(Bölümün numarası 9; Page No. 307)
Ticaret Mallarının Zekatı Bölümü
(Bölümün numarası 9; Page No. 308)
Ticaret mallarının zekatının hükmü
(2324) no'lu fetva:
Soru: Fas'tan birisi geldi.
Ticaret malları konusunda
Fas âlimleri arasında ihtilaf ve çekişme meydana geldiğini söyledi.
Bazıları
ticaret mallarında zekat olduğunu bazıları da altın ve gümüş hariç olmadığını söylemişler. Buna da ayeti delil göstermişler. Soruyu soran kişi diyor ki, altın ve gümüş dışındaki paralar ve gayr-i menkuller ne altına ne de gümüşe katılamazlar. Bunun dışında tahıl, meyve, deve, koyun, sığır gibi mallarda ise ihtilaf yoktur. Bu konuda cevap vermenizi rica ediyorum. Taki itiraz edenler ikna olsunlar. Allah sizi mükafatlandırsın.
Cevap: Öncelikle fıkıh âlimlerinin ticaret mallarının zekata tabi olup olmadığı konusunda ihtilaf ettiklerini belirtmek gerekir. Fukahanın cumhuru vaciptir (farzdır) derken, zahiri mezhebinden
Davud b. Ali ez-Zâhırî
ve bir grup fukaha vacip (farz) görmemiştir. Cumhur
Ebu Hureyre
(r.a)'in
rivayet ettiği hadisi delil almıştır. Buna göre Hz. Ömer b. el-Hattab,
Hz. Peygamber onu zekat memuru olarak göndermiş. Ve
El-Abbas ve
Halid
İbn Cemil zekatı vermediler demiştir.
Bunu üzerine Resulullah (s. a. v.)
Siz
Halid'e
haksızlık
ediyorsunuz.
Halid zırhlarını vakfetti ve Allah yoluna ayırdı.
demiştir. Bu rivayet bize Halid'den zırhların zekatının istendiğini ve onun bunları Allah yoluna ayırdığını ve bu mallarda ticaret için ayrılmadıkça zekat olmadığını göstermektedir. Halit ise (Bölümün numarası 9; Page No. 309)
onları
ticaret malı olarak ayırmadı. Allah yoluna tahsis etti. Bir diğer delil
Ebu
Davud'un
Semura
b. Cündüb
'den rivayet ettiği şu hadistir:
Resûllah (s.v.s.), satmak için hazırladığımız maldan zekat vermemizi bize emrederdi.
Bir diğer delil
Darekutni'nin
Ebu
Zer
'den
(r.a.) naklettiği şu hadistir: Resulullah (s.a.v.)'i şöyle derken duydum
Devenin zekatı vardır, koyunun zekatı vardır ve elbisenin zekatı vardır.
Elbisenin bizzat kendisinden zekat olmadığı konusunda ihtilaf yoktur. Zekat onun kıymeti üzerinden vaciptir. Bu da söz konusu mal ticaret için ayrılmışsa söz konusudur. Bir başka delil
Müslim'in
Ahmed
(Allah ona rahmet eylesin)
Ebu Amr b. Hemas
babası senet zinciri ile rivayet ettiği şu hadistir: Hz.
Ömer
bana dedi ki: "Malının zekatını ver" Ona: Malım ok kılıfları ve deridir dedim. Bana, onların değerini takdir et ve değeri üzerinden zekatını ver dedi. Bir diğer rivayet ise
Abdürrahman b. Abdülkarri
şu haberidir: Bir süre beytü'l-mal'e baktım.
Ömer b. el-Hattab
bir bağış geldiği zaman tüccarların mallarını toplar sonra orada bulunanı ve bulunmayanını hesap ederdi. Sonra malı görenden hem orada olanın ve hem de olmayanın zekatını alırdı.
Bir diğer sahih rivayet
İbn Abbas
(Bölümün numarası 9; Page No. 310) rivayetidir. O şöyle anlatır: Mal satılana kadar beklemekte bir sakınca yoktur. Onun zekatını vermek vaciptir (farzdır).
İbn Ömer
(r.a) dedi ki: Mallar ticaret malı olmadıkça zekata tabi değildir.
Zikredilen uygulama sahabilerden meşhur olmuştur. Zikredilen delilleri; bunlar gönüllü olarak verilen sadaka idi, şeklinde tevil etmek delillerin zahirine terstir. Dahası bazı hadislerde ve haberlerde zekat diye açıkça isimlendirilmesine de terstir.Ticaret mallarında zekat olmadığını söyleyenlerin delili ise şudur:
Beş ukiyyeden az gümüşün zekatı yoktur, beş zevd'den az devenin de zekatı yoktur.
Bir de şu haber vardır:
Beş vesk'ten az hububat ve meyve için zekat gerekmez.
Bir diğer delil:
Müslümanın, kölesi ve atı için zekat vermesi gerekmez, ancak fitre verir.
Yine sabittir ki, Resulullah (s.a.v) Allah'ın; devede, sığırda, koyunda ve kenz üzerindeki hakkını açıklayınca .. dedi
At, üç kimse içindir, o bir kimseye ecir ve mükafattır, bir kimseye örtüdür, bir kimseye ise günahtır.
Sonra eşeklerin durumu soruldu. .. dedi
O konuda bana sadece şu toplayıcı biricik ayet indi.
Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür.
(Bölümün numarası 9; Page No. 311) Bu ayetin genelliği o mallarda zekat olmadığını gösterir. Onlar ister ticaret amacıyla saklansın ister başka amaçla fark etmez. Buna şöyle cevap verilir: Bu malların bizzat kendileri zekata tabi değildir. Ama bu malların altın ve gümüş üzerinden değerlerinin zekata tabi olması ile çelişmez. Çünkü bunlar bizzat kendileri için değil kıymetleri için beslenir. Dolayısı ile kıymetleri muteber olur. Böylece ticaret mallarında zekatın vacipliğin (farzlığı) olmadığını ve olduğunu ifade eden deliller uzlaşmış olur.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.