(295) Numaralı fetva:
Hamd yalnız Allah'adır. Selatu selam onun elçisine ve ailesine olsun. Konu: Bilimsel Araştırma ve Fetva Daimi Komisyonu, Büyük Âlimler Konseyi Genel Sekreterliği tarafından 1725 sayı, hicri 13/10/1392 tarihinde kendisine verilen, Firasan hakiminin, Bilimsel Araştırma-Fetva- Davet ve İrşad Dairesi Başkanı’na gönderdiği soruyu inceledi. Sorunun içeriği şudur: Firasanlılar, evlilik sırasında erkekten, kadını babasının veya velisinin evinden çıkarmamasını şart koşmayı adet edindiler. Nerede olursa olsun kadın, kocasıyla beraber yaşamak ister. Fakat kadın utangaç olduğu için, adetler baskın geldiği için, baba baskısı olduğu için bu konuda kadınların açık konuşmalarına engel olmaktadır. Bu sebeple kadın, kocasından ayrı kalarak velisinin yanında, esir kalmaktadır. Bazen kocasının eviyle babasının evinin arasındaki mesafe uzak olmaktadır. Bu durumda kadınla erkeğin ve çocuklarının sıkıntıları daha da artmaktadır. (Özellikle de kocanın maddi durumu zayıf ve koca fakir ise durum daha da sıkıntılı olmaktadır. ) Bazen kadının velisi (kadının gitmesine) razı olmakta veya bu şartı koşmaksızın, bu şarta göre hareket etmeksizin kocayı kefil kılmakta, kocaya velayeti teslim etmektedir. Kadını kocasının kaldığı yere gitmesine engel olmamaktadır. Sayın komisyon üyeleri ve değerli alimler, bu konuya bakıp, bu problemi çözmelerse çok hayırlı olur. Cevabınızı bekliyorum.
(Bölümün numarası 18; Page No. 412)
Allah başarıya ulaştırandır.
Cevap: Değerli hakimin probleminin iki yolla çözülmesi mümkündür: Birincisi: vaaz ve irşadla görevli olanların, toplumsal konularda ve genel ahlak çerçevesinde eğitim vermeleri, evlilik hukukunu açıklamaları, şartların durumuna göre eşlerin yardımlaşmasının zarureti, özellikle çocukların terbiyesi konularını açıklamaları gerekir. Buna ilaveten Arap yarımadasının ileri gelenlerinin, şehirlerinde sözleri dinlenen kimselerin, bu vb. kötü adetleri görenlerin onlara yardım etmeleri gerekir. Arap yarımadasındaki insanlar bunu öğrenince ve kalpleri buna tatmin olursa, bu şartı koşma hırsları zayıflar. Orada bu şartı uygulamamak için büyük bir yönelim olur. Neredeyse bu kadınların evlatlarından hiçbiri bu şartı (kadına büyük bir menfaat sağlamadıkça, kadının rızasıyla beraber, kadının kendi isteğiyle anne-babasının acil ihtiyacı olursa) koşmazlar. İhtiyaç bitince, zaruret kalkınca, kadını kocasına teslim ederler. Ancak eşler, kadının velilerinin yanında kalmasına razı olurlarsa kadın kalabilir. İkincisi: Eğer vaaz, irşad ve uyarılara rağmen şart devam ederse, veliler şart olmadan evliliğe izin vermeseler ve kadının rızasına veya rıza göstermemesine göre hareket ederlerse, artık bu hukukun/mahkemenin özel alanına girer. Hakime kendi özel alanıyla ilgili bir problem çıkarsa, o konuyla ilgili bölüme müracaat etsin.
(Bölümün numarası 18; Page No. 413)
Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.