(Bölümün numarası 2; Page No. 68)
Kafirler arasında ikamet etmek ve hicret etmesi ne zaman zorunlu olur?
(1177) no'lu fetva:
Soru: Mü'min, muvahhid, Allah'a ihlasla ibadet eden ve O'na ortak koşmayan bir kimse olmasına rağmen, kafir topluluklarla beraber oturuyor, dinini açıklayamıyor ve amacını izah edemiyor ve oradan hicret de edemiyor. Bu adamın durumu hakkında ne dersiniz?
Cevap: Bu mü'minin durumu zikrettiğin gibi, tevhidi açıklamak, İslam'ı neşretmek ve hedeflerini açıklamaktan aciz ve kafirler arasında yaşayıp, dinini açıklayabileceği ve ona davet edebileceği bir beldeye hicret etmeye gücü yoksa, o mazur sayılır. Umulur ki, Allah onu affeder. Gizli olarak dine davet için fırsat kollaması gerekir. Umulur ki Allah, kendisine icabet edecek ve yardım edecek kimseler hazırlar. Yine müslümanların sayısının artması için ve İslami hükümleri yaşanmak üzere onlarla yardımlaşmak için, kafirlerin beldesinden müslümanların beldesine hicret etmek ve kurtulmak için fırsat kollaması ve bu konuda çaba harcaması gerekir. (Bölümün numarası 2; Page No. 69) Ancak İslam beldesine hicret etmeye gücü olup da, hicret etmeyen, kafirlerin beldesinde yaşamaya razı olan kimse, hem kendisine, hem de dinine ve müslümanlara kötülük etmiş olur. O, "onların barınağı cehennemdir ve orası ne kötü yerdir" ayetinde belirtilen şeyle vadolunmuştur. Allah Te'âlâ şöyle buyurmuştur:
Kendilerine yazık eden kimselere melekler, canlarını alırken: "Ne işte idiniz!" dediler. Bunlar: "Biz yeryüzünde çaresizdik" diye cevap verdiler. Melekler de: "Allah'ın yeri geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya!" dediler. İşte onların barınağı cehennemdir;orası ne kötü bir gidiş yeridir.(97)Erkekler, kadınlar ve çocuklardan (gerçekten) âciz olup hiçbir çareye gücü yetmeyenler, hiçbir yol bulamayanlar müstesnadır.(98)İşte bunları, umulur ki Allah affeder; Allah çok affedicidir, bağışlayıcıdır.
Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.