(329) no'lu fetva:
Soru
: Karısıyla (Ş.Ş.) tartıştı ve onu boşamaya niyet etti. Öfke anında karısını aklından çıkardı. Riyad'a döndüğünde boşanmak için Aile ve Tazminat Mahkemesine başvurdu. 10/12/1392h. tarihine kadar bekledikten sonra eşini ricat etti. Bu konuda görüş istiyor. Aile ve Tazminat Mahkemesine sunduğu dilekçesinin bir sureti istendi ve getirdi. Dilekçesi şöyledir: Sayın Aile ve Tazminat Şeri Mahkemesinin başkanı, zatı âlinize bu dilekçemi takdim ediyor ve bildiyorum ki, ben eşimi (Ş.Ş.A.) Hz. Muhammed'in sünnetine uygun olarak (sünni talakla) boşamak istiyorum. Gereğinin yapılmasını arz eder, saygılar sunarım. Tarih: 8/11/1392h. (Bölümün numarası 20; Page No. 24) Komisyon Tazminat Mahkemesinin başkanına ulaştı ve konuya ilgili kendisinden bilgi talep etti. Mahkeme başkanı ilgili şahsın (A.R.A.) kendisine ulaştığını, biraz evvel zikri geçen dilekçeyi sunduğunu, ancak boşama davasının sonuçlanmadığını, mahkemede sözkonusu kadının zikri geçen kocasından boşandığına ilişkin bir hüküm verilmediğini belirtti. İlgili şahıs, mahkemeye yukarıda belirtilen dilekçesinden başka bir belge de takdim etmemiştir.
Cevap : Fetva komisyonu, anlatılanları inceledikten sonra şu görüşe varmıştır:(A.R.A.) adlı şahıs eşinden (Ş.Ş.) boşanmamıştır. Bu durumda eşi nikahlısı olarak devam etmektedir. Söz konusu kişinin yaptığı sadece boşama tehdidinden ibarettir. Bu tehdidini, boşama lafzını telaffuz ederek yerine getirmedikçe, boşama tehdidinin eşiyle arasındaki evlilik hayatına bir etkisi olmaz. Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.