İşi, cuma namazı vakti devam etmesi gereken memur

(Bölümün numarası 8; Page No. 188)  İşi, Cuma namazı vakti devam etmesi gereken memur. (1593) no'lu fetva: Hamd sadece Allah'adır, salât ve selam O'nun Resûlüne, âilesine ve sahabesine olsun .Bilimsel Araştırma ve Fetva Daimi Komisyonu, Sayın Asir Bölge Mahkemesi Başkanından sayın Genel Başkana takdim edilen ve H.24/3/1397 tarih ve 443/2 sayı ile Genel Sekreterlikten Yüksek Alimler Heyetine havale edilen fetva istemine muttali olmuştur ki, onda şöyle denilmektedir: Posta ve Telgraf Güney Bölgesi Genel Müdürünün bize gönderdiği şeyi size iletiyorum ki, onda şöyle ifade edilmektedir: Posta ve telgraf tesis işleri cuma günü de dahil, bütün hafta boyu devam ediyor. Telefon ve telsiz cihazlarına dönüşümlü olarak bakan memurlar vardır ve onların işleri bir dakika bile onu terk etmeye müsade etmez. Çünkü bu, telefon ve telsiz haberleşmelerinin durmasına sebep olur. Fetva talebi, bu memurlar işlerini bırakıp namaza giderler mi? Zikredilenin sorduğu fetvaya yönelik görüşünüz nedir?


Komisyon soruyu aşağıdaki şekilde cevaplamıştır:Asıl olan, bulunanlara cuma namazının farz olmasıdır. Çünkü Allah Te'âlâ şöyle buyurmuştur: Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır. (Bölümün numarası 8; Page No. 189) Ayrıca Ahmed ve Müslim'in İbn Mesud'dan (r.a.) rivayet ettiklerine göre Peygamber (s.a.v.), cumayı kılmayan bir kavim için şöyle buyurmuştur: İçimden öyle geçiyor ki, içinizden birine insanlara imamlık etsin diye emredeyim, sonra cumaya çıkmayan erkeklerin evlerini üzerlerine yakayım. Yine Müslim'in Ebu Hureyre ve İbn Ömer'den (r.a.) rivayet ettiğine göre, o ikisi, Rasûlüllah'ın (s.a.v.), mimberinin basamakları üzerinde şöyle dediğini işitmişlerdir: Birtakım kimseler ya cumaları terk etme işinden vazgeçecekler, yahutta Allah onların kalplerini mühürleyecek, sonra da gafillerden olacaklardır. Ayrıca bu konuda ilim ehlinin icmaı vardır. Fakat cuma kendisine farz olan kimsenin, cuma namazı vakti yerine getirilmesi gereken, ümmetin emniyeti ve çıkarlarının korunmasıyla alakalı bir işten doğrudan sorumlu olması gibi, şeri bir özrü bulunursa, emniyet, trafik, telefon ve telsiz haberleşmeleri ve benzeri yerlerde çalışanların durumu gibi ki, onlar cuma namazının son ezanı yahut cemaatle kılınması vaktinde nöbet tutmaları gerekenler ve benzerleri, cumayı ve cemâati terk etme konusunda özürlü sayılırlar. Çünkü Allah Te'âlâ genel olarak şöyle buyurmuştur: O halde gücünüz yettiğince Allah'a isyandan kaçının. (Bölümün numarası 8; Page No. 190) Resûlüllah (s.a.v.) de şöyle buyurmuştur: Ben sizi neyden nehyetmişsem ondan kaçınınız, size neyi emretmişsem gücünüz ölçüsünde onu yerine getiriniz. Çünkü bu, âlimlerin, özür devam ettikçe cumayı ve cemâati terk etmekle özürlü sayılır dediği, canından, malından ve benzerlerinden korkmak suretiyle özürlü sayılanlardan daha az özürlü değildir. Ancak ondan öğlenin farzı düşmez, bilakis onu vaktinde kılması gerekir ve ne zaman cemaatle onu yapması mümkün olursa diğer beş vakit farz gibi o da farzdır.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.


Tags: