Ehl-i kitabın muharref ve batıllığı sabit olmasına rağmen kendi dinleri üzere kalmalarının caiz olduğu

(Bölümün numarası 3; Page No. 417) (6991) no'lu fetva: Soru: İslam geçmiş semavi dinleri neshettiğine göre ki Kur'ân-ı Kerim şöyle diyor: Kim, İslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır. Ayrıca Yahudi ve Hıristiyanlardan olan Ehl-i kitabın kafir olduklarını çok sayıdaki ayetle beyan emiştir. O halde neden İslam onlara kafirlere gösterdiği muameleyi göstermemiş de muharref ve batıl olduğunu sabit olmasına rağmen kendi dinleri üzere kalmayı onlara caiz kılmıştır. Ayrıca bize de onlardan evlenmeyi ve yemeklerini yemeyi caiz kılmıştır. Günümüzdeki Hıristiyanlara Ehl-i kitap sıfatı uygun düşmekte midir ve onlar için de aynı hüküm geçerli midir?


Cevap: Öncelikle; Peygamberlerin getirmiş olduğu dinlerin esası tektir. O da İslam dinidir. Allah te'âlâ şöyle buyurmuştur: Allah nezdinde hak din İslâm'dır. Ferî meseleler olan şeriatlar ise farklılık göserebilir ve neshi kabildir. Allah te'âlâ ayette şöyle buyurmuştur: (Ey ümmetler!) Her birinize bir şeriat ve bir yol verdik. Ebû Hureyre'den (r.a.) sabit olduğuna göre Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: İnsanlar arasında Meryem oğlu İsa’ya dünyada ve ahirette en yakın olan benim. Bir babanın ayrı kadınlardan doğmuş evlatları gibi bütün peygamberler kardeştirler. Dinleri ise birdir. Bu hadisi Ahmed, Buhari Müslim, Ebu Davud ve diğer kaynaklar rivayet etmiştir ve buradaki lafız Buhari'ye aittir. Neshin vaki olduğu şeyler, temel esaslar değil ferî meselelerdir. Allah te'âlâ şöyle buyurmuştur: İbrahim'in dininden kendini bilmezlerden başka kim yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu dünyada (elçi) seçtik, şüphesiz o ahirette de iyilerdendir.(130)Çünkü Rabbi Ona: "Müslüman ol" demiş, O da: "Âlemlerin Rabbine boyun eğdim", demişti.(131)Bunu İbrahim de kendi oğullarına vasiyet etti, Ya'kub da: Oğullarım! Allah sizin için bu dini (İslâm'ı) seçti. O halde sadece müslümanlar olarak ölünüz (dedi).(132)Yoksa Ya'kub'a ölüm geldiği zaman siz orada mı idiniz? O zaman (Ya'kub) oğullarına: Benden sonra kime kulluk edeceksiniz? demişti. Onlar: "Senin ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın ilâhı olan tek Allah'a kulluk edeceğiz; biz ancak O'na teslim olmuşuz" dediler (Bölümün numarası 3; Page No. 418) İkinci olarak; Allah müslümanlara, kendilerine kitap verilmiş olanların yiyeceklerinden, yani kestikleri hayvanlardan yemeyi mübah kılmıştır. Mâide Sûresi'ndeki ayet şöyledir: Kendilerine kitap verilenlerin (yahudi, hıristiyan vb. nin) yiyeceği size helaldir, sizin yiyeceğiniz de onlara helaldir. Mümin kadınlardan iffetli olanlar ile daha önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz şartıyla, namuslu olmak, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helaldir. Ehl-i kitaptan olan kadınlarla evlilik için Yahudi veya Hıristiyan olmaları fark etmeksizin özgür olmaları ve iffetli olmalarını şart koşmuştur. Bununla birlikte Allah te'âlâ aynı sûrede Yahudi ve Hıristiyanların kafir olduklarını bildirmiş ve şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Allah, Meryem oğlu Mesîh'tir" diyenler andolsun ki kafir olmuşlardır. ... Bir diğer ayette Allah şöyle buyurmaktadır: Yahudiler ve hıristiyanlar "Biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz" dediler. Allah te'âlâ dedi Yahudiler, Uzeyr Allah'ın oğludur, dediler. Hıristiyanlar da, Mesîh (İsa) Allah'ın oğludur, dediler. Bu, onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) daha önce kafir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan batıla) döndürülüyorlar.(30)(Yahudiler) Allah'ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını); (hıristiyanlar) da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesîh'i (İsa'yı) rabler edindiler. Halbuki onlara ancak tek ilâha kulluk etmeleri emrolundu. O'ndan başka tanrı yoktur. O, bunların ortak koştuklarından münezzehtir.(31)Allah'ın nurunu ağızlarıyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar. Halbuki kafirler hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlamaktan asla vazgeçmez.(32)O (Allah), müşrikler hoşlanmasalar da (kendi) dinini bütün dinlere üstün kılmak için Resûlünü hidayet ve Hak Din ile gönderendir. (Bölümün numarası 3; Page No. 419) Bir ayette de Allah te'âlâ şöyle buyurmaktadır: Andolsun "Allah, üçün üçüncüsüdür" diyenler de kafir olmuşlardır. Aynı sûrede benzer ayetler bulunmaktadır. Üçüncü olarak; Allah kitap ehlini, Yahudileri ve Hıristiyanları kestikleri hayvanların yenilmesi, mümin erkeklerin onların kadınlarından iffetli olanlarıyla evlenmesi ve kendilerinden cizye alınmasını özellikle onlara şu sözüyle tahsis etmiştir: Kendilerine Kitap verilenlerden Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini kendine din edinmeyen kimselerle, küçülerek elleriyle cizye verinceye kadar savaşın. Bu hususları onlara Ehl-i kitap oldukları için ve diğer kafirlere nazaran müslümanlara daha yakın oldukları için tahsis etmiştir. Bu nedenle müslümanlar Ehl-i kitabın Persler karşısındaki galibiyetlerinden ve mağlup durumdayken muzaffer konuma geçmelerinden ötürü sevinmişlerdir. Allah te'âlâ da müslümanların bu tutumlarını ikrar etmiştir. Şöyle buyurmuştur: (Bölümün numarası 3; Page No. 420)  Rumlar, yenilgiye uğradılar.(2)(Arapların bulunduğu bölgeye) en yakın bir yerde... Halbuki onlar, bu yenilgilerinden sonra galip geleceklerdir.(3)...birkaç yıl içinde... Eninde sonunda emir Allah'ındır. O gün müminler de sevineceklerdir.(4)O gün müminler de Allah'ın yardımıyla sevineceklerdir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.(5)(Bu) Allah'ın vadettiğidir. Allah vaadinden caymaz; fakat insanların çoğu bilmezler. Allah Ehl-i kitabın küfür hali, kitaplarını tahrif suçu ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) peygamberliğini inkar suçu üzere kalmalarına cevaz vermemiştir. Bu konuda onlara müsade etmemiştir. Bizim için de Allah te'âlâ, boyun eğip kendi elleriyle cizye verdikleri taktirde onlarla savaşmamayı ve esir etmemeyi teşri kılmıştır. Diğer kafirler için değil sadece onlar hakkında böyle bir uygulamada bulunulmuştur. İlim ehlinin cumhurunun görüşü bu şekildedir.Başarı Allah'tandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.


Tags: