Cuma hutbesinin tercüme edilmesi.
(Bölümün numarası 8; Page No. 252) (Bölümün numarası 8; Page No. 253) (1495) no'lu fetva:
Soru: Benimle kavmim arasında cuma hutbesi konusunda şiddetli bir çatışma ve mücadele meydana geldi. İmamın, minberde onu okurken yabancı bir dile tercüme etmesi caiz midir yoksa caiz değil midir? Eğer mümkün ise, onun İngilizceye tercüme edilmesini sizden rica ediyorum. Allah sizleri hayırla mükafatlandırsın.
Cevap: Hz. Peygamber'den (s.a.v.) rivayet edilen hiçbir hadiste, cuma hutbesinin Arapça olmasının şart koşulduğuna dair şey sabit olmamıştır. Ancak Peygamber (s.a.v.), cumada ve diğer yerlerde Arapça hitap ediyordu. Çünkü o, onun dili ve kavminin dili idi. Onlar arasında konuşan kimselere, anladıkları dilleriyle va'z ediyor, onları irşad ediyor ve onları uyarıyordu. Fakat O, krallara ve milletlerin büyüklerine, Arapça mektuplar gönderdi. O, onların dilinin Arapça olmadığını biliyordu ve onda olanı anlayabilmeleri için onu kendi dillerine tercüme edeceklerini de biliyordu. (Bölümün numarası 8; Page No. 254) Buna göre, halkı yahut sakinlerinin çoğu Arapça bilmeyen ülkede, cuma hatibinin, onlara nasihatını ve hatırlatmalarını anlamaları ve hutbesinden istifade etmeleri için, Arapça hutbe okuması sonra da ülkesinin diline onu tercüme etmesi caizdir. Yine cuma hutbesini, Arapça dışında kendi ülkesinin diliyle okuyabilir. Böylece irşad, öğretim, va'z ve nasihat tamamlanmış ve hutbeden maksat hasıl olmuş olur. Ancak bu konuda ihtilaftan kurtulmak için, hutbeleri ve mektuplarında Peygamber'in (s.a.v.) sünnetine tabi olma ve hutbeden maksadın hasıl olması arasını cem' etmek için, önce Arapça hutbe okunması sonra da tercüme yapılması daha evladır.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.