Bid'at içermeyen kitaplara yönlendirme ve Bid'atçı Tarikatlardan sakındırma

(4272) no'lu fetva: Soru: Birinci olarak: Biz Asyut İli, Ebu Tic İlçesinin Bâkur Köyündeniz. Dinde olmayan bir takım bid'at işler sebebiyle şaşkınlık içerisinde yaşıyoruz. Sizden, amelimizin boşa gitmemesi, basiret üzerine islam'ın ilkelerini tatbik etmek ve bid'atları yok etmek ve onları zecretmek için bidatçılara karşı doyurucu cevap istiyoruz. Sonra buna delil olan kitaplar nelerdir? Allah bizi ve sizi hayır ve hidayet olan şeye ulaştırsın. (Bölümün numarası 2; Page No. 471) İkinci olarak: Biz, maddiyatın azdırdığı ve din işlerini ihmal eden atalarından gördükleri zorbalık ve yanıltmaya rağmen dinine yönelen gençleriz. Bid'at içermeyen doğru kitaplar ve doğru yola götüren sebepler nelerdir?. Dinimize yönelmemiz ve onların uydurdukları din konusunda yapılan cahillik ve tahrifi hoş karşılamamamız sebebiyle, babalarımızın bizi harcamalardan bile mahrum etmelerine rağmen. Sizden bunun için bir liste istiyoruz. Bilerek Allah'a ibadet etmemiz için, eğer imkanımız olursa onlardan bazısını satın alırız. Bu konuda mevzu ve zayıf hadisler olduğu doğru mudur?. Bazı imamların dillerinde dolaşan bir çok hadis bulunduğuna göre onu nasıl bileceğiz?.Üçüncü olarak: Burada bulunan bir çok tarikatın hakikati nedir?. Eş-Şazeliyye, el- Ahmediyye, es- Sa'diyye, el- Burhaniyye ve diğerleri gibi... Onlara nasıl cevap verelim? Bu konuda doyurucu kitaplar nelerdir? Kendilerinin iddia ettikleri gibi onlar hak üzere midirler?.Dördüncü olarak: Bir mezhep üzere olan her bir imamın diğerine muhalif olduğunu görüyoruz. Çok kere konu aralarında çatışmaya kadar gidiyor ve namaz kılanlardan bazılarının namazı terk etmesine sebep oluyor. Bu konuda doyurucu ve yeterli bir cevap istiyoruz. Bir mezhebe mi tabi olalım?. İşin istikrara kavuşması için mezhepler arasını nasıl bulalım?.Beşinci olarak: Bazı kimseler insanlari saptırmak için, Allah'ın kitabı hakkında çok konuşuyorlar ve ayetleri kendi basit görüşlerine göre tefsir ediyorlar. Bunun örneği Ali İmran Suresindeki şu ayettir: Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar (Bölümün numarası 2; Page No. 472) Bunu zikir ve fısıltılarla raksetme olarak tefsir ediyorlar. Anlaşılmayan kelimelerle dudağını oynatıyor, sağa sola eğiliyor ve "Allah hayy" (Allah diridir) diyorlar. Bunun yanında başka işler de var. Aile pilanlamasını, kadınların şarkı söylemesini ve Rasûlullah için kaside söylenmesini helal sayıyorlar. Bunun için çalgı ve oyun aletlerini kullanıyorlar. Sizden dini konularda ve onu doğru olarak anlamada açıklama, dinde bid'at çıkaranlara karşı cevap ve bu konuda doyurucu kitap istiyoruz.


Cevap: Birinci olarak: Cevap istediğin bid'atları söyelemediğinden dolayı, o konuda size cevap veremiyoruz. Fakat önemli bir konuya dikkatini çekmek isteriz. Şer'an bir delil bulunmadıkça ibadetlerde asıl olan men etmektir. Şöyle denmez: Bu ibadet asıl itibariyle, yahut sayısı ve şekli cihetiyle meşrudur. Ancak şer'î bir delil varsa böyle denebilir. Allah'ın dininde, Allah'ın meşru kılmadığı ve O'ndan sadır olmayan bir şeyi kim uydurursa o kendisine reddolunur. Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: Her kim işimiz (dînimiz) üzere olmayan bir iş işlerse, o işlediği şey reddolunmuştur. Bir başka rivayette de şöyle buyurmuşlardır: Kim bizim dinimizde olmayan bir şeyi ortaya çıkarırsa, o merduttur, makbul değildir. İkinci olarak: Allah'ın kitabını öğrenmeni, onu çok okumanı, onun üzerinde düşünmeni, onunla amel etmeni ve ona davet etmeni tavsiye ederiz. Yine ihtiyacın kadar Allah Rasûlünün sünnetinden öğrenmeni, Sahihu'l-Buhari, Sahih'u Müslim'i ve diğer hadis kitaplarını okumanı ve şüphe ettiğin konularda ilim sahiplerine sormanı tavsiye ederiz.Üçüncü olarak: Eş- Şazeliyye, el-Ahmediyye, es-Sa'diyye, el-Burhaniyye (Bölümün numarası 2; Page No. 473) ve benzeri tarikatlar sapık tarikatlardir. Müslümanın onlardan birine tabi olması caiz değildir. Bilakis müslümana gerekli olan Rasûlüllah'ın (s.a.v.), ve O'ndan sonra sünnetine tabi olan halifelerinin, sahabelerinin ve diğerlerinin yoluna tabi olmaktır. O (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Ümmetimden bir tâife hak üzere muzaffer olarak kalmaya devam edecektir Onları yardımsız bırakanların ve muhalefet edenlerin onlara zararı olmaz; ta ki Allah’ın emri gelinceye (kıyamet kopuncaya) kadar.. Yin O (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: En hayırlı insanlar benim çağımdakilerdir, sonra onların ardından gelenler, sonra onların ardından gelenlerdir. Yine O (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Yahudiler 71 fırkaya bölündü, biri hariç hepsi ateştedir. Hristiyanlar 72 fırkaya bölündü, biri hariç hepsi ateştedir. Bu ümmet 73 fırkaya bölünecektir, biri hariç hepsi ateştedir. Onlar kim ya rasulallah? dendi. "Bu gün benim ve ashabımın bulunduğu şey üzere olanlar" buyurdu. Onlara cevap verilmesine gelince, onların inançları, bid'atları ve şüphelerinin tafsilatını bilmene ve bunu kitaba (Kur'an'a) ve sünnete arz etmene ihtiyaç vardır. Abdurrahman el-Vekil'in "Masra'u't-Tasavvuf" ve "es-Sünen ve'l -Mübtedeât, Şâtibî'nin "el-İ'tisâm", Şeyh Ali Mahfûz'un "el-İbdâ' fi Madârri'l- İbdâ' ", Allâme İbn Kayyım'ın "İğâsetü'l-Lehfân min Mekâidi'ş-Şeytan" kitapları ve benzeri kitaplardan yararlanmanı tavsiye ederiz. (Bölümün numarası 2; Page No. 474) Dördüncü olarak: Dört mezhep imamları arasında fıkıhtaki tali konular hakkında mevcut olan ihtilaf, hadisin bazılarına göre sahih ve sahih olmaması, yahut hadisin onlardan birine ulaşıp diğerine ulaşmaması gibi sebeplerden kaynaklanmaktadır. Müslümanın onlara hüsn-ü zanda bulunması gerekir. Onlardan her biri fıkhi konudaki ictihadında müctehittir. İsabet ederse iki sevap alır. İcitihat ve isabet sevabı. Hata ederse ictihat sevabı alır ve hatasından dolayı da sorumlu olmaz.Bu dört imamı taklid etmeye gelince, kimin bir delille hakka ulaşma imkanı olursa, delille ona uyması gerekir. Bu mümkün olmazsa imkanlar ölçüsünde ilim ehlinden en güvenilir olanı taklid eder. Bu ihtilaf füru'dadır. İhtilaf edenlerin bazısının, diğer bazılarının arkasında namaz kılmalarını men etmelerini gerektirmez. Bilakis vacip olan, bazının diğer bazılarının arkalarında namaz kılmalarıdır. Sahabeler (r.a.) fer'î meselelerde ihtilaf ediyorlar ve birbirlerinin arkasında namaz kılıyorlardı. Tabiîn ve onlardan sonar iyilikle onlara tabi olanlar da aynı şekilde yapıyorlardı.Beşinci olarak: Kur'an'ın tefsiri için en doğru yol: Dil kurallarına ve şeriatın maksadına uymak suretiyle, Kur'an'ın Kur'an'la, Rasûlullahın sünnetiyle, sahabelerin ve onlara iyilikle tabi olanların sözleriyle ve Allah'tan yardım dileyerek tefsiridir. Senin zikrettiğin, Allah Teâlâ'nın şu ayetinin tefsirine gelince: Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar İnsanlardan bazıları onu, raksetmek, zikirler ve fısıltılar olarak tefsir ediyor ve anlaşılmayan kelimelerle dudağını oynatıyor ve şöyle diyerek sağa sola eğiliyor: "Allahu hayy" (Allah diridir). Soruda zikredilen benzeri şeyler gibi... Bu batıl bir tefsirdir, mutlak olarak aslı yoktur. (Bölümün numarası 2; Page No. 475) Güvenilir müfessirlerin kelamından bu konuda gerçeği öğrenmen için, bu ayetin tefsiri konusunda, İbn Cerir, İbn Kesir, Bağavi ve benzeri tefsirlere müracaat etmeni tavsiye ederiz.Başarı Allah'tandır! Başarı Allahtandır! Efendimiz Muhammed'e (s.a.v.), âilesine ve sahabesine salât ve selam olsun.


Tags: