(4650) no'lu fetvanın ikinci sorusu:
(Bölümün numarası 9; Page No. 189) Soru 2: Ben, ailemle birlikte oturduğum evimi tamir etmek için, kalkınma fonundan yaklaşık üç yüz bin riyal borç aldım. Ben, bana bazı ücret getiren bazı akara sahibim ve her sene onun zekatını veriyorum. Emlak Bankasına olan borcumun, zimmetimde borç olması ve ancak bankanın borcunun düşülmesinden sonra kalan miktarın zekatının verilmesi itibariyle zekatı verilmesi gereken miktarın belirlenmesinde düşülmesi gerekir mi, yoksa banka borcu, borç olarak itibar edilmez ve zekatı verilmesi gerekenin hesabından düşülmesi gerekmez mi? Durumumu bilmem için, zât-ı âlinizden cevap vermenizi rica ediyorum.
Cevap 2: Alimlerin sahih görüşüne göre borç, zekat vermeye mani olmaz. Peygamber (s.a.v.) zekatı toplamak üzere zekat memurlarını ve öşürleri toplamak üzere de öşür memurlarını gönderirdi ve zekat sahipleri boçlu mu, yoksa değil mi, bakın diye onlara bir şey söylememiştir. Bundan dolayı, banka borcuna mukabil gelecek şeyi hesap etmeksizin malının zekatını vermen gerekir.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.