(1621) no'lu fetva:
Soru 1: Meryem oğlu İsa diri midir yoksa ölü müdür? Kitap ve sünnetten delil nedir?Soru 2: Diri veya ölü ise şu anda nerededir?. Kitap ve sünnetten delil nedir?
Cevap 1 ve 2: Meryem oğlu İsa (a.s.) şu ana kadar diridir ölmemiştir, yahudiler onu öldürmediler ve asmadılar, fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi. Bilakis Allah onu beneni ve ruhuyla semaya yükseltmiştir ve o şu ana kadar semadadır. Buna delil, Yahudilerin iftirası ve ona cevap mahiyetindeki
Allah Te'âlâ'nın
şu ayetidir:
Ve "Allah elçisi Meryem oğlu İsa'yı öldürdük" demeleri yüzünden (onları lânetledik). Halbuki onu ne öldürdüler, ne de astılar; fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında ihtilafa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmediler(157)Bilakis Allah onu (İsa'yı) kendi nezdine kaldırmıştır. Allah izzet ve hikmet sahibidir.
(Bölümün numarası 3; Page No. 306) Allah Te'âlâ, onu öldürdükleri ve astıklarıyla ilgili yahudilerin sözlerini reddetmiş ve onu kendi katına kaldırdığını haber vermiştir. Bu, peygamberlerinden dilediğine verdiği delillerinden bir delil olması için, Allah Te'âlâ'nın ona bir rahmeti ve bir ikramı idi. Önce ve sonra Meryem oğlu İsa (a.s.) hakkında Allah'ın ayetleri ne kadar da çoktur. Allah Te'âlâ'nın:
Bilakis Allah onu (İsa'yı) kendi nezdine kaldırmıştır.
ayetinin muktezası, Allah Te'âlâ'nın İsa (a.s.)'ı bedenen ve ruhen yükseltilmesini gerektirir.
Ta ki, Yahudilerin onu astıkları ve öldürdükleri iddialarına cevap gerçekleşmiş
olsun. Zira öldürme ve asma esas olarak bedenen olur. Ruhun tek başına yükseltilmesi öldürme ve asma iddialarına ters değildir. Dolayısıyla ruhun tek başına yükseltilmesi onlara cevap olmaz. İsa (a.s.) ismi gerçek olarak beraberce ruh ve beden için kullanılır. Söylenmesi anında onlardan birine ancak bir karine ile söyenir ki, burada bir karine yoktur. Çünkü ruh ve bedenin beraberce yükseltilmesi, Allah'ın izzetinin ve hikmetinin kemali ve peygamberlerinden dilediğine ikramının ve yardımının gereğidir ki, ayetin sonunda şöyle hükmetmiştir:
Allah izzet ve hikmet sahibidir.
İnşaallah, üçüncü sorunun cevabında bununla ilgili daha fazla açıklama ve tekit gelecektir.