Soru 5: İmam'ın ve bütün cemâatin farz namazlarından ardından dua etmesi câiz midir?.
Cevap 5: İbadetler Allah ve resulünden bizlere bildirildiği şekillerle sınırlıdır. Dolayısıyla, ispat edecek şer'i bir delil olmadığı sürece bir ibadetin esas temeli, sayısı, şekli ve yeri bakımından meşru olduğunu söylemek câiz değildir. Bu hususta Hz. Peygamberin kavli, fiili veya takriri sünnetinden bir şey sabit olmuş değildir. İşlerin en hayırlısı Allah resulü'nün (s.a.v.) yoluna tabi olmaktır. Namazda selam verdikten Hz. peygamberin ne yaptığı ile ilgili Allah resulü'nden nakledilen sabit rivayetler vardır. Ondan sonra gelen halifeler, sahabeler ve onlara güzel işlerde tabi olan tabi'inler de bu yol üzere devam etmişlerdir. Her kim Allah resulü'nün belirlediği yolun dışında bir şey ortaya çıkarırsa bu reddedilir. Allah resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: (Bölümün numarası 3; Page No. 74)
Her kim işimiz (dînimiz) üzere olmayan bir iş işlerse, o işlediği şey reddolunmuştur.
Selam verdikten sonra dua eden imâm'dan ve imam'ın yaptığı dualara ellerini açarak "amin" diyerek cevap veren cemaâtten, yaptıkları bu uygulamanın doğru olduğunu ispat edecek deliller istenir. Aksi takdirde bu uygulama kabul edilmez.Bu bilindikten sonra bizler, Allah resulü'nün yaşantısından bir nebze sunacağız. Allah resulü (s.a.v.) selam verdikten sonra üç defa istiğfar ederek şöyle derdi;
Allah'ım selam Sensin, selamet ancak Sendendir. Ey celal ve ikram sahibi sen mübareksin.
İmam
Evza'i'ye
İstiğfarin nasıl olacağı sorulmuş, O'da buna cevaben: "Esteğfirullah, Esteğfirullah" demiştir. Bu hadisi
Müslim
, Tirmizi,
ve Nesai rivayet etmiş,
Ancak, İmam
Nesai
şöyle demiştir; Allah resulü (s.a.v.) namazını bitirince bu duaları yapardı... ve hadisin tamamını zikretmiştir. Diğer bir rivayette
Ebi Davud şöyle nakletmiştir:
Rasulullah (s.a.v.) namazı bitirip ayrılmak istediği zaman üç defa Allah'a istiğfarda bulunur ve sonra şöyle derdi: Allah'ım Sen selamsın...
Yine
Ebi Davud
ve Nesai'nin
Hz.
Aişe'den
(r.anha) rivayet ettikleri hadiste o şöyle demiştir;
Rasulullah (s.a.v.) namazı bitirip selam verince şöyle dedi: “Allah’ım! Selam sensin, selamet yalnız Sendendir. Ey celal ve ikram sahibi, sen çok yüce ve bereket sahibisin.”
İmam
Buhari
ve Müslim
,
Muğira
b. Şube'nin
azatlı kölesinin katibi
Verad'ın şöyle dediğini nakletmişlerdir: "Muğira b. Şu'be,
Mu'aviye' ye gönderdiği bir mektupta
bana
şu ifadeleri yazmamı emretmiştir:
Peygamber (s.a.v.) her namazın arkasında şöye derdi: "Allah'tan başka ilah yoktur! O tektir, ortağı yoktur, mülk O'nundur, hamd ona mahsustur Ve O her şeye kadirdir. Allah’ım! Senin verdiğine mani olacak yok, Senin vermediğini de verecek olan yoktur. İtibar sahiplerine senin yanında itibarları fayda vermez."
(Bölümün numarası 3; Page No. 75)
İmam
Müslim
sahih adlı
eserinde
Abdullah b. Zübeyr'den (r.anh)
şöyle nakletmiştir:
Allah’tan başka ilâh yoktur; O tektir, ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’na mahsustur. O’nun gücü her şeye yeter. Güç ve kuvvet Allah'a mahsustur. Allah'tan başka ilah yoktur. Yalnız O’na ibadet ederiz. Sahip olduğumuz nimet ve lütuf O’nundur. En güzel medh ü senâ O’na yakışır. Kâfirler hoşlanmasa bile, bütün samimiyetimizle "Allah’tan başka ilâh yoktur” (deriz). Ravi dedi ki: Rasûsullah (s.a.v.) her namazın arkasında bunları söylerdi.
İmam
Müslim'in
diğer bir rivayetinde de Resulullah'ın (s.a.v.) şöyle dediğini nakletmiştir:
Kim her namazın sonunda otuz üç defa “Sübhanallah”, otuz üç defa “Elhamdülillah” ve otuz üç defa "Allahüekber" derse ki, bu doksan dokuz eder, sonra yüzüncü olarak: "Allah'tan başka ilah yoktur! O tektir. Ortağı yoktur. Mülk Onundur, hamd Ona mahsustur. Ve O her şeye kadirdir." derse, günahları deniz köpükleri kadar da olsa bağışlanır.
Namazdan sonra yapılan dualardan daha fazlasını öğrenmek isteyenler, "Cami'ul Usul", "Mecma'u-z Zevaid" ve "El- Metalib'ul Aliye Bizevaid'il Mesanid'is Semaniye" gibi kapsayıcı kitaplara başvurabilirler. Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.