(18486) Numaralı fetva:
Soru: Avrupa’nın, uzun zamandır sosyalizm ile yönetilen devletlerinden birinde tıp fakültesi dördüncü sınıfında okuyan bir öğrencisiyim. Resmi olarak buralarda islami merkezler yoktur. Komşu ülkelerde olanlara da siyesi sebeplerden dolayı gidemiyoruz. Burada ikinci sınıfta iken hıristiyan bir kızla evlendim. Fakat daha sonra bu evliliğimi dinen caiz olup olmadığına dair şüpheye düştüm. Bu sebeple bu konuda size mektup göndermeyi uygun gördüm. Ayrıca bu durumumla ilgilenmeniz için meseleyi detaylı bir şekilde yazıp gönderiyorum. Gayretlerinizden ve çalışmalarınızdan dolayı size teşekkür ediyorum. Mesele şöyledir: Eşimle aniden tanıştık ve o ana kadar evlenmeyi düşünmüyordum. Fakat bu tanışma fırsatı onunla evlenebileceğim hissini verdi. Ayrıca onunla evlendikten sonra ona anlatarak, onu müslüman olmaya ikna edebileceğimi düşündüm. Tanıştıktan birkaç hafta sonra da onunla anlaştık ve evlendik. Bu evliliği, iki adil ve güvenilir şahidin huzurunda, karşılıklı icap ve kabul yolu ile nikah kıyarak gerçekleştirdik. Biz bu sade evliliği tanıştıktan üç ay sonra gerçekleştirdik. Bu durumu daha sonra aileme bildirdim. Evlenirken onunla, okuldan mezun olup doktor olduktan sonra onu resmi olarak nüfusuma almak üzere anlaştık. Bu süre zarfında ayrı evlerde yaşadık. Çünkü ben o anda bu sorumluluğu üstlenecek durumda değildim. Bu şekilde erkenden nikah kıymam birbirimizi daha iyi tanımak ve kendimizi korumak içindi. Bununla birlikte ben bu evlilik konusunda ciddiyim. Bu kızla geçici bir evlilik yapmak gibi bir niyetim olmadı. Çünkü bu geçici nikahın haram olduğunu biliyorum. Yine evlenirken kızı, geçmişte ve gelecekteki kendi hakları ve alacağı mehir ile bilgilendirdim. Fakat benim ısrarıma rağmen kendisi, satılık bir mal olmadığını söyleyerek mehir almayı reddetti. Onunla evlendiğimde kendisi bekar ve on dokuz yaşında idi. Bir ana okulunda öğretmenlik yapıyordu. Yani kendi ayakları üzerinde duruyordu. Ben ona bu evliliğimiz ile ilgi ailesinin görüşünü sordum kendisi bana şöyle dedi: ‘Bizim burada on sekiz yaşına gelmiş birinin hayatına kimse müdahale edemez.’ Kızın anlattığı gibi ailesi kızlarının kiminle evleneceği ile ilgilenmiyor ve kızın hayatına karışmıyorlar. Bunu şahsi özgürlük olarak değerlendiriyorlar. Şimdi sorum şudur: Mehirsiz olarak yapmış olduğum bu evlilik sahih midir? Bununla birlikte ben ona hala güvenmeye çalışıyorum. Nişan yapmadan ve yüzük takmadan yapılan bu evlilik sahih midir? Yine ailesi bu evlilikten habersiz olmasının bir mahzuru olur mu? Ayrıca kızın annesinin ırkçı olduğunu fark ettim. Dolayısı ile öğrenirse bu evliliğe karşı çıkar. Bu evlilikten olacak çocuğun durumu ne olur. Şer’i yetkili olmadan, arkadaşları şahit tutularak nikahın kıyılması ile yapılan bu evlilik sahih midir. Sonuç olarak bu kız bana haram mıdır? Bu kız müslüman olursa durum değişir mi? (Bölümün numarası 18; Page No. 179) (Bölümün numarası 18; Page No. 180) Bana bilgi vermenizi rica ediyorum. Allah sizin bilginizi artırsın.
Cevap: Nikah akdi, veli ve adil şahit olmadan sahih olmaz. Dolayısı ile kadın kendisinin nikahında taraf olmaz. Çünkü Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
(s.a.s.)'in sözü için
Velisiz ve iki adaletli şahit olmaksızın nikah olmaz.
Diğer bir hadiste ise;
Kadın başka bir kadını evlendiremez. Kadın kendi kendini de evlendiremez.
(Bölümün numarası 18; Page No. 181) Dolayısı ile söz konusu yapılan evlilik sahih değildir. Bu sebeple velisinin izni dahilinde, bu nikahın yenilenmesi gerekir. Ehli kitaptan olan kızı, ancak baba evlendirebilir. Eğer babası yok ise veya olduğu halde bu evliliğe karşı çıkıyorsa, asabeden en yakın akrabası evlendirir. Buradan da bir sonuç alamaz isen müslüman bir kadı evlendirir. O da yoksa o civarda bulunan islami merkezindeki yetkili kişi evlendirir. Kitapta ve sünnette bulunan şer’i deliller buna delalet ediyor. Ayrıca bir müslüman ehli kitaptan da olsa ancak iffetli bir kızla evlenebilir. Dolayısı ile müslümanın evleneceği kız zinakar olmamalı! Çünkü Allah Te'âlâ şöyle buyurmuştur: Allah sübhanehu ve Te'âlâ'nın sözü için
Bugün size temiz ve iyi şeyler helâl kılınmıştır. Kendilerine kitap verilenlerin (yahudi, hıristiyan vb. nin) yiyeceği size helâldir, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir. Mümin kadınlardan iffetli olanlar ile daha önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz şartıyla, namuslu olmak, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helâldir. Kim (İslâmî hükümlere) inanmayı kabul etmezse onun ameli boşa gitmiştir. O, ahirette de ziyana uğrayanlardandır.
Sonuç olarak, zikrettiğimiz üzere yeni bir şer’i nikah yapıncaya kadar senin kızdan kaçınman gerekir. Eğer kız hamile olur ve senden çocuğu olursa, nikah, içinde şüphe barındırdığından nesep olarak çocuklar sana ait olur. Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin