(5627) Numaralı fetva:
Soru: Allah Subhanehu ve Te'âlâ'nın fazl-ı keremi ile müsmüman bir kız ile geçen ramazan ayında, hicri 1401 yılında nişanlandım. Benim ailem ve onun ailesi, mehir, nişan takıları ve bunun gibi konularda anlaştılar. Daha nişan töreni bitmeden nişanlımın babasına şöyle dedim: "Ben düğün töreni konusunda Allah'ın gazabından korkarım. Yani, düğünüm, Mısırlıların adetleri gibi zılgıtlarla, danslarla değil, islam dininin emrettiği şekilde olsun." Elhamdülillah o gün bunu kabul etti. Ben de Rabbime şükrettim. (Bölümün numarası 18; Page No. 116) Bunun üzerinden günler, aylar geçti ve düğün zamanımız yaklaştı. Ama nişanlımın babasının bu konudaki görüşü birden değişti. Düğün yapmak istediğini, bu düğünün onun için ilk olduğunu ve bir düğün salonunda dans ve benzeri şeylerle bir tören yapmak istediğini söyledi. Ben de bunu şiddetle reddettim. Sonunda görüşler yine değişti ve aile arasında bir düğün yapılması düşüncesini ileri sürdüler. Şöyle ki, evde yapılan bu düğüne akrabalar ve arkadaşlar gelecekler, gelini selamlayacaklar, tabi ki bayan ve erkekler karışık bir ortamda olacak. Ayrıca gelin o gece tam tesettürlü olmayı kabul etmedi ve şöyle dedi: "Başımı beyaz bir başlık (duvak) ile örteceğim ve boyun bağı giyeceğim." Tabi bu tam bir başörtüsü olmayacak. Çünkü bu kıyafetle göğüs ve boyun kısmı tamamen belli olacak. (Bölümün numarası 18; Page No. 117) Efendim, Bu anlattıklarım nişanlımın ailesinin fikriydi. Ama nişanlım da onlarla aynı görüşte. Benim aileme gelince, onlar da bunlara engel olmamamı, bu gecenin ömürde bir kere olduğunu ve nişanlım benim evime geldikten sonra istediğim şekilde davranabileceğimi söylüyorlar. Diğer insanların da sözleri, bunlara benzer şaşırtıcı şeyler oluyor. Saygıdeğer Efendim, aklım gerçekten çok karıştı. Özellikle de ailemin şu sözlerinden dolayı: "Eğer bu işi engellersen, nişanlını terketmek zorunda kalırsın, nişandaki takılar da onun hakkı olur." Nişandaki takıların değeri 300 Cüneyh, mehrin değeri ise, 600 Cüneyh tutmaktadır. Yine bayramlarda ve özel günlerde verdiğim hediyeler de onun hakkı olacak. Ben şimdiye kadar hiç düğün yapmadım. Karşı taraf düğün töreni konusunda kararlıdır. Ama benim Allah ve Resulü'ne olan sevgim ve bağlılığım, dünya zevklerinden daha fazladır. O yüzden bana bir tavsiye vermeniz ve yol göstermeniz için size yazdım. Şimdi aşağıdaki durumlarda ne yapmalıyım:1 - Düğün, düğün salonunda müzik ve dansla yapılırsa ne yapacağım?2 - Aile ve arkadaşlar arasında bayan erkek karışık bir ortamda yapılırsa ne yapmalıyım? Ki o ortamda tokalaşmak isteyecekler. Ayrıca zılgıtlar, çalgılar ve bir çok bidat de olacak. Aynı zamanda nişanlım tam tesettür halinde olmayacak.Eğer nişanlımın babası ve kendisi bu konuda ısrarlı olurlarsa, tüm malımın heba olmasına aldırmadan nişanı bozmalı mıyım, yoksa bu gecenin ömürde bir kere olduğunu, evlendikten sonra istediğim gibi davranabileceğimi söyleyenlere mi kulak vermeliyim?
Cevap: Allah'ın haram kıldığı amelleri yapmak konusunda, nişanlınız veya babası ve yahut da bir başkası ile anlaşma içine girmeniz caiz değildir. Yine zikrettiğiniz şekilde, düğün salonunda danslar ve müziklerle yapılan, bayan erkeğin mahremleri olmayan kişilerle aynı ortamda bulunduğu, birbirine haram olan kişilerin tokalaştıkları bir düğün yapmanız caiz değildir. Aynı zamanda bir kadının mahremi olmayan bir erkekle tokalaşması da caiz olmaz.Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.