Kur'ân-ı Kerîm'i okuyan bir kimsenin okuduğu Kur'ân'a karşılık ücret alması caiz değildir

(Bölümün numarası 4; Page No. 127)  Kur'ân-ı Kerîm'i okumaya karşılık ücret almak. (Bölümün numarası 4; Page No. 128) Beşinci soru, (189) no'lu fetvadan: Beşinci soru: İnsanlara namaz kıldıran veya ölüye Kur'ân-ı Kerîm'i okuyan hafız bir kimse, okumasına karşılık ücret almaktadır. Bu caiz midir?.


Cevap 5: Kur'ân-ı Kerîm okumak en faziletli ibadetlerdendir. İbadetlerde aslolan ise, elde edeceği bir dünyalığı veya sahipleneceği bir konumu düşünmeden kişinin sadece Allah rızası için yapmasıdır. Yani sadece ondan dilemesi ve onun azabından sakınması gereklidir. Allah te'âlâ şöyle buyurmuştur: O halde sen de dini Allah'a has kılarak (ihlas ile) kulluk et.(2)Dikkat et, halis din yalnız Allah'ındır. Zümer suresi Ayet Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanîfler olarak Allah'a kulluk etmeleri,..... emrolunmuştu. Beyyine suresi. Hadiste nakledildiğine göre Ömer b. el-Hattâb (r.anh.) Rasulullah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu aktarmıştır: Ameller ancak niyetlere göredir; (her kişiye ancak niyet ettiğinin karşılığı vardır).Kimin hicreti Allah’a ve Resûlüne olursa, onun hicreti Allah’a ve Resûlünedir. Kimin de hicreti elde edeceği bir dünyalığa veya nikâhlanacağı bir kadına olursa, onun da hicreti hicret ettiği şeyedir. Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. Kur'ân-ı Kerîm okuyan kimsenin, Kırâ'atten önce veya sonra okumuş olduğu Kur'ân'a karşılık ücret alması caiz değildir. (Bölümün numarası 4; Page No. 129)  Kur'ân'ı namazda veya ölü üzerine okuması arasında bir fark yoktur. Bu sebeple hiçbir islam alimi, Kur'ân'ı ücret karşılığında okumaya izin vermemiştir. Cami görevlisi olan imam ve müezzinlerin beytul Mal'den aldıkları ücret bu kapsamda değildir. Çünkü bu kimselerin aldıkları ücret, okudukları Kur'ân-ı Kerîm kırâ'atine ve kıldıkları namaz karşılığında değildir. Müslümanlar üzerinde vacib-i kifa-i olan görevi ifa etme adına bu özel vazifeye bağlı kalması karşılığında almaktadır. Bunun bir benzeri de müslümanların halifesinin, kendi şahsı için çalışıp kazanması yerine islam halifeliğiyle ilgili işlerle meşgul olması karşılığında beytul Mal'dan aldığı ücrettir. Hz. Ömer (r.a.) mücahitlere ve islam'da önemli bir makama sahip olanlara Beytul Mal'dan ücret veriyordu. Herkes önceliği nisbetinde ve müslümanların cemaatine kazandırdığı fayda derecesine göre değerlendirilir. Bundan da öte, Allah (c.c.) zekat toplama memurlarının, zengin olmaları halinde bile, ümmetin zengin ve fakirleri için gerekli olan İslam'i bir vecibeyi yerine getirdikleri ve belli bir zaman diliminde kendilerini bu işe adadıkları için kendi paylarını zekat malından alabileceklerini ifade buyurmuştur.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.


Tags: