Camiye vakfedilen arazinin satışı ve parasının onun yapımına harcanması caizdir

( 1 ) no'lu fetva: Hamd yalnız Allah'adır, salat ve selam, kendisinden sonra peygamber gelmeyecek olan (Hz. Muhammed'in) üzerine olsun. (Bölümün numarası 16; Page No. 66) Bilimsel Araştırma ve Fetva Komisyonu, H. 21/8/1391 tarih ve 599 sayılı Uhud Rufeyde Mahkemesi hakiminden sayın Bilimsel Araştırma ve Fetva, Davet ve İrşad İdareleri Başkanına gelen ve H. 18/1/1392 tarih ve 98/2 sayı ile Yüksek Alimler Konseyi Genel Sekreterliğinden kendisine havale edilen muameleye muttali olmuştur ki, komisyon bu muameleyi araştırdıktan sonra onun, Said b. Rukban ve cemaatından gelen fetva istemini içine aldığını görmüştür ki, metni şöyledir:Biz, Rufeyde Kahtan Beldesi Sumhiye köyünden Âl-i Humeydan cemaatıyız. Bizim eski olması yönüyle harap olmuş bir camimiz var. Zira biz fakir kimseleriz, kendi paramızla onu yapamıyoruz. Ben Âl-i Humeydan cemaatından birisi olan Said b. Rukban'ım. Ben biliyorum ki, adı geçen caminin vakfı var. O, ecdadımızın vakfettiği bir parçadır. Ecdadımızdan bu güne kadar ekilmeksizin yahut kullanılmaksızın metruk bir haldedir. İşaret ettiğim süre yaklaşık elli sene cıvarındadır. Adı geçen caminin yapımına olan ihtiyacımız göz önünde bulundurularak, camiye vakfedilen mezkur arazinin satılması ve onun parasının mezkur caminin yapımına harcanması konusunda hepimiz ittifak ettik. Cami eğer yukarıda zikredilen arazinin kıymetinden fazla ihtiyacı olursa, caminin yapımının tamamlanması yolunda kendi hesabımızdan eksik kalanı tamamlayacağız. Düşündüğümüz gibi vakfın satılması caiz midir, yoksa vakıf olduğu gibi bırakılır, cami harap bir halde kalır ve biz evlerimizde mi namaz kılarız? Anlatılmak istenen konu budur. (Bölümün numarası 16; Page No. 67) Bu fetva istemi, H. 10/5/1391 tarih ve 1/1535 sayı ile sayın müftü vekili tarafından, fetva isteyenlerin söylediklerinin doğruluğunun araştırılması için Sayın Uhud Rufeyde hakimine havale edilmiştir. H. 21/8/1391 tarih ve 599 sayı ile zât-ı âlilerinden mektubunun ekinde cevap gelmiştir ki, metni şöyledir:Köy muhtarı Hüseyin b. Mansur Ebu Seb'a ve köyün ileri gelenlerinden iki kişi olan Ali b. Ahmed Ebu Mefayid ve Müşebbib b. Mansur Ebu Mefayid çağrılmış ve arazinin durumu ve alanının kaç metre olduğu hakkında ve arazinin komşularının istekleri ve satılması istenmesi halinde değerinin ne olduğu ve onun kalmasının camiye bir faydasının olup olmayacağı konusunda kendilerinden bilgi alınmıştır. Onların cevabı şöyle olmuştur: Âl-i Humeydan camiinin vakfı olan arazi, boş bir (Bölümün numarası 16; Page No. 68) arazidir , uzun senelerden beri imar olmamıştır. Onun alanı, uzunluğu otuz yedi metre ve genişliği on yedi metredir. Onun sınır komşuları onu isteyebilir ancak şu anda değil. Zira onun komşularının bazıları burada bulunmuyorlar ve arazileri de imarlı değildir. Şu anda oranın değeri üç bin riyal cıvarındadır ve açık artırma olursa ne olur bilmiyoruz. Onun mevcut haliyle kalmasının camiye bir faydası yoktur, çünkü o terk edilmiş bir arazidir. Orası yaklaşık altmış senedir imar görmemiştir ve onun komşularının zayıflığından dolayı ondan bir fayda elde edilmez. Konu burada bitmiştir.


Komisyon fetva istemini ve sayın hakimin söylediklerini görüştükten sonra aşağıdaki cevabı vermiştir:Bu arazi, adı geçen caminin vakfıdır ve terk edilmiş ve cami de imara muhtaçtır. Onu imar edecek kimse de bulunmamaktadır. Ayrıca Said b. Rukban ve cemaatının, arazinin parasıyla caminin imarını tamamlamaya hazır olduklarına dair imzalı dilekçeleri mevcuttur. Buna binaen, bu arazinin satılması ve parasının, yukarıda adı geçen caminin imarına harcanması caizdir. Eğer bu arazinin parası, caminin tamirine yetmediği takdirde, onu tamamlamak isteyenlerin onu tamamlaması gerekir. Satılacak arazinin parasını korumak için, onun satışı, parasının alınması ve caminin imarına harcanması, tamirinin takibi, yapacaklardan kalan kısmın alınması, - ki, onu tamamlamaya söz verdikleri için vakıf arazisi satılmıştır- bütün bunlar Uhud Rufeyde Mahkemesi hakimi kanalıyla olacaktır. Bu şartlarda imza altına alınmıştır.Başarı Allah'tandır! Allah Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.


Tags: