İslam'ın usul ve kaidelerini bilmeme mazereti

(17749 ) Numaralı fetvanın üçüncü sorusu: (Bölümün numarası 1; Page No. 419) Soru 3: Biz bir öğrenci grubu olarak usulud-din konusunda, muhaliflere delil getirme meselesinde ihtilaf ettik. Bir kısmımız dedi ki: Bütün insanlar cahilliği mazeret olarak ileri sürer. Biz her meselede, usul, furu’, zahir, hafi arasında fark gözetmeyiz. Bir grup dedi ki: Cahillik mazeret olabilir. Ancak hafi olan meselelerde cahillik mazeret olabilir. Usul/Temel meselelerde cahilliği mazeret olarak kabul edemeyiz. Çünkü Allah’a şirk koşan, kabirlerdeki kişilere, taşlara ağaçlara tapan kişinin mazereti olmaz. Çünkü müslüman bu kadar cahil olamaz. Bunları yaptığı zaman müslüman sayılmaz. Hafi (gizli) konulara gelince evet, orada cahillik mazeret olabilir. Ta ki kitabî bir delil ortaya çıkıncaya kadar. Bu konudaki hak olan, doğru görüş nedir? Bize fetva vermenizi rica ediyoruz. Allah sizi hayırla mükafatlandırsın.


Cevap 3: Doğru olan şey, Allah Te'âlâ'nın şu sözünde de olduğu gibi, Kur'an'ın ve Rasulullah'ın sözlerinin ulaştığı hiç bir kimse, İslam'ın usul ve kaidelerini bilmemeyi mazeret olarak ileri süremez: Bu Kur'an bana, kendisiyle sizi ve ulaştığı herkesi uyarmam için vahyolundu. ve subhanehu ve Te'âlâ'nın şöyle buyurduğuna İşte bu (Kur'ân), kendisiyle uyarılsınlar diye insanlara (gönderilmiş) bir bildiridir. Ayet. Bu iki ayetin manasıyla aynı paralelde başka ayetler de vardır. Hükmü kapalı olan fer'i meselelere gelince, delil ikame edilinceye kadar bilmemek mazeret olabilir. Çünkü bu konuda bir çok hadis gelmiştir. Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.


Tags: