılması, bunların bereketli olduklarına inanılması, çirkin bir bidat ve inanç bozukluğudur. (Bölümün numarası 3; Page No. 28) Üçüncü olarak; Mevlidin okunması dolayısıyla kadınların sevinçlerini neşeleriyle ifade etmeleri, erkeklerle karışık halde bulunmaları -Allah muhafaza- fuhşiyata götürme ihtimali bulunan münkerlerden ve fitnelerdendir.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.