Cennete hesapsız olarak girecek olanlar

( 19022 ) Numaralı fetva Soru : Resulullah (s.a.v.) hesapsız olarak cennete girecek yetmiş bin kişi sorulunca şöyle cevap vermiştir: Onlar: başkalarından kendilerine rukye yapmalarını istemeyen, uğursuzluğa inanmayan, (iyileşmesi için) ateşle dağlamayı terk edenler ve yalnızca Rablerine tevekkül edenlerdir." İmam Ahmed rivayet etmiştir. Başka bir rivayette bu lafız da vardır: Rukye yapmazlar. İbn-i Kesir tefsirinde bu ayeti açıklarken nakletmiştir. (cilt:2) Siz,en hayırlı ümmetsiniz. İmam Hafız İbn-i Hacer, bundan sonra İmran b. Husayn'dan rivayet edilen hadisin bir kısımını zikretmektedir: "Göz değmesi ve hummanın dışında rukye yoktur" Müslim'de ise Yusuf b. Abdullah b. el-Hâris tarikiyle Enes'ten şöyle rivayet edilmiştir: Muhakkak ki Resulullah (s.a.v.) zehirli hayvan sokmasından, nazar değmesinden ve vücutta çıkan yaralardan dolayı rukyeye izin verdi. Soru: Birinci hadiste geçen " rukye yapmazlar ve başkalarından kendilerine rukye yapmalarını istemezler" kelimesinin manası nedir? Rukye sadece göz, humma ve vücutta çıkan yaralar için mi olur? (Bölümün numarası 1; Page No. 83)


Cevap : Sahihayn ve başka eserlerde İbn-i Abbas'tan rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v.) hesapsız ve azap görmeden cennete girecek yetmiş bin kişiden bahsettiği hadisin sonunda şöyle buyurmuştur: Onlar: başkalarından kendilerine rukye yapmalarını istemeyen, uğursuzluğa inanmayan, (iyileşmesi için) ateşle dağlamayı terk edenler ve yalnızca Rablerine tevekkül edenlerdir." Bu Buhari'de geçen lafızdır. (c.2 s.26) İmam Ahmed Müsnedinde bu hadisi İbn Mesut'tan aynı şekilde rivayet etmiştir. (c.1 s.401,403) Müslim ve başkalarından gelen "rukye yapmazlar" şeklindeki rivayete gelince, Şeyhul İslam İbn Teymiye (Allah ona rahmet eylesin) şöyle demiştir: Bu ziyade raviden kaynaklanan bir vehimdir. Resulullah (s.a.v.) "rukye yapmazlar" ifadesini kullanmamıştır. Resulullah'a (s.a.v.) rukye sorulunca şöyle buyurmuştur: Sizden kardeşine faydalı olabilen kimse,bunu yapsın. Resulullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: İçerisinde şirk olmayan dua ile rukye yapmada bir beis yoktur. Cabrail (a.s.) peygamberimize Peygamberimizde (s.a.s.) sahabeye rukye yapmıştır. Başkalarından kendilerine rukye yapmalarını istemezler kelimesine gelince, açıklaması şöyle olabilir: Birinden rukye yapmasını talep etmek ona taalluk etmek ve ondan istemek sayılır. Özellikle hasta, şifasına sebep olan şeye örümcek ağı gibi bağlanabilmektedir. Dediklerine ikna olmazsa bile rukye yapanın taleplerini yerine getirir. Bu da tevekkülün kemaline halel getirebilir. Bu sebeple hesapsız ve azap görmeden cennete girecek yetmiş bin kişi için tam tevekkül sahibi denmiştir. Çünkü onlar başkasından kendilerine rukye yapmalarını istemezler, uğursuzluğa inanmaz, (iyileşmesi için) ateşle dağlamayı terk ederler ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler. Allah'a razı olmak ve tam olarak tevekkül etmek ile musibet ve belalara sabretmeyi aynı anda gerçekleştirirler. Bundan sevap alırlar. Bu onları sebepleri kullanmaktan alıkoymaz. Ancak onlar bu vesileleri kadere teslim olarak, belayı hoş görerek, tevhidi ve tevekkülü tam olarak yaşamak için terk etmişlerdir. Tedavi olmak, sebepleri aramak ve rukye talep etmek tevekkülü ortadan kaldırmaz. Bilakis ihtiyaç halinde tedavi olmak, fayda ve zarar verenin Allah (c.c.) olduğuna inanmak kaydıyla şeriatın emridir. Sebepleri ve müsebbipleri yaratan O'dur. Sahih hadislerde geldiği üzere Allah (c.c.) yarattığı hastalığa şifa yaratmıştır. (Bölümün numarası 1; Page No. 84) Rukye nazar ve humma içindir hadisine gelince: "Göz değmesi ve hummanın dışında rukye yoktur" Sadece bunlarda olur manasına gelmez. Hattabi, Mealimu's Sünen (c.4 s.210) adlı eserinde şöyle demiştir: Bu hadis, bunlardan başka hastalık ve sıkıntılarda rukye caiz değildir demek olmaz. Manası şudur: Göz ve zehirden daha öncelikli rukye yoktur manasına gelir. Bu "Ali’den başka yiğit, Zülfikar’dan başka kılıç yoktur” demek gibidir. Çünkü Peygamber'den (s.a.s.) sahabesine her hangi bir acı sebebiyle rukye yaptığı sabit olmuştur. Ebu Bekir b. Süleyman b. Ebi Hasme'den gelen rivayette Şifa bint. Abdullah şöyle demiştir: (Bölümün numarası 1; Page No. 85)  (Bir gün) ben Hafsa'nın yanında iken Resulullah (s.a.v.) yanıma geldi ve bana: "Şu Hafsa'ya yazı yazmayı öğrettiğin gibi karıncalanma (hastalığına karşı korunma rukyesini) duasını da öğretsen ya" buyurdu. Ebu Davud Sünen adlı eserinde ve İmam Ahmedde Müsnedinde (c.6 s.372) rivayet etmiştir. Hz. Aişe'den (r.a.) sabit olmuştur ki: Resulullah (s.a.v.) ona göz değmesinden dolayı rukye yapmasını emretmiştir. Ümmü Seleme'den (r.a.) şöye sabit olmuştur: Rsulullah (s.a.s.) onlara yanında bulunan bir cariye için rukye yapmalarını emretmiştir. Bu da ihtiyaç halinde rukye yapılabileceğine delildir. Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.


Tags: