(19967) Numaralı fetva:
(Bölümün numarası 16; Page No. 278) Soru: Hamd yalnız Allah'a mahsustur. Salât ve selam, kendisinden sonra peygamber gelmeyecek olan Hz. Muhammed'in üzerine olsun. Bilimsel Araştırma ve Fetva Daimi Komisyonu, Riyat Yüksek Mahkeme
Başkanı muhterem Süleyman b. Abdullah'tan sayın Genel başkana gelen ve
komisyona Yüksek Alimler Konseyi Genel Sekreterliğinden 8/8/1418 h. tarih ve 4699 sayı ile havale edilen yazı ve yazıyı ekinde Abdullah b. Muhammed el-Cum'a tarafından sorulan fetvanın metnine muttali olmuştur. Adı geçen Abdullah babasının varislerinin vekili ve vasiyetini yürütmek için vasisidir. Fetva talebi, babası tarafından yapılmış iki vasiyet hakkında olup hangisine göre amel edeceğini sormaktadır. Birinci vasiyetin metni şöyledir: Hamd yalnız Allah'a mahsustur. Salât ve selam, kendisinden sonra peygamber gelmeyecek olan Hz. Muhammed'in üzerine olsun. Ben Riyat şehri ikinci noteri Abdurrahman
b.
Fehd el- Abdullah. Muhammed b. Süleyman b. Cum'a el-Cum'a makamıma geldi. Elindeki kimlik belgesi 19/6/1385 gün ve 2984/671 sayısını taşımaktadır. Kendisi şer'an sözüne itibar edilecek durumdadır. İlgili kişi önce Allah'tan başka İlah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın resulü olduğuna, İsa'nın Allah kulu ve resulü, Meryem'e ulaştırdığı kelimesi ve kendinden bir ruh olduğuna şehadet etti.
Cennetin hak, cehennemin hak
kıyametin hiç kuşkusuz geleceğine, Allah'ın kabirlerdekileri dirilteceğine şehadet etti. Sonra şöyle bir vasiyette bulundu: Kendi nefsime ve zürriyetime Allah'tan takva ve O'na itaatı tavsiye ederim. Resulünün getirdiğine tabi olmalarını tavsiye ederim. Aynı şekilde benden sonra gelecek olan zürriyetime insanların aralarını ıslah etmelerini, namazı kılmalarını, ancak müslüman olarak ölmelerini tavsiye ederim. Aynı şekilde Riyat'ta el-Halic mahallesinde mülküm olan ve Riyad noterinde verilmiş 8/6/1404 gün ve 408 sayılı belge ile mülküm olan villamın zemin katını vasiyet ediyorum. Bu evde oğlum Abdurrahman b. Muhammed b. Süleyman el-Cuma, eşim Heyâ bnt. Becad Merihan el-Harbî oturmaktadır. Aynı şekilde zürriyetimden erkek-kadın ihtiyaç duyanların burada oturma hakları vardır. Birinci kat kiraya verilecek ve parasından iki kurban kesilecektir. Birincisi (Bölümün numarası 16; Page No. 279)
babam, annem Şemâ bnt. Ali el-Ğufeylî adına kesilecektir.
İkinci kurban benim adıma kesilecek, benim ve babamın adına Ramazan ayında imkan ölçüsünde iftar yemeği verilecektir. Kalan kira paraları, varisler arasında şeriata uygun olarak bölüştürülecektir. Bu vasiyetimi uygulamak için vasim, oğlum Süleyman b. Muhammed b. Süleyman el-Cuma, ondan sonra da oğlum Ali b. Muhammed b. Selman el-Cuma'dır.
Vasiyeti yapan, kendi isteği ve iradesi ile kimlikleri zabt altına alınmış olan Selman b. Ali b. Süleyman el-Cum'a, Ali b. Süleyman el-Cuma'nın huzurunda ikrar etmiştir.
Vasiyetin zabtı ve okunmasından sonra zabtını tasdik etmişler ve üzerini imzalamışlardır. Bunun üzerine de tarafımızdan onaylanıp imzalanmıştır. Birinci vasiyet olan bu vasiyet, Hz Peygamber'in (s.a.v) hicretinin 1414 yılı Şaban ayının başında tasdik edilmiştir. İkinci vasiyete gelince onda şu ifadeler yer almıştır: Hamd yalnız Allah'a mahsustur. Salât ve selam, kendisinden sonra Peygamber gelmeyecek olan Hz. Muhammed'in üzerine olsun. (Bölümün numarası 16; Page No. 280) Bundan sonra konuya girecek olursak: Ben
Riyat
ikinci noteri, Abdurrahman b. Fehd el-Abdullah şunu derim: Muhammed b. Süleyman b. Cum'a el-Cum'a makamıma geldi. Kendisi 19/6/1385 tarih ve 2984 günlü nüfus cüzdanı sahibidir. Kendisinin şer'an durumu ikrar yapmaya uygundur. Sözüne şöyle başladı: Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in O'nun resulü olduğuna, İsa'nın Allah'ın kulu ve elçisi, Meryeme ulaştırdığı kelimesi ve kendisinden bir ruh olduğuna, cennetin, cehennemin hak olduğuna, kıyametin geleceğine ve bundan hiçbir kuşku olmadığına, Allah'ın kabirlerde olanı dirilteceğine şehadet ettikten sonra şu ikrarda bulundu:
Kendime ve zürriyetime Allah'tan korkmalarını, O'na itaat etmelerini, Resulünün getirdiğine uymalarını, aynı şekilde benden sonra gelecek olan zürriyetime insanların aralarını düzeltmelerini, namaz kılmalarını, ancak müslüman olarak ölmelerini tavsiye ederim.
Malımın üçte birini vasiyet ediyorum. Gelirinden adıma, babam Süleyman b. Cum'a adına, annem Şeyma bnt. Ali el-Gufeyli adına bir kurban kesilmesini vasiyet ediyorum. Kurbanlar sürekli olarak imkan ölçüsünde kesilecektir. Kalan gelir, vasinin gözetiminde iyilik ve hayır işlerine harcanacaktır. Vasiyetimi yürütmede vasim ise, oğlum Abdullah b. Muhammed b. Süleyman el-Cuma ondan sonra oğlum Süleyman ve bu iki oğlumdan sonra da vasinin uygun gördüğü kişidir. Vasinin bu vasiyette takva sahibi olması Allah'a itaat etmesi, Yüce Allah'ın rızasını gözetmesi ve vasiyet edenin menfaatine uygun hareket etmesi şarttır. ilgili kişi kendi irade ihtiyarı ile
huzurumda
ikrar (Bölümün numarası 16; Page No. 281) ve vasiyette bulunmuştur.
Şahitler
Riyat Nüfus İdaresinden alınmış 7/1382 tarih ve 43981 sayılı kimlik sahibi Süleyman b. Ali b. Süleyman el-Cum'adır. ikinci şahit Riyat Nüfus İdaresinden alınmış 21/2/1393 tarih ve 111044 sayılı kimlik sahibi Süleyman b. Ali b. Süleyman el-Cuma'dır. İkrar zabta geçirildikten ve ilgililere okunduktan sonra tasdik ettiler ve imzaladılar. Bunun üzerine belge tarafımızdan tasdik edilmiş ve onaylanmıştır. İki Receb Hz. Peygamber (s.a.v)in hicretinin 1417 yılı.
Cevap: Komisyon fetva talebini inceledikten sonra vasiyet edenin ikinci vasiyetinin esas alınacağı cevabını vermiştir. Çünkü ikinci vasiyet birincisini nesh veya iptal etmiştir. Zira ikinci vasiyetteki ifadede vasiyet edenin ilk vasiyetinden döndüğünü ve ikincisini arzu ettiğini gösteren cümleler vardır. Bu iki vasiyeti birleştirmek ve birlikte uygulamak mümkün değildir. Vasiyet eden her iki vasiyette de birincinin malının üçte birinden çıkarılacağını ve onun içine dahil olduğunu açıkça söylememiştir. Bu durumda vasinin vasiyeti ikinci vasiyetin ifadesi doğrultusunda uygulaması gerekir. Bu da malının üçte birinden uygulanacaktır. Malının üçte biri tespit edilecek, gelirinden vasiyet eden kişinin belirlediği yerlere harcama yapılacaktır. Bundan önce zimmetindeki borçları, haccın vücub şartları tahakkuk etmiş ama haccetmemişse hac farizası, ödemediği zekat, nezir, kefaret vb. borçları gibi borçları ödenecek, sonra vasiyeti yerine getirilecektir. (Bölümün numarası 16; Page No. 282) Başarı Allah'tandır! Allah, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.