Kasten cenini düşürmek

( 17576 ) Numaralı fetva: Hamd yalnız Allah'adır. Salât ve selam, kendisinden sonra peygamber gelmeyecek olan Hz. Muhammed'in üzerine olsun. (Bölümün numarası 21; Page No. 435)  Bilimsel Araştırma ve Fetva Daimi Komisyonu, Sağlık Bakanlığı Hastanelerinin Genel Müdürü tarafından sayın Baş Müstüsüne gelen ve Yüksek Alimler Konseyi Genel Sekreterliğinden 2768 sayı, 2/7/1415 h. tarihiyle komisyona havale edilen soruya muttali olmuştur. Fetva isteyen bir soru sormuştur ki, metni şudur:Bazı bölgelerdeki sağlık işleri idaresinden gelen, ceninin vefat sayılabilecek dönemi ve kürtaj sayılabilecek dönem ile ilgili bazı talepler. Çünkü konu şer'i ve kanun açısından önem arz etmektedir. Hamilelik döneminde ceninin yaşı ile ilgili ve hangi yaşın altında düşük, hangi yaşın üstünde vefat sayılacağına dair fetvanızı talep etmekteyiz. Sağlık işlerini yürüten bölgelere bununla amel etmeleri için bu fetvanızı talep etmekteyiz.


Fetva komisyonu, konuyu araştırdıktan sonra aşağıdakilerle yanıtladı:Öncelikle, çocuğu düşürmenin (kürtaj) hükmü: 1- Asıl olan, hamileliğin muhtelif dönemlerinde çocuğu düşürmenin haram olduğudur. 2 (Bölümün numarası 21; Page No. 436) - Hamileliğin ilk döneminde (ilk kırk gün) bir zararı def etmek veya şer'i bir maslahatı celp etmek dışında caiz değildir. Her durum kendi dinamikleriyle, uzmanlar tarafından dinen ve tıbben değerlendirilir. Bu evrede çocuğu yetiştirmekten korkma, geçim ve eğitim masraflarının sıkıntısından acziyet, geleceklerinden endişelenme veya mevcut çocuklarla yetinme gibi sebeplerle çocuğu düşürmek caiz değildir. 3 - Güvenilir uzman bir sağlık heyeti ceninin varlığı annesine zarar vereceğine dair karar vermedikçe, ceninin embriyo ve et parçası evresinde düşürmek caiz olmaz. Varlığı helak endişesi vermelidir. Eğer heyet buna karar verirse, bütün çareler denendikten sonra tehlikeleri bertaraf etmek için bu işlem caiz olur. 4 - Üçüncü dönemden sonra, hamilelik dördüncü ayını doldurunca, uzman ve güvenilir bir sağlık heyeti ceninin varlığı annesinin ölümüne sebep olur demedikçe düşürmek caiz olmaz. Bu işlem de ancak annenin hayatını kurtarmak için bütün yollar denendikten sonra yapılabilir. Buna ruhsat verilme sebebi, iki zarardan en büyük olanı def etmek ve iki maslahatın en büyüğünü celp etmektir. İkinci olarak: Düşürdükkten sonra ki hükümler: Buda, düşürmenin yapıldığı zamana göre, yani hamileliğin dört evresinin hangisinde yapıldığına göre değişir. (Bölümün numarası 21; Page No. 437) Birinci hüküm: Eğer kürtaj hamileliğin ilki iki evresinde yapıldıysa, iki sudan oluşan nutfe dönemi, ilk kırk günlük suyun rahim duvarına yapışması. İkinci evre de, ikinci kırk günlük dönemde, kan pıhtısı haline geldiği ve seksen güne kadar devam eden dönem. Bu dönemde nutfenin ve kan pıhtısının düşürülmesinden dolayı ittifak ile bir şey terettüp etmez. Kadın düşük olmamış gibi namazına ve orucuna devam eder. Ancak istihaze durumu gibi kan görüyorsa, her namaz vakti için abdest alması gerekir. İkinci hüküm: Eğer düşük üçüncü evrede olursa, "mudğa" et parçası olduğu dönem. Bu evrede çocuğun azaları, sureti, şekli ve durumu takdir edilir. Üçüncü kırk günlük dönemdir. Hamileliğin seksen birinci gününden, yüz yirminci güne kadar. Bunun iki hali vardır: 1- Et parçasında gizli veya açıkça insan şeklinin olmaması ve bunun insanın ilk evresi olduğuna ebelerin şehadet etmediği durum. Böyle bir durumdaki et parçasını düşürmenin hükmü, ilk iki evredeki düşürmenin hükmü gibidir. Bunun üzerine bir şey terettüp etmez. 2 (Bölümün numarası 21; Page No. 438) - Et parçasının tam bir insan şeklinde olması veya el, yüz vb. organlardan birinin şeklinde olması, biraz gizli insan tasvirinde olması, ya da ebelerin insanın yaratılışının ilk evresi olduğuna şehadet etmesi. Böyle bir et parçasını düşürdükten sonra, lohusalık ve iddete dair hükümler terettüp eder. Üçüncü hüküm: Cenini hamileliğin dördüncü evresinde düşürmek, yani ruh üflendikten sonra, buda hamileliğin beşinci ayının ilk gününden, yüz yirmi bir gün geçtikten sonraki zaman dilimi. Bunun da iki durumu vardır: 1 - Çocuğun hiç ses çıkarmaması, bunun hükmü az önce zikredilen mudğanın ikinci durumdaki hükmüyle aynıdır. Ancak ek olarak bu evredeki düşük, yıkanır, kefenlenir, üzerine namaz kılınır, isim verilir ve onun için akika kesilir. 2 - Çocuğun ses çıkarması, tam olarak doğan çocuğun hükmüyle aynıdır. Bir önceki maddedeki hükümler geçerlidir. Ek olarak şunlar vardır: Vasiyet ve miras olarak kalan mala malik olur. Varis olur ve miras bırakır. Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.



Tags: