Bir beldede birden çok cuma kılınması.
(2212) no'lu fetva:
Soru: Bahreyn'de birden çok cuma kılınması konusunda âlimler arasında ihtilaf
meydana
(Bölümün numarası 8; Page No. 257) geldi. Mename kendinde namaz kılınan dört
cami
bulunmaktadır. Fakat bu camilerin bazısı dardır ve cemaati almıyor. İnsanların çoğu, yakıcı güneşin altında, yollarda ve evlerin çatılarında namaz kılıyorlar. Birden çok namaz kılmanın cevazının sınırı ve yasaklanması hakkında zatı alinizin hükmü nedir? Birden çok kılmanın yasaklanması hakkında sahih naslar bulunuyor mu? Zira İslam ülkelerinin bir çoğunda şiddetli bir zaruret olmaksızın birden çok kılmaya cevaz verdiler ve onunla amel edilmektedir. Amel edilen sizin fetvanıza göre olandır ve şeri hükümlerde fetvası makbul ve kaynak olan sizsiniz. Sizden, itimat edecekleri hükmün açıklamasını umarak soruyu size arz ediyoruz.
Cevap: Peygamber'in (s.a.v.) döneminde Medine'de cuma namazının eda edildiği bir cami vardı,
o da
Mescid-i Nebevi
idi.
Müslümanlar, cuma namazı için Medine'nin etrafından ve Avali gibi
kenarlarından
(Bölümün numarası 8; Page No. 258) oraya geliyorlardı. Hulafa-i Raşidin (r.a.) döneminde de durum bu şekilde devam etti. Bu, bir beldede cuma namazında bir imamın arkasında müslümanları toplama niyetine Peygamber'den (s.a.v.) ulaşan ameli bir delildir. Yönetim birliğini göstermek, kalpleri birleştirmek, gönülleri telif etmek, tanışmayı artırmak ve kardeşliğin manalarını pekiştirmek için. Eğer şeri bir özür olmaksızın, bir beldede cumanın teaddüdü mubah olsaydı, Peygamber (s.a.v.) ve onun ashabı (r.a.), her birinin Medine'nin etrafındaki camisinde cuma kılmalarını emrederdi. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) günah olmadığı sürece iki durum arasında seçme durumu olduğu zaman ancak kolay olanını tercih etmiştir. Eğer günah ise, ondan insanların en uzağı olurdu. Bunda, ümmetine kolaylaştırma ve onu hafifletme vardır ve Allah Te'âlâ'nın şu ayetinin genel manasıyla amel etmiştir:
Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez.
Yine şu ayetle amel etmiştir:
Allah sizden (yükünüzü) hafifletmek ister; çünkü insan zayıf yaratılmıştır.
O birden çok kılmayı onlara emretmeyince ve o konuda onlara izin vermeyince, bu, bu konuda yukarıda açıklaması geçen hitmetten dolayı, bir beldede cumanın birleştirilmesine ve bir imamın arkasında onları birleştirmeye olan, Peygamber'in (s.a.v.) niyetine delalet ekmektedir.Fakat Mename kentinde cuma namazı kılınan camiler, orada cuma kılan kimselere dar geliyorsa, hatta onlardan bir çoğu şiddetli güneş sıcağı altında, yollarda ve çatılarda
namaz
kılıyorlarsa, insanlara kolaylık sağlamak, onlardan sıkıntıyı gidermek ve aşağıdaki ayet-i kerime ile amel etmek üzere, ihtiyaç durumuna göre şu anda cuma kılınan dört camiden başka diğer camilerde cuma kılınmasında bir mani yoktur:
Din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi.
Yine şu ayetle amel ederek:
Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez.
Yine Peygamber (s.a.v.) genel olarak şöyle buyurmuştur:
Bu din kolaylık dinidir; hiçbir kimse dini zorlaştırmaya kalkmasın, din ona galip gelir.
(Bölümün numarası 8; Page No. 259) Yine şöyle buyurmuştur:
Kolaylaştırınız ve zorlaştırmayınız.
Bundan dolayı Hulafa-i Raşidin döneminden sonra müslümanların sayısı artıp, orada cuma kılan kimselerle camiler kalabalıklaşınca, kolaylık ifade eden delillerle amel etmek ve sıkıntıyı gidermek için, bir şehirde birden çok camide cuma namazı kılmışlardır. Onlarda bizim için güzel bir örnek vardır.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.