(Bölümün numarası 2; Page No. 152) Boş sayfa (Bölümün numarası 2; Page No. 153)
Tabirde dikkatin vücubu ve mevhum lafızlardan kaçınma.
(Bölümün numarası 2; Page No. 154)
İslamî örf ve adetler lafzının kullanılması.
(282) no'lu fetvadan:
(Bölümün numarası 2; Page No. 155) Soru 3: İslamî eğitim öğretim gereği islamî toplumların takip ettiği programı ortaya koymada kullandıkları bazı kelimeler vardır: " İslami örf ve adetlerden yola çıkarak böyle bir yol takip ettik" gibi. Çağdaş alimlerden bazıları, yok saymaktansa, bu kelimenin kullanılmasının cevazında ihtilaf etmişler, diğer bir grup ise, islam, örf ve adetlerden farklı ve muğayir olduğu için, kullanılmasının yasaklaması görüşündedirler. Bu konuda çok söz söylediler. Bazıları bu kelime islam düşmanları tarafından sokulmuştur derken, bir grup ta bu kelimenin kullanılmasında bir beis olmadığı görüşündedirler. Çünkü bu, başka bir şeye bakmaksızın Rabb'inin ve Allah resûlü'nün emrettiği şeye müslümanın boyun eğmesi ve ona teslim olmasına işaret eder. İşte bu ibadetin gayesidir. Bu ise, bu ihtilaftan dolayı alimlerin ilim kitaplarında bildirdikleri örf ve adetten yardım alarak olur. Bu kelimedeki karışıklığı ve delilleriyle birlikte bu kelimenin kullanılmasının caiz olup olmadığının hükmünü izah eder misiniz?
Cevap 3: İslam'ın bizzat kendisi örf ve adetlerden ibaret değildir. O, peygamberlerine vahyettiği ve onunla kitaplar indirdiği bir vahiydir. Eğer müslümanlar taklide saparlar ve onunla amel etmeye yeltenirlerse kendiliklerinden bir şey uydurmuş ve kendi işlerinden bir iş yapmış olurlar. Her müslüman bilir ki, islam Allah'a, resûlü'ne ve diğer islamî teşri usullerine imanının gereği, örf ve adetler üzerine kurulmuş bir nizam değildir. Fakat radyoda, gazetelerde, dergilerde ve konulan kanun ve kurallarda bahsedilen kelimeler onlar tarafından kullanılır hale gelmiştir. "örf ve adetlerden hareketle" sözünde olduğu gibi, bundan islam dini'ne ve hükümlerine teslim olmayı kastederek, iyi niyetle bu kelimeyi kullanmışlardır. Ancak onlar, neyi kasdettiklerini gösteren açık bir ibare ile kasıtlarındaki tabiri araştırmaları gerekir. İslamın bütün olarak, üzerinde yürüdüğümüz yahut geçmiş müslüman selefimizden miras aldığımız örf ve adetlerden ibaret olduğu vehmedilmesin. Mesela, bu toplulukların takip ettikleri programı açıklama çerçevesinde çoğunun kullandığı bu kelime yerine, " İslam şeriatı ve adil hükümlerinden hareketle" denilebilir. Müslümana sadece iyi niyet yetmez, onunla birlikte doğru ve açık bir ibare kullanması gerekir. Bundan dolayı müslüman, bu ibare ve mevhum benzeri ibareleri, islam şeriatını örf ve adetlerden ibaret sayarak hata olarak kullanmaması gerekir. Lisanını daha fazla koruyacak ve vehim ve muahezeden daha fazla uzaklaştıracak başka bir yol takip etme imkanı varken, bu hata gibi, mevhum lafızların sonucundan onu iyi niyeti kurtarmaz.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.