Kabirler üzerine Kur'an okumak
8601 Numaralı Fetva:
Soru: Ben İslam Üniversitesi öğrencilerindenim, orada tatili geçirmek ve imkanlar ölçüsünde davet yapmak için her yıl ülkem
Kuzey
Yemen'e gidiyorum. Malumdur ki, Allah'a davet yolu zordur, (Bölümün numarası 9; Page No. 56) ancak çoğu elde edilmeyen şeyin hepsi terk edilmez. Bu yıl ölünün kabri üzerine Kur'an okuma ve onun adına sadaka verme konusunda sorularla karşılaştım. Bunu kabul etmedim ve dedim ki: O bid'attır, çünkü Rasûlüllah (s.a.v.) ve ashabından kimse onu yapmamıştır.İnsanlar benim bu sözüme inanmaya başladılar, fakat birisi bana itiraz etti ve caiz olduğunu söyledi. Aramızda münakaşa uzadı ve bu sebeple bizi bir fetva istemeye kadar götürdü. Yemen
Arap
Cumhuriyeti Zeydiyye Kenti alimlerinden biri bize bir fetva verdi ki metni
şöyledir: Ölünün kabri üzerine Kur'an okumak ve onun adına sadaka vermek, vacip, sünnet ve mekruh değildir, fakat bid'at-ı hasenedir. Müslümanların güzel gördüğü şey, Allah katında da güzeldir. Sadaka rüşde ermemiş kimsenin malından olursa caiz değildir. Sizden talebimiz aşağıdakileri cevaplandırmanızdır:a- Bu fetva sıhhat yönünden eksik midir?b- İstihsan, kurbiyet ve ibadet olan her fiil için İslama bir delil olarak umum mu ifade eder, yoksa İslam hepsine delil midir?c- Bu bid'at sahiplerini bid'atları üzere kabul etmek caiz midir, yoksa mümkün olduğu kadar onu kabul etmemek mi gerekir?
Cevap: a- Ölülerin kabirleri üzerine Kur'an okumak meşru değildir, bilakis o bid'attır. Çünkü Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Evlerinizde de namaz kılınız ve evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz, zira şeytan, içinde Bakara suresi okunan evden kaçar.
(Bölümün numarası 9; Page No. 57) Bu sahih hadis, kabirlerin yanında namaz kılınamayacağına ve onun yanında Kur'an okunmayacağına delalet etmektedir. Ölü adına sadaka vermek ise, meşrudur ve ona fayda verir. Zira Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
İnsan öldüğü zaman üç şey hariç ameli kesilir: Sadaka-i cariye, faydalanılan ilim, kendisine dua eden salih bir çocuk.
Hadisi
Müslim
Sahih'inde rivayet etmiştir.
Bir adam kendisine sorarak şöyle demiştir:
Ya Rasûlellah, annem vefat etti ve bir şey vasiyet etmedi, onun yerine tasadduk etsem sevabı olur mu? Peygamber (s.a.v.): "evet" buyurdu.
Sıhhati üzerinde ittifak edilmiştir.
Fakat bu konuda delil olmadığı için onu kabir yanında yapma niyeti meşru değildir. İbadetler tevkîfidir. Buna delalet eden sahih hadisler vardır ve Ehl-i Sünnet ve'l-Cema'at onun meşru olduğu görüşündedirler.b- Müslümanların güzel gördüğü her şey, delil değildir. Bilakis bunun, Allah Teala'nın kitabına ve peygamberinin (s.a.v.) sabit sünnetine arz edilmesi gerekir. Onlara yahut onlardan birine muvafık olan kabul edilir, yoksa kabul edilmez. Ancak müslümanlar bir şey üzerinde kesin olarak icma etmişlerse, onların üzerinde icma etmiş oldukları şey delildir. Çünkü Muhammed ümmeti dalalet üzere icma etmez. İcma, Ehl-i Sünnet ve'l-Cemâ'at'ın kaynaklarından üçüncü kaynaktır.c- Müslümanın, şeri delille onun kötülük olduğunu bildiği zaman, gücü oranında kötülüğe engel olması gerekir. Raiyyesi hakkında idareci, evinde ailenin reisi ve bu konuda kendisine yetki verilen kimse gibi, buna ehil ise eliyle, yoksa diliyle, buna da gücü yetmezse kalbiyle düzeltir. Bu, sahih hadisin delalet ettiği gibi, imanın en zayıf (Bölümün numarası 9; Page No. 58) derecesidir. Bu hadis, Peygamber'in (s.a.v.) şu sözüdür:
Kim bir kötülük görürse, onu eliyle, buna gücü yetmezse diliyle, buna da gücü yetmezse kalbiyle değiştirsin, bu imanın en zayıf derecesidir.
Hadisi
Müslim
Sahih'inde rivayet etmiştir.
Başarı Allah'tandır! Allah, Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v.), ailesine ve sahabesine salat ve selam etsin.