(Bölümün numarası 3; Page No. 529) (8052) no'lu fetvanın altıncı sorusu:
Soru 6:
Birisi, Allah Te'âlâ'nın, kendi amelinde bulamadığı ve kendisine vermediğini, amelinde ciddiyet sahibi olması sebebiyle başkasına vermiş olduğunu görünce Ramazanda orucunu bozmuş, ardından kendine gelir gelmez de pişmanlık duymuş. Bu durumda olan kişi ne yapmalı ve orucunu bozduğu gün ile ilgili hüküm nedir?
Cevap 6: Hadise anlatıldığı gibi ise eğer, bu kişinin yaptığı apaçık bir sapıklıktır. Çünkü bu, Allah'ın hükmüne karşı öfke duymak ve O'nu zulüm ile itham etmektir. Zira Allah Te'âlâ; Alim ve Hakim olup zerre ağırlığınca dahi zulmetmez. Bununla beraber facir olan kimseye dünyada istidrac kabilinden verir, kendisine itaatkar olana ise dünyada değil de katından bir lütuf ve ihsan olarak kıyamet günü kat kat vermek için sonraya bırakabilir. Dolayısıyla bu şahsın Allah'a tevbe edip bağışlanma dilemesi, kazara ağzından kaçırdığı bu sözden dolayı pişmanlık duyarak bir daha böyle bir şeye geri dönmemek için azami gayret göstermeli ve cinsi münasebette bulunmamışsa sadece bozduğu o günki orucunu kaza etmelidir. Şayet orucunun bozulması cinsi münasebet sebebiyle olmuşsa bu durumda hem kaza ve hem de keffaret gerekmektedir. Keffaret de; mü'min bir köle azad etmektir. Bunu bulamaması durumunda iki ay peşpeşe oruç tutmak, buna da gücü yetmezse altmış fakiri, her fakire yarım sa' olmak üzere o beldenin yiyeceğinden otuz sa' verir.Başarı Allah'tandır. Allah, Peygamberimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.
İlmi Araştırma ve Fetva Daimi Komisyonu