( 20969 ) Numaralı fetvanın dördüncü sorusu:
Soru 4
: İslamda haset var mıdır? Eğer insanlar arasında haset varsa onlarla nasıl muamele ederiz?
Cevap 4 : Haset, haset edilen kişinin nimetinin gitmesini temenni etmektir. Resulullah (s.a.v.) haset edenden Allah'a (c.c.) sığınmayı emretmiştir. Yüce Allah (c.c.):
De ki: sabahın Rabbine sığınırım!(1)Yarattığı şeylerin şerrinden...(2)Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden...(3)Düğümlere üfürüp büyü yapan üfürükçülerin şerrinden...(4)ve kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden Allaha sığınırım!
buyurmuştur. Haset ettiği zamanın manası şudur: İçindeki hasedi ızhar edip onun gereğini yapmasıdır. Kişiyi haset ettiği kişiye kötülük etmeye hamletmesidir. Haset bir kaç derecedir: Birincisi: İnsanın kendisine gelmese bile müslüman kardeşine verilen nimetin gitmesini istemesidir. Allah'ın (c.c.) başkasına nimet vermesinden hoşlanmamakta ve bundan acı duymaktadır. İkincisi: Başkasında mevcut olan nimeti arzuladığı için kendisine geçmesini istemek. (Bölümün numarası 26; Page No. 30) Üçüncüsü: O nimetin başkasından gitmeden aynısının kendisinde de olmasını temenni etmek. Bu caizdir. Haset değil, gıptadır. Haset eden kimse kendine üç şekilde zarar verir:Bir tanesi: Günah kazanmak. Çünkü haset haramdır. İkincisi: Allah'a (c.c.) karşı saygısızlık. Çünkü hasedin manası, Allah'ın (c.c.) kullarına nimet vermesini hoş görmemektir. Allah'a (c.c.) karşı itirazdır. Üçüncüsü: Çokça dertlenip ve üzülmekten dolayı kalbi acı çeker. Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.