Mekke ehli umre için nereden ihrama girer?

(884) no'lu fetvanın birinci sorusu: Soru : Âlimler, Umre için Ten'im'e gitmesini ifade eden Hz. Aişe (r.a.) hadisi ile "Hac ve Umre yapmak isteyen Mekke ehli Mekke'de" ihrama girer." şeklindeki Abdullah bin Abbas (r.a.) hadisi için ne demekteler. Aralarını nasıl cem' ederiz. Kitap ve sünnete uygun olarak bizlere konuyu açıklamanızı istiyoruz. Mekke halkı umre için nereden ihrama girmelidirler? Ten'im'den mi, yoksa Mekke-i Mükerreme'den mi ihrama girmelidirler?


: Bu konudaki açıklamayı, Mekke'de olupta sadece umre yapmak isteyen kişinin mikatını ve harem bölgesinde olanların mikat yerini anlamak için öncelikle ilgili rivayetleri zikretmemiz iyi olacaktır. İbn-i Abbas Radi Allahu anhuma dedi Resulullah (s.a.v.), Medineliler için Zülhuleyfe'yi, Şamlılar için Cuhfe'yi, Necidliler için Karnu'l-Menazil'i , Yemenliler için Yelemlem'i mikat yerleri olarak ta'yin etmiştir. Bu yerler, ora ahalileri ve oraya başka yerlerden hacc ve umre yapmak maksadıyla gelenler için mikat yerleridir. Bu söylenen mikat yerlerinin berisinde (yani mikatlarla Mekke arasında) bulunanlar için mikat, bulunduğu yerdir. Daha yakın yerde olanlar da böyledir. Nitekim Mekkeliler de Mekke'de ihrama girerler." (Bölümün numarası 11; Page No. 144)  El-Buhari Ve Müslim rivayet etti. Aişe Radi Allahu anha dedi ki "Resûlullah (s.a.v.) el-Muhassab denilen yerde konakladı. Abdurrahman b. Ebî Bekr'i çağırdı ve şöyle buyurdu: - Kız kardeşin (Âişe) ile birlikte Harem dışına çık ve kız kardeşin umre için telbiye getirip ihrama girsin. Sonra da Beytullah'ı tavaf etsin. Zirâ ben, ikinizi işte şurada bekleyeceğim. Âişe -Allah ondan râzı olsun- dedi ki: - Bunun üzerine harem dışına çıktık ve telbiye getirip ihrama girdim. Sonra Beytullah'ı tavaf ettim.Safâ ile Merve arasında sa'y yaptım.Ardından Resûlullah (s.a.v.) gece yarısı evinde iken onun yanına geldik. Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bize: - Umreni bitirdin mi? diye buyurdu. Ben: - Evet, dedim. Bunun üzerine yola çıkmaları için sahabesine izin verdi. Resûlullah (s.a.v.) evinden çıktıktan sonra Beytullah'a uğrayıp sabah namazından önce Beytullah'ı tavaf etti. Daha sonra da Medine'ye gitmek üzere yola çıktı." El-Buhari ve Müslim rivayet etti. Hz.Aişe bir başka rivayette şöyle buyurmakta: Muhassab'da konaklama gecesi olunca: "Ey Allah'ın Resulü, İnsanlar hac ve umre yaparak dönü­yorlar. Ben ise bir hac yaparak dönüyorum." dedim. Hz. Peygamber (s.a.v.): Abdurrahman'a emretti beni devesine bindirdi. Daha sonra kendisine Ten'im'den umre yapmasını söyledi. Bir başka rivayette : Resullah (s.a.v.) ona hacıların Mina'dan Mekke'ye gittiği günde hac ve umra için tavaf yapabilirsin dedi. O da bunu yapmadı. Resullah (s.a.v.) onu Abdurrahman'la beraber Ten'ime gönderdi. Hactan sonra umre yaptı. Başka bir rivayette : Kabeyi tavaf etmen ve sefa merve arasında sa'y yapman sana hac ve umre için yeterlidir. Müslim'in Sahıhında başka bir rivayette. Resullah (s.a.v.) (Bölümün numarası 11; Page No. 145)  yumuşak huylu idi. Bir şey istediği zaman ona müsaade ederdi. Onu Abdurrahman b. Ebi Bekir ile gönderdi ve umre için ten'imde ihrama girdi. Buna göre şöyle diyebiliriz: İbn-i Abbas'ın (Allah ondan ve babasından razı olsun) hadisi; Mekke halkı, sadece hac (İfrad haccı), sadece umre ve hem haccı, hem de umreyi birlikte (Kıran haccı) yapmak için Mekke'den ihrama girmeleri konusunda geneldir. Âişe'nin (r.a.) hadisinde, Peygamber (s.a.v.)'in emir ve tavsiyesiyle Ten'im'den ihrama girmesi için kardeşi Abdurrahman ile harem sınırlarına çıkması, özel bir hükümdür. Âlimlerce bilinen ve herkesçe kabul edilen kâide şudur: Genel ve özel iki hüküm birbiriyle çakıştığı zaman, genel olan hüküm, özel olan hükme yorumlanır ve özel olan hükme göre hükmedilir. Burada olan durum da Ten'im veya 'Hill'den ihrama girmektir. Buna göre Peygamber (s.a.v.)'in: "Hatta Mekke halkı, Mekke'den telbiye getirerek ihrama girerler." Sözü, yani Mekke halkı sadece hac (İfrad haccı) yapmak veya hem haccı, hem de umreyi birlikte (Kırân haccı) yapmak için ihrama girerler. İhrama girmek için 'Hill' bölgesine veya hadiste geçen mikat yerlerinden birisine çıkmalarına gerek yoktur. Sadece umre yapmaya gelince, Mekke'de veya harem sınırları içinde bulunan ve umre yapmak isteyen kimsenin, ihrama girmek için, Ten'im veya 'Hill' bölgesine herhangi bir yere çıkması gerekir. Âlimlerin çoğunluğu bu görüştedirler. Hatta el-Muhib et-Taberî şöyle söylemektedir: (Âlimlerden) Mekke'yi, umre için mikat yeri sayan hiç kimse bilmiyorum. Buna göre İbn-i Abbas'ın (Allah ondan ve babasından razı olsun) hadiste Peygamber'in (s.a.v.): "Hatta Mekke halkı, Mekke'den telbiye getirerek ihrama girerler." Sözü, Kıran ve İfrad haccına hamledilir.Yoksa sadece umre yapmak isteyene yorumlanmaz. Bunu teyit eden şey; Peygamber (s.a.v.) iki şey arasında tercih yapmak durumunda kaldığı zaman,-günah olmadığı sürece- bu iki şeyden en kolay olanını tercih ederdi. Şayet umre için harem sınırları içinden ihrama girmek câiz olsaydı, Âişe için Peygamber (s.a.v.) bunu tercih ederdi. Çünkü bu, hem kendisi için, hem Âişe için, hem de kardeşi için daha kolay ve daha meşakkatsiz, ihrama girmesi için de Âişe'ye 'Hill' veya Ten'im'e çıkmasını emretmezdi. Bu, Peygamber (s.a.v.)'in, herkes için daha kolay olan harem bölgesinden ihrama girmekten vazgeçerek birinci emirde olmayan zor ve külfete rağmen, harem bölgesinden değil de 'Hill' bölgesinden ihrama girmeyi emretmeyi hedeflediğine, sadece umre yapmak isteyen ve harem bölgesinde bulunan kimsenin dînen emredileni kast ettiğine açık bir delildir. Bazı Âlimler şu görüştedir : Umre güç yetiren her mükellefe sünnet veya vacip olsa bile, haremde olan biri yapmak isterse hac ile beraber yapmalıdır. Kıran olarak hac ve umreye niyet eder. Haremden sadece umreye ihram giymek için tenim vd, hill bölgelerine gitmez. Çünkü Resullah (s.a.v.) bunun için ancak Aişe'ye (r.a.) izin vermiştir. Sahabeden de böyle bir uygulamada yoktur. (Bölümün numarası 11; Page No. 146)  (Bölümün numarası 11; Page No. 147)  İbn-i Abbas'ın hadisinin umum ifade etmesine binaen bazı âlimler şöyle söylemektedirler. Sadece umre için ihram, Mekke vd. harem yerlerinden olur. Başarı Allahtandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.


Tags: