(15183) Numaralı fetva:
(Bölümün numarası 20; Page No. 330) Soru: H. 1395 yılında evlenen bir vatandaşım. Allah’ın takdiri, dilemesi, doktorların dediğine göre benim çocuğumun olması çok zayıf bir ihtimaldir. Benim çocuğumun olma ihtimali %1’i geçememektedir. Allah’ın takdiridir. Doktorların bana tavsiye ettikleri ilaçları kullanmaya başladım. Fakat fayda elde edemedim. Sonunda Allah (c.c.)’a sığındım. Bana yazdığı takdire razı oldum. İlaçlara bağımlılığı bıraktım. H.1409 yılında aniden eşim hamile olduğunu bana söyledi. Allah (c.c.)’ın bana verdiği bu nimetten dolayı ne kadar ferahladığımı, sevindiğimi değerli şeyh varın siz hayal edin. Hamilelik dönemi selametle geçti. Eşim erkek bir çocuk doğurdu. Fakat büyük bir şok yaşadım. Çocuk hiçbir şekilde, benim özelliklerimi taşımamaktaydı. Hatta ten rengi bile benzemiyordu. Ben beyaz tenliyim. Eşim buğday tenli, çocuk ise koyu kahverengi tendeydi. Bu sebeple bütün vesvese ve şüpheler gelip geçmeye başladı. Sonuçta tahammül edemedim. Bütün bu şüphelerimi, fikirlerimi akrabalarıma söyledim. Fakat onlar başlangıçta benim şüphelerimi ortadan kaldırmak için, çocuğun babasına benzemesinin şart olmadığını, bunun şeytanın vesvesesi olduğunu delil getirdiler. Fakat ben buna ikna olmadım. Daha sonra benim ısrarlarım ve muzdarip olmam ve onların sözleriyle ikna olmamam neticesinde, bana kan tahlili yapmamı; eşimin, benim ve çocuğun ırsî özelliklerimizi ortaya çıkaracak tahliller yapmamı söylediler. Ki bu şekilde kalbim tatmin olsun, vesvese ve şüphelerden kurtulup rahatlayayım. Ailemle eşimin ailesinin konuşmalarının ardından (her ne kadar gönülsüzce kabul etseler de) tahlili yaptırmaya kalkıştım. Allah’ın lütfu sayesinde, ilmin gelişmesiyle bu tür işler artık gizli kalmamaktadır. Numune alındıktan yaklaşık iki hafta sonra tahlil neticeleri bana ulaştı. Sonuçlara göre bu çocuk hiçbir şekilde benden değildir. Çünkü mutlak olarak benden hiçbir ırsî özellik taşımamaktadır. Tahlillerin ifade ettiğine göre başka bir kişinin ırsî özelliklerini taşımaktadır. Çocuğun şekil olarak benzemesine bakılmaksızın, babasının ırsî özelliklerini taşımaması imkansızdır. Allah’ın yarattığı her çocuk, muhakkak anne ve babasının özelliklerini taşıması gerekir. Tahlil sonuçları çıktıktan sonra, eşimi boşamak için ailesinin yanına götürdüm. Onlara çocuğun benden olmadığını söyledim. İsmimi asla taşıyamayacağını söyledim. Eşimin ailesi ısrarla mülaane (lanetleşme) yapmamızı istediler. Çocuğu aldıktan sonra, iyilik sahibi kişiler araya girip; eşimin, babasının ve benim yanımda, bu çocuğun benden olduğuna dair Allah’ın kitabı üzerine yemin etmesini istediler. O da Allah’ın kitabına yemin edip evine döndü. Fakat bu belge elime geçtiğinden beri içim rahat etmedi. Bu işe hala hayret ediyorum. Allah bu yaptığımdan razı oldu mu? Bildiğime, inandığıma ve kan tahlillerine göre, bu çocuk benden değildir. Allah muhafaza bu durumda aldatılmış mı oluyorum? Ki onunla hayatım hep yabancı biri gibidir. Devamlı beni aldattığı sureti aklıma geliyor. Hatta çocuğumun olamayacağını, çocuk edinme hissimin olamayacağı aklıma geliyor. Buradaki sorum şudur: Kadının yanımda kalması haram mıdır? Ki kan tahlillerine göre, o zina etmiştir. Çocuğun bana nisbeti tamamlandı.
(Bölümün numarası 20; Page No. 331) (Bölümün numarası 20; Page No. 332)
Cevap: Bu çocuk senindir. Yaptığın şey yanlıştır. Çocuğu reddetmeyi düzeltmen gerekir. Bu vesveseden kurtulman gerekir. Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine:
Bir Arâbî Resulüllah’a (s.a.v.) gelerek şöyle dedi:Karım zenci bir çocuk doğurdu. Bunun benden olduğunu kabul etmedim. Bu açıklamadan sonra Hz. Peygamberle o kişi arasında şu konuşmalar geçti: Hz. Peygamber:"Senin develerin var mı?" diye sordu. O da: "Evet!" dedi. Hz. Peygamber: "Rengi nedir?" diye sordu, o da: "Kırmızı!"dedi. Hz. Peygamber: "Alacaları da var mı?" diye sordu, o da:" Yer yer alacaları da var." dedi. Hz. Peygamber: "Bu alacalar ona nereden gelmiş?" diye sordu, o da:"Soyuna çekmiş olabilir." dedi. Daha sonra Hz. Peygamber: "İşte bu çocuk da soyuna çekmiş olabilir!"
(Bölümün numarası 20; Page No. 333) Çocuğu reddetmesini ona emretmedi.
Bu hadiste ittifak edilmiştir. Hadisin lafzı Buhari'ye aittir.
Aişe
(r. anha) dedi ki: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
Çocuk yatağa aittir, zina eden kişiye sadece taş vardır.
Üzerinde ittifak edilmiştir.
Başarı Allah'tandır! Allah, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âilesine ve sahabesine salât ve selam etsin.