(3912) no'lu fetva:
Soru: Saygıdeğer efendim, ben yaşlı, eşi olmayan dul bir kadınım. Ebu Zer caddesinde bir evim var ve orada yaşıyorum. Vefatımdan sonra arkamda bıraktığım malımın üçte birini vasiyet ettim. Geriye üçte ikisi kaldı. Evin yarısını da Mescid-i Nebevi'deki ilim talebelerine ev yapılması için
vakfetmek istiyorum.
(Bölümün numarası 16; Page No. 84) Böylece mirasçım için sekizde biri kalıyor. Mirasçım ise kardeşimin oğlu ve benim ondan başka mirasçım yok. Fakat malesef yeğenim akrabayı ziyaret etmez. Bu zamana kadar ne yanıma geldi, ne de bir mektup yazdı. Yaşadığım yere geldiği halde beni ziyaret etmiyor. Uzun yıllardır ne sağlığımda, ne de hastalığımda yanımda olmadı. Bu konuda görüşünüz nedir?
Cevap: Fakirlikten korkmadığıniz ve zenginliği beklemediğiniz sürece evinizin tamamını ya da bir kısmını vakfetmeniz caizdir. Bununla beraber vakıf yapan kişinin vakfetmiş olduğu şeyden vazgeçmesi caiz değildir.Ayrıca vakfetiğiniz mal dışında, malınızı, üçte bir ya da daha az olması şartıyla istediğiniz her türlü iyilik için vasiyet etmeniz caizdir.Başarı Allah'tandır! Allah Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.