Memur maaşının zekatı

Memur maaşının zekatı (282) no'lu fetvanın birinci ve ikinci soruları: Soru 1: Bir memur her ay miktarı farklı olmak üzere maaş almaktadır. Bununla birlikte ilk maaşın üzerinden bir yıl geçerken, sonraki aldığı maaşlarının üzerinden bir yıl geçmemektedir. Bu durumda maaşının zekatını nasıl verebilir.? Soru 2: Bir memur her ay aldığı maaşı kasasında biriktirmektedir. Bununla birlikte evin günlük değişen ihtiyaçlarını kasadaki paradan karşılamaktadır. Dolayısı ile kasadaki paranın miktarı her zaman değişmekte ve paranın tamamının üzerinden bir yıl geçmemektedir. Bu durumda paranın zekatı nasıl verilir.?

Cevap 1, 2: Birinci ve ikinci soru aynı anlamı taşıdığından, yani benzer tarafları olduğundan komisyon umuma faydalı olması için bu ikisi için kapsamlı bir cevap vermeyi uygun görmüştür. Kişi paradan belli bir miktara sahip olur, daha sonra bu paraya bağlı diğer miktara değişik zamanlarda sahip olursa veya ilk aldığı maaştan mütevellit olmayan, yani müstakil olarak miras, hibe ve emlak ücretleri gibi aylık maaş alır. Eğer kim bu konu üzerine düşen sorumluluğunu araştırmak istiyorsa bu kişi aynı zamanda malından infak etmekten ziyade, sadece üzerine düşen paranın zekatını vermek istemektedir. Bu kişi kazancı ilgili hesap cetveli oluşturması gerekir. Bunun her miktarı sahip günden itibaren ayrı ayrı hesaplayacak ve üzerinden bir yıl geçen her bir miktarını zekatını verecektir.Eğer bu kişi rahat etmek ve kolaylık yolunu tercih ederek zekat verilecek kişilerin dışındaki fakirleri kendi nefsine tercih etmek istiyorsa: Bu takdirde eline geçen ilk miktarın üzerinden hesap ederek üzerinden bir yıl geçen bütün parasının zekatını verir. Bu takvaya daha uygundur. Aynı zamanda daha kolay, fakirlerin yoksulların ve diğer kendilerine zekat verilenlerin haklarını gözetmek açısından en ma'kuludur. Üzerinden bir yıl geçen maldan artanını zekatı vermek, üzerinden bir yıl geçmeyen malın zekatını muaccelen vermek kabilinden sayılmıştır. (Bölümün numarası 9; Page No. 281) Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.