Haccın tanımları ile ilgili ön bilgiler

7994

Tarihte ve günümüzde Mekke

Mekke

(Bekke) kelimesinden Türemiş bir isimdir. Vadi anlamında samiye(yüksek) demektir.

Mekke ismi Bekka lafzıyla şu ayeti kerimede geçmektedir: «Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi, elbette (Bekke) Mekke’de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan (Kâ’be) dir». (Al-i İmran:96).

Mekke’nin tarihi geçmişi MÖ. 19. Asra ve İbrahim (aleyhisselam) ve İsmail (aleyhisselam) dönmemine kadar uzanır. Zira Mekke’ye ilk yerleşenlerdir.

Nitekim Allah’u Teala İbrahim’den şöyle bahseder: «Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin (Kâbe’nin) yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için (böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerden rızıklandır, umulur ki şükrederler.» (İbrahim:37)

Annesi ve İsmail’in suları kalmayınca; İbrahim (aleyhisselam)’ın duasıyla İsmail’in ayağı altından Zemzem suyu çıktı.

O zamandan beri kabileler suyun olduğu yere yerleştiler ve hayat yeniden başladı. Kureşyliler hükmü alıncaya kadar kabileler buraya gelip yerleşti.

Mekke Peygamber (sallâllahü aleyhi vesellem) in gelişine kadar Kureyşlilerin elinde kaldı.

Peygamber (sallâllahü aleyhi vesellem)’in gelmesiyle hem Mekke’yi hem de dünyayı değiştirdi.

Mekke’de Peygamber (sallâllahü aleyhi vesellem) gönderildi. Ka’be Müslümanların kıblesi haline geldi. İslam’ın doğuşu buradan ortaya çıktı.

Ancak halkı Müslümanlara eziyet ettiler ve yurtlarından çıkarak Medine’ye hicret edip İslam ülkesini kurdular.

Daha sonra Peygamber Efendimiz Mekke’yi fethederek günümüze kadar İslam sancaktarlığını yapmaktadır.

Mekke bilhassa Halifelerden, İslam hakimleri tarafından önemsendi ve geliştirme ve genişletme çalışmaları yaptılar. Ve hala İslam merkezi olarak bulunmaktadır.

Mekke’nin fazileti

1- Girenler için güvenli bir şehirdir.

Allah şöyle buyurmaktadır:.«Oraya kim girerse, güven içinde olur.» (Al-i İmran: 97) Yani Mekke Haremi.

2- Taun hastalığı ve Deccal giremez.

Ebu Hureyre (radiyellahü anh)’ın naklettiğine göre; Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi vesellem) şöyle buyurmaktadır: “Mekke ve Medine’nin giriş çıkış deliklerinde, yâni kapıları önünde bir takım melekler vardır. Mekke ve Medine’ye Deccâl ve Tâûn hastalığı giremez.” [Ahmed rivayet etti]

3- Mescid-i Haram’da bir namaz yüz bin namaza denktir.

Cabir (radiyellahü anh) rivayet edildiğine göre; Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: “Mescid-i Haram’da kılınan bir namaz, onun dışındaki mescitlerde kılınan yüz bin namazdan daha fazîletlidir.” [İbn-i Mace rivayet etti]

4- Allah’ın yanında en sevimli topraktır

Resülullah (sallâllahü aleyhi vesellem) şöyle buyurmaktadır: “Vallahi sen Allah’ın yanında en hayırlı topraksın ve Allah’ın yanında en sevimli topraksın!” [Tirmizi rivayet etti]

Mekke-i Mükerreme

Mekke ve Haremle ilgili özel hükümler

1- Harem’de kötülük ve haksızlık yapamaya kalkan kimseye şiddetli azap beklediği ister yapsın ister yapmasın

Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır: «Kim de orada zulmederek haktan sapmak isterse, biz ona elem dolu bir azaptan tattıracağız.» (Hac: 25)

İlhad demek; her türlü masiyettir. Ayrıca İbn-i Abbas (radiyellahü anh)’ın rivayetine göre;

Peygamber (sallâllahü aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Allah katında Müslümanların en sevimsiz olanları şu üç gruptur: onlardan biri de “Harem’de haksızlık yapıp zulüm işleyen (mülhid).” [Buhari rivayet etti]

2- İçinde kan dökmenin ve savaşmanın haram olduğu

Allah’u Teala şöyle buyurdu: «Hani, biz Kâbe’yi insanlara toplantı ve güven yeri kılmıştık.» (Bakara:125).

Kim Mekke’ye girerse güvendedir. Nitekim Peygamber (sallâllahü aleyhi vesellem) şöyle buyurmaktadır: “Mekke’de silah taşımak size helal değildir.” [Müslim rivayet etti]

Başka bir hadiste Peygamberimiz (sallâllahü aleyhi vesellem) şöyle buyurur: “Mekke’yi insanlar değil, Allah haram kılmıştır.Allah’a ve ahirete inanan hiçbir mü’mine orada kan dökmek helal olmaz. Ağaç sökmekde helal olmaz.” [Buhari rivayet etti]

Savaşma ve kan dökme

3- Kafirlerin ve Müşriklerin Harem’e girmelerinin haram oluşu

Allah şöyle buyurmaktadır: «Ey iman edenler! Allah’a ortak koşanlar ancak bir pislikten ibarettir. Artık bu yıllarından sonra, Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar.» (Tevbe: 28)

Ayrıca Peygamber (sallâllahü aleyhi vesellem) halka seslenmesini emretmiş ve sonra şöyle buyurmuş: “Bu yıldan sonra hiçbir müşrik hac yapamaz. Ka’beyi çıplak olarak tavaf edemez.” [Buhari rivayet etti]

4- Avlanmanın yasak oluşu, ağaçları kesmek ve sokakta yere atılmış ve sahibi belli olmayan nesne alınmaması ancak sahibinin izniyle alınması

İbn Abbas (radiyellahü anh)’ın rivayetine göre; Peygamberimiz (sallâllahü aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Şüphesiz bu Mekke beldesini Allah, haram kılmıştır! Bu şehir, Allah’ın haram kılması sebebiyle kıyamete kadar haramdır! Şu muhakkak ki, benden önce burada savaş hiç kimseye helal olmamıştır! Benim için de bir gündüzün bir saatinden başkasında helal olmamıştır! Bu belde Allah’ın haram kılması ile kıyamet gününe kadar haramdır! Buranın dikeni kesilmez! Av hayvanı ürkütülmez, yitiğini, sahibini arayacak olan kimseden başkası el uzatıp alamaz, yeşil otları koparılmaz!” [Buhari rivayet etti]

Hac ziayeret yerleri

Hac ziyaret yerleri

Hac ibadetini ayrıcaklı kılan zahiri alametler

1- Arafat

“Arafat” kelimesi “Arefe” kelisinin tekilidir. Adem ve Havva burada buluştukları için Arafat diye adlandırıldı. Veya insanlar günahlarını burada itiraf ettiklerinde dolayı bu ad verildi. Arafat; meşairi Haram dışında bir yerdir.

Mescid-i Haram’ın doğu güneyinde olup 22 km uzaklıktadır. 10,4 km karelik bir alanı vardır. Hacılar Zilhicenin dokuzunda Arafat’ta toplanır.

Arafat

Nemira Mescidi

Nemira mescidin batısında bulunan bir dağdır. Bundan dolayı Nemira mescidi adlandırıldı. Peygamber (sallâllahü aleyhi vesellem) Urane vadisinde inerek hutbe okudu.

Ve daha sonra hutbe okuduğu yere Abbasi hilafeti döneminde mescid inşa edildi. Suudi hükümeti döneminde mescidin genişletmesi yapıldı.

Günümüzdeki caminin alanı 110 metre kareye ulaşmış durumdadır. Hacılar Zilhicce ayının 9’unda içinde toplanır.

Nemira Mescidi

Saharat mescidi

Arafat’ta bulunan Rahmet dağının sağ eteğinde bulunmaktadır. Çevresinde de büyük kayalıklar vardır.

Peygamber Efendimiz (sallâllahü aleyhi vesellem) Arafat akşamında burada vakfe yaptı. Hacılar da Zilhicce’nin 9’unda toplanmaktadır.

Saharat Mescidi

Cebel-i Rahme (Rahmet Dağı)

Küçük bir dağ olup içinde büyük kayalıklar vardır. Mekke’nin doğusunda olup 20 km uzaklıktadır. Geniş bir tavana sahip olup 640 metredir. Hacılar Zilhicce’nin 9’unda toplanmaktadır.

Rahmet dağı

2-Mina

İçinde kan akıtıldığından dolayı Mina adlandırıldı. Mekke ile Müzdelife arasında olup 7 km uzaklıktadır. Mescid-i Haram’ın doğusundadır. Acele eden hacılar burada Zilhicce’nin 11-12.

Gecelerinde kalırlar. Gecikenler içinde 13. Gece kalırlar. Harem’in içinde bulanan meşairlerdendir. Aynı zamanda içinde Hayf Mescidi ve Cemaratlar bulunmaktadır.

Mina

Cemaratlar

“Cemarat” “Cemre” kelimesinin çoğuludur. Küçük taşlar anlamına gelmektedir. Mina’da Nüsük cemaratları (Şeytan Taşlama) üçtür: Bunlar: Cemratü’s-Suğra (küçük şeytan) orta ve akabedir.

Havuzun içinde taşlardan yapılı üç direkten ibarettir. Burası Şeytan’ın İbrahim (aleyhisselam)’e zuhur edip, taşlandığı yerlerdir. Akabe cemresi ile Vusta cemresi arasındaki mesafe 247 metredir. Vusta ile suğra arasında ise 200 metre civarındadır.

Hayf Mescidi

Cemreti suğra yakınında bulunan ve Mina’nın güneyindeki dağların eteklerinde bulunmaktadır.

Hayf Mescidi

3- Müzdelife

Müzdelife; Mina ile Arafat arasında bulunan bir yerdir. Hacılar Arafat vakfesinden sonra gece kaldıkları yerdir. Müzdelife’nin ortasında Meşari’l-Haram vardır.

Hacıların müstehap olarak vakfeye durup dua ettikleri ve Allah’ı şükrettikleri ve zikrettikleri yerdir. Hacıların Arafatta vakfe yapıp döndükleri akşam olan Zilhice’nin 9’udur.

Müzdelife

4- Mescid-i Haram

Kabe-i Müşerrefe

Ka’be dikdörtgen şeklindedir.

Hicr-i İsmail

Beytu’llah’ın kuzeyindedir. Ka’be’nin yeniden inşasında Kureyşliler ellerindeki malzemenin tamamlamaya yetmeyeceğini anlayınca, Hicr denilen yeri göğüs hizasına kadar bir duvarla çevirerek Ka’benin dışında bıraktılar ve buranın Ka’beden anlaşılsın diye burayı taşla döşediler. Bu adlandırma genel olup şeri’ değildir.

Haceru’l-Esved

Ka’be kapısının sol tarafında olup Ka’benin güneyindedir. Cennetten bir taştır. Gerçek şu ki: haceru’l-Esved küçük parçacılar halinde kırıldı. Ondan sadece hurma büyüklüğünde 8 adet taş kaldı.

Rükn-i Yemani

Ka’benin batı güneyindedir. Yemen yönünde olduğundan Rükn-i Yemani diye adlandırılır. Rükn-i Yemani’nin ayrıcaklı olmasının sebebi; Ibrahim ve Ismail’in attıkları temel üzerinde hala bulunmasıdır.

Mültezem

Kendisi Haceru’l-Esved ile Ka’be kapısının arasındadır. Iki metre büyüklüğündedir. Duaların Kabul edildiği yerdir. Sünnet olan; dua yaparken yanakları, kolları ve avuçları mültezeme yapıştırarak yapmaktır.

Kabe-i Müşerrefe
Haceru’l-Esved
Rukn-i Yemani
05-01.jpg


Tags: