(6290) no'lu fetvanın dokuzuncu sorusu:
Soru 9: Cevahiru'l-Buhari adlı
kitapta
şöyle bir hadis bulunmaktadır: Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
Sizden birinin içeceğinin içine sinek düştüğü zaman, sineği iyice onun içine daldırsın sonra da onu çıkarsın. Çünkü sineğin iki kanadından birinde hastalık diğerinde ise şifa vardır.
Bunu Ebu
Hureyre
(Bölümün numarası 4; Page No. 425) (r.a.) rivayet etmiştir. Diyorlar ki: Sinek ancak hastalık taşır. Nasıl olur da iki kanadının birisinde şifa bulunabilir. Sonra da bu kimseler şöyle diyorlar: Bu akla uygun değildir. Bu hadis sahih midir, ayrıca bu kişilere nasıl bir cevap verebiliriz?
Cevap 9: Bu hadis,
Buhari'nin rivayet etmiş olduğu senedi sahih bir hadistir.
Ebu
Said
tarikinden
Nesai ve
İbni Mace'de,
Enes
b. Malik
tarikinden de
Bezzar'da şahitleri vardır.
Hadisin metni ise akılla kesinlikle çatışmamaktadır. Zira akıl, sineğin kanatlarında hastalık ya da şifanın bulunduğunu ya da bir kanadında hastalık, diğer kanadında da şifa bulunduğunu idrak edemez. Bu ancak; ya tecrübe, kanatları inceleyip deneme yoluyla veya masum olan Resule vahiy yoluyla bilinebilir. Bunun hiç birisi inceleme ve tecrübe yoluyla sabit olmadığına göre hadise uygun olup olmadığı söylenemez. Dolayısıyla bu, kaynağı, sırf beşeri tabiatın nefret ederek çirkin bulması ve tiksinmesidir. Resulullah'a (s.a.v.) gelince; o da bununla ilgili bir araştırma ve incelemeden haberi yoktu. Zira o hayatını ümmi bir topluluk içerisinde geçirdi ve bu konu hakkinda herhangi bir bilgiye de sahip değildi. Öyle ise bu, Resulullah'a (s.a.v.) her şeyi yaratan ve özelliklerini bilen Allah Te'âlâ tarafından vahiy yoluyla bildirilmiştir.
Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve herşeyden haberdardır.
(Bölümün numarası 4; Page No. 426) Hadis senet açısından sabit olup haber de her şeyin bilgisini kuşatmış olan Zat tarafından Sadık-ı Emin'in (s.a.v.) lisanı üzere gelmiş olunca hadisin sahih olduğuna hükmetmek zorunlu hale gelmiştir. Akla aykırı olduğu iddiası hırs ile söylenmiş bir söz olup adeta gayba taş atmak gibidir. Dolayısıyla onun reddedilmesi gerekir. Böylece hak ortaya çıkmış, batıl da zail olmuştur. Batıl ise her zaman zail olmaya mahkumdur.Başarı Allah'tandır. Peygamberimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.