Hastalığa sabretmek

(Bölümün numarası 8; Page No. 332) Boş sayfa (Bölümün numarası 8; Page No. 333)  Kitabü'l-Cenaiz (Cenazeler Bölümü) (Bölümün numarası 8; Page No. 334)  Hastalığa sabretmek. (11112) no'lu fetvanın ikinci sorusu: Soru 2: Adem oğlunun başına gelen hastalığın hükmü nedir? O Allah'tan bir ceza mıdır, yoksa kulunu imtihan etmesi midir? Bu konuda hadisler rivayet edilmiş midir?


2: Allah Te'âlâ, kullarının durumuna en uygun olanı, en iyi şekilde yapan ve bilendir. Onları her şeyiyle bilendir ve Ona hiç bir şey gizli kalmaz. Allah mü'min kullarını, sabredip kazanan mü'mini açık olarak bilmesi için, kendileri, çocukları, dostları ve malları hakkında onları çeşitli musibetlere maruz bırakmak suretiyle onları imtihan eder. Bu, Allah Te'âlâ tarafından büyük sevaba nail olmasına sebep olur. Yine Allah'ın kaza ve kaderine inanmayan şikayet edip sabretmeyenleri yahut musibetlere sabretmeyenleri bilmesi için, onları imtihan eder. Bu da, onlara karşı Allah'ın gazabının artmasına sebep olur. Allah Te'âlâ şöyle buyurmuştur: Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber!) Sabredenleri müjdele! Allah Te'âlâ şöyle buyurmuştur: Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara,... sevdiği maldan harcar, Şu ayete kadar: (Bölümün numarası 8; Page No. 335)  Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakiler ancak onlardır! Yine Allah Te'âlâ şöyle buyurmuştur: Andolsun ki içinizden cihâd edenlerle sabredenleri belirleyinceye ve haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz. Zahir ilmi: İnsanlar arasında mevcud olandır. Yoksa Allah Te'âlâ, ezelde sabredenle diğerini bilir. Hastalıklar, felaketler ve kederler gibi musibetler, müminin hatalarının silinmesine ve günahlarının keffaretine bir sebeptir. Bir çok hadiste rivayet edilmiştir ki o, hataları siler. Ebu Said ve Ebu Hureyre'den (r.a.) rivayet edildiğine göre, onlar Resûlüllah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu işitmişlerdir: Müslümana isabet eden zahmet, bela, hastalık ve keder, hatta ona batan dikeni bile, Allah onun günahlarına keffaret kılar. Hadisi Buhari, Müslim ve Tirmizi rivayet etmişlerdir. Yine Abdullah b. Mesud'an (r.a.) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Ben Rasûlüllah'ın (s.a.v.) yanına geldim, çok acı çekiyordu, Onu ellerimle tuttum ve: "Ya Rasûlellah, çok acı çekiyorsun" dedim. O şöyle buyurdu: "Doğrusu ben, sizden iki kişinin çektiği acı kadar acı çekiyo­rum." Ona: "O halde senin sevabın da iki kat olacaktır" dedim. Peygamber efendimiz: "Evet, yeryüzünde bir müslümana her hangi bir hastalık veya başka bir şey isabet ederse, ağacın yapraklarını döktüğü gibi Allah da onun günahlarını döker" buyurdu. (Bölümün numarası 8; Page No. 336)  Hadisi Buhari ve Müslim Rivayet etmişlerdir. Hastalıklar ve benzerleri bazen bir ceza olabilir. Bununla birlikte, yukarıda geçen nasslar genel olduğu için, sabreder ve sevabını Allah'tan isterse kendisine isabet eden için bir keffaret olur. Zira Allah Te'âlâ şöyle buyurmuştur: Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allah çoğunu affeder. Başarı Allahtandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.


Tags: