Kafirle birlikte yemek-içmek ve aynı mecliste oturmak

(1591 ) Numaralı fetvanın beşinci sorusu: Soru 5: Kafirle birlikte yemek yemenin ve içmenin, birlikte oturmanın ve karşılıklı muamelede bulunmanın hükmü nedir? Bunlar dinden çıkarır mı?


Cevap: Kafirle yemek yemek ve içmek, onunla birlikte oturmak ve karşılıklı muamelede bulunmak sadece onunla alış veriş yapmış gibisin. Müslümanın dinine ve dünyasına zarar vermeyecek dünyevi çıkar ilişkisinde bulunduğu her türlü muamele de böyledir. İslam dininden çıkarmaz. Onlar bizimle din düşmanı olmadıkça, din uğruna savaşmadıkça, bize savaş açmadıkça, kafirlere iyi davranmak, onlara iyilikte bulunmak günah sayılmaz. Allah Te'âlâ şöyle buyurmuştur: Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara âdil davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli olanları sever.(8)Allah, yalnız sizinle din uğrunda savaşanları, sizi yurtlarınızdan çıkaranları ve çıkarılmanız için onlara yardım edenleri dost edinmenizi yasaklar. Kim onlarla dost olursa işte zalimler onlardır. (Bölümün numarası 1; Page No. 432) Peygamber (s.a.v.) yahudilerle alış veriş yapmış, Hayber savaşından sonra onlarla karşılıklı mübadele ve müamelelerde bulunmuştur. Örneğin, topraklarından çıkmamak koşuluyla onu ekip biçmelerinde anlaşmıştır. Yahudinin ona ve ashabına getirdiği koyunun kol kısmından yedi. Peygamber (s.a.v.)`e zarar vermek için onun içine zehir koydu. Tebuk savaşından sonra Roma hükümdarından gelen hediyeyi kabul etti ve bu hediye için onu mükafatlandırdı. Peygamber (s.a.v.)`in yanında kafir bir hizmetçi vardı. Sonra Peygamber (s.a.v.) ona islamiyeti anlattı ve o müslüman oldu. Kafirlere Allah'ın davetini tebliğ etmek için onların arasına karıştı ve onlarla münakaşa etti ve onların sorularına cevap verdi. Dolayısıyla, islamın mahiyetine zarar vermeyecek ve müslümanları dünyada zarara uğratmayacak dostluk ve muameleler de bunlardandır. Bununla islami tebliğ gerçekleşmiş olur, delile dayanır, müslümanlara dünyada fayda sağlar ve onlara maslahat olarak geri döner. Ama yahudiden ev ehli için satın aldığı yemekten korunmuş olmasaydı, Peygamber (s.a.v.) ölmüş olabilirdi,Fakat sevgi, kardeşlik ve manevi bağlılık nedeniyle onlarla birlikte oturmak, yemek-içmek ve muamelede bulunmaya gelince, bu caiz değildir. Bunu yapan Allah`ın kendisinden ve dininden razı olduğu, sevdiği, ihlaslı kıldığı, yardım ettiği ve s. kimseler olmaktan çıkar ve kafir olur. Allah Te'âlâ şöyle buyurmuştur: (Bölümün numarası 1; Page No. 433)  Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi (bile) veli edinmeyin. Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin kendileridir.(23)De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret ve beğendiğiniz meskenler size Allah'tan, peygamberinden ve O'nun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah, fasık topluluğu doğru yola erdirmez." Allah teala dedi Allah'a ve ahiret gününe inanan bir toplumun -babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa- Allah'a ve Resûlüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin. İşte onların kalbine Allah, iman yazmış ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir. Onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, kurtuluşa erecekler de sadece Allah'ın tarafında olanlardır. Yine de Allah Te'âlâ şöyle buyurmuştur: Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez. Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.


Tags: