"Sonradan türeyen şeyler" ne anlama gelmektedir?

(Bölümün numarası 2; Page No. 455)  (2467) no'lu fetva: Soru: Size aşağıda geçen hadisi takdim ettim ki, beni zor durumda bıraktı ve öğrenciler arasında ihtilaf meydana geldi. Sonra onu mütalaa etmem ve benim gibi öğrencilerin de mutalaa etmesi ve kalplerimizdeki vehmin izale olması için yazılı olarak açıklamanız için size arz ettim. Cabir b. Abdullah'tan (r.a.) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Hz. Peygamber (s.a.v.) hitap ettiği zaman gözleri kızarır, sesi yükselir, öfkesi artar; sanki bir orduyu uyarıyormuş gibi şöyle derdi: "Düşman üstünüze sabah-akşam saldırmak üzeredir". Ardından: "Benim peygamber olarak gönderilmemle kıyamet arasındaki müddet şu ikisi gibidir." buyurur, işaret ve orta parmaklarını birbirine yanaştırır ve şöyle buyururdu: "Şüphesiz sözlerin en hayırlısı Allah'ın kitabıdır, en hayırlı yol Muhammed'in (s.a.v.) yoludur. İşlerin en şerlisi sonradan ihdas edilen şeylerdir. Her bid'at dalalettir." Sonra da şöyle buyururlardı: "Ben, her mümine kendi canından daha yakın, daha layıkım. Kim vefat eder, geride bir mal bırakırsa ailesine kalır. Kim de bir borç yahut çoluk çocuk bırakırsa borcu­nu ben öder, çoluk çocuğuna ben bakarım. Hadisi Müslim rivayet etmiştir. Bu hadis şu lafızla da rivayet edilmiştir: Her bid'at dalalettir. (Bölümün numarası 2; Page No. 456)  Ben bid'ata karşıyım ve onunla sahih sünnet kılıcıyla mücahede ediyorum. Bid'atın mahiyetini lügat ve ıstılah olarak bana açıklamanız için bu hadisi size arz ettim ki, onda olmayan bir şeyi inkar etmiş olmayayım. Bazı fakihler şöyle şerhetmişlerdir: Bid'at beş hüküm üzeredir. Onların bu taksimde delilleri var mıdır? Onlar vacip, mubah, mekruh, mendup ve haram olanlar olduğunu söylemişlerdir. Zatı âlinizden açık olarak bunun şerhini talep ediyorum. Zira "her bid'at dalalettir" sözünde öğrenciler arasında ihtilaf meydana gelmiş ve şöyle demişlerdir: Çünkü kendisinden sonra istisna gelmediği sürece "kül" kelimesi hasr ifade eder. Ayrıca Ebu Davud ve Tirmizi kısalttığım uzun bir hadiste şöyle rivayet etmişlerdir: Benim sünnetime ve (benden sonra) doğru yolda olan Raşid halifelerin sünnetine sarılınız. Azı dişlerinizle onu sımsıkı tutunuz. Sonradan ihdas edilen işlerden sakınınız. Çünkü sonradan ihdas edilen her şey bid’attır, her bid'at dalalettir ve her dalalet ateştedir. "Sonradan ihdas edilen bid'attır" lafzıyla rivayet etmişlerdir. Zatı âlinizden sizden başka bunu çözemeyecek olan bu problemi halletmenizi rica ediyorum.


Cevap: Birinci olarak: Bu din Allah tarafından tamamlanmıştır ve beşer tarafından tamamlanmaya ihtiyacı yoktur. Allah Te'âlâ şöyle buyurmuştur: Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim. İkinci olarak: İbadetlerde asıl olan, tevkıfi olmasıdır. Bu ibadet meşrudur, o halde onun meşruiyyetine delalet eden şeri delil getirmesi gerekir, yoksa o reddolunmuştur. Peygamber'den (s.a.v.) rivayet edildiğine göre şöyle buyurmuştur: Kim bizim dinimizde olmayan bir şeyi ortaya çıkarırsa, o merduttur, makbul değildir. Bir rivayette de şöyle buyurmuştur: Her kim işimiz (dînimiz) üzere olmayan bir iş işlerse, o işlediği şey reddolunmuştur. Üçüncü olarak: Lügat ve ıstılah manası. Lügat manası, daha önce geçen bir misali olmaksızın bir şeye başlamak ve onu yapmaktır. Istılah manasına gelince, Allah Te'âlâ'nın meşru kılmadığı kavli, fiili, yahut itikadi bir ibadet ihdas etmektir. Peygamber'in (s.a.v.) dediği gibi, bütün bid'atlar dalalettir. (Bölümün numarası 2; Page No. 457)  Dördüncü olarak: Dinde bid'atın beş kısma ayrıldığına gelince, dinde bunun aslı olduğunu bilmiyoruz. Sana Şatibi'nin "el-İ'tisam" kitabına müracat etmeni tavsiye ederiz. Başkasında bulamayacağın özet bilgiyle ilgili bid'atlar hakkında orada söz etmiştir. Yine en-Nehâs'ın "es-Sünen ve'l-Mübtedeat" kitabı, "el-İbda' fi Madarrı'l-İbtida'" kitabı ve "Tenbihu'l-Gafilin" kitabını, Allame İbn Kayyım'ın "Zadü'l-Mead" kitbını ve Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye'nin "İktidaü's-Sıratı'l-Müstakim" kitabını tavsiye ederiz. Beşinci olarak: "Küll" lafzına gelince, ıstılah manasıyla hasr lafızlarından değildir. Bilakis usül ilminde mukarrar olduğu gibi, o umum ifade eden lafızlardandır. Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.


Tags: