( 2816 ) no'lu fetva:
(Bölümün numarası 16; Page No. 249) Soru : Ailemizle beraber yaşadığımız şehirden başka yerde çalışıyordum. Kardeşim ziyaret maksadıyla yanıma geldi. İyilik olarak ona biraz para verdim. Bundan borç kastım yoktu. Hiç bir zaman da ondan bu parayı istemedim. O da bunu biliyordu. Bunu aldı ve memleketimize döndü. Bu meblağla evlilik masrafına destek oldu ve eşiyle beraber belli bir zaman yaşadılar. Bir zaman sonra aralarında dargınlık oldu ve kadın eşine itaat etmemeye başladı. Daha sonra kardeşim şahit tutarak bu meblağın kendisinin üzerine borç olduğunu vasiyet etti. Bir müddet sonra da vefat etti. Kardeşimin vefatından sonra memlekete dönünce vasiyetten haberim oldu ve kardeşimin karısı benden eşinin terikesinden kendi payını ibraz etmemi istedi. Ben de ondan kardeşimin bana ettiği vasiyeti talep ettim. Daha önce vermiş olduğum meblağ vasiyette idi, halbuki ben o meblağı iyilik olarak vermiştim. Karısı bana vasiyetteki payı vermek istedi. Bu da kardeşimin borç olarak vasiyet ettiği kendisine verdiğim meblağdı. Bunu ondan aldım ve daha sonra terikeden payını tahsil etti. Kardeşimin yapmış olduğu bu vasiyetle ilgili Bizleri aydınlatmanızı rica ediyoruz. Allah (c.c.) sizi her türlü hayırla mükafatlandırsın. Korkarım ki kardeşim bunu eşine (maddi) zarar vermek için yaptı.
Cevap : Eğer kardeşine verdiğin meblağı sadaka olarak verdiysen ve o da bunu biliyorsa bundan dönmemelisin. Resullah'ın (s.a.v.) sözü için
Hibesinden dönen, kusmuğuna dönen köpek gibidir.
Hadis üzerinde ittifak edilmiştir.
Dolayısıyla bu meblağın hükmü, kardeşinin kendi malının hükmü gibidir. Varislerine iade etmen gerekir. Eğer sen de varis isen miras yoluyla payını alabilirsin. Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.