Evliyalar için sunulan adak yemeğini dağıtmak

(Bölümün numarası 3; Page No. 53)  Üçüncü soru, (1774) no'lu fetvadan: Soru 3: Evliya ve salih insanlar için adak olarak sunulan yemeği insanlara dağıtmak caiz midir? Bunu kutlamak ve bunun için bayrak kaldırmak caiz midir?


Cevap 3: Öncelikle :Adak, vadettiği şeyi ifa ettiği için Allah'ın o kimseyi övmesine karşılık yapılan bir ibadettir. Allah (c.c.) bunun mükafatının güzel olacağını vadetmiştir. Allah te'âlâ şöyle buyurmuştur: (O kullar) adaklarını (verdikleri sözü) yerine getirirler Başka bir ayette: Yaptığınız her harcamayı ve adadığınız her adağı muhakkak Allah bilir. Hz. Aişe Radiyallahu anha'dan rivayet edilen bir hadiste Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Kim, Allah'a itaat etmeye nezr ederse hemen itaat etsin.Kim de Allah'a isyan etmeye nezr ederse, sakın isyan etmesin. Şayet, itaat niyetiyle yapılan bu adak bir ibadetse, sadece Allah adına yapılması ve bu hususta samimi olunması gereklidir. Bu ibadetin Allah'a değil de bir peygambere, veli'ye, cin'e, putlara veya daha başka varlıklara yapılması şirktir. Dolayısıyla, Allah'tan başka varlıklar adına kesilen kurban, kesiltiği sırada Allah'ın adı anılsa bile bu hayvan ölüdür. Yenilmesi veya insanlara dağıtılması haramdır. Çünkü, kesim esnasında besmele okumak, kesilen hayvanı mübah kılmaz. (Bölümün numarası 3; Page No. 54)  Ancak, evliyalar veya salih insanlar adına adak olarak sunulan şeyler, kurban dışında ekmek, hurma, mercimek, helva ve benzeri gibi, yenilmesinin helal oluşu şer'i kesime bağlı olmayan türden şeylerse, insanlara dağıtılmaması gereklidir. Çünkü bunu yapmak, bidati tanıtıp teşvik etmek, yaygınlaşmasına yardım etmek, şirk ortamına katılıp onu ikrar etmek anlamına gelmektedir. Fakat bu mallar, sahibinin yüz çevirip terkettiği ve insanların istifadesine sunduğu mallar hükmündedir. Dolayısıyla bu mallardan her kim birşeyler alırsa bir sakınca yoktur. İkinci olarak: Peygamberlerden ve salih insanlardan vefat edenler için törenler düzenlemek caiz olmadığı gibi, onları anma adına mevlit merasimi tertip etmek, bayrak kaldırmak, kabirlerine kandil veya mum dikmek, türbelerinin üzerine mescit veya kubbe yapmak veya bunları süslemek te caiz değildir. Çünkü bütün bunlar dinde sonradan meydana gelmiş bidatler ve şirke götüren araçlardır. Nitekim Peygamber (s.a.v.) bile kendinden önceki peygamber ve salih kimseler için böyle merasimler düzenlemediği gibi, Ashab-ı kiram'da Hz. Peygamber (s.a.v.) için böyle bir tören tertip etmemişlerdir. Aynı şekilde, Resulullah'ın (s.a.v.) kendinden sonraki en hayırlı asırlar diye nitelendirdiği ilk üç asırda, müslüman liderlerden bir kimse, veliler, salih kimseler, krallar ve hakimlerden birisi için böyle merasimler düzenlemiş değildir. En hayırlı yol, Allah resulü'ne (s.a.v.) ve hidayet imamları olan raşid halifelerine, bir de onların peşinden gidip onların yolunu tutan kimselere tabi olmaktır. En kötü yol da, bidatçilerin yoluna tabi olmak ve din adına ortaya çıkardıkları bidatlerle amel etmektir. Allah te'âlâ şöyle buyurmuştur: Andolsun ki, Resûlullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir. Allah resulü'nden sabit olan bir rivayette o şöyle buyurmuştur: (Bölümün numarası 3; Page No. 55)  Allah, yahudi ve hristiyanlara lanet etsin; onlar peygamberlerinin mezarlarını mescid edindiler. Hadisin sıhhati üzerinde ittifak edilmiştir. Yine Hz. Peygamberin şöyle dediği sabit olmuştur: Dikkat edin ki, sizden öncekiler, peygamberleri ile Salih kimselerinin mezarlarını mescid edindiler. Sakın siz de mezarları mescidler edinmeyin; çünkü ben, bunu, size yasaklıyorum. Hz. Peygamberden sabit olan diğer bir rivayette de, Allah resulü (s.a.v.) kabirlerin sıvanmasını, üzerinin inşa edilmesini ve üzerine oturulmasını yasaklamıştır. Yine, Peygamber (s.a.v.)'in şöyle dediği sabit olmuştur: Sözün en hayırlısı Allah'ın kitabı, yolların en hayırlısı Muhammed'in (s.a.v.) yolu, işlerin en kötüsü (dinde) türetilen bid'atlardır. Her bid'at sapıklıktır. Bu hadisi Müslim Sahihinde rivayet etmiştir. Hadiste nakledildiğine göre İrbad b. Sariye R. anhu şöyle demiştir: Rasulullah (s.a.v.) bize çok beliğ bir vaaz verdi, öyleki kalpler titredi ve gözler yaşardı. Biz: "Ya rasûlellah, sanki veda konuşması yaptınız, bize bir şey vasiyyet eder misiniz" dedik. Rasûlüllah buyurdu: Allah'tan korkmanızı ve başınıza habeşli bir köle de geçse işitip itaat etmenizi vasiyyet ederim. Gerçek şu ki; sizden, benden sonra yaşayacak olanlar, pek çok ihtilaf görecektir. Binaenaleyh siz benim sünnetime ve doğru yola iletilmiş raşid halifelerin sünnetine, azı dişlerinizle ısırırcasına sımsıkı sarılın. Uydurulmuş işlerden sakının. Çünkü (her uyduruk iş, bid'at); her bid'at da sapıklıktır. Bu hadisi Ebu Davud ve Tirmizi rivayet etmiş ve Tirmizi : "Bu hadis hasen ve sahih bir hadistir." demiştir. Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.


Tags: